*Satır arası yorumları eksik etmeyelim lütfen:)°°°
Korkuyla Arslan'a baktım o da şaşırmıştı. Kimseyi beklemiyordu bildiğim kadarıyla.
Kısık bir sesle konuştu." Sen şimdi yukarıya çık ve ses çıkarma sakın tamam mı ayrıca sakın korkma seni kimseye vermem!"
"T-tamam" dedim ben de onun gibi korku dolu kısık bir sesle.
Parmak uçlarımda yürüyüp sessizce merdivenlerden çıktım o panikle önüme gelen ilk kapıdan içeriye girdim ve kapıyı kapatıp kilitledim. İçeriyi dinledim Arslan sakin sakin konuşuyordu karşı tarafta kim olduğunu anlayamasam da babam olmadığına emindim.
Sorun olmamasının rahatlığıyla arkamı dönüp odaya göz gezdirdim odanın ortasında bir yatak sağ tarafındaki camın önünde iki tane puf vardı biri lacivert diğeri ise beyaz renkti. Yatağın hemen karşısında bir tane çalışma masası vardı masanın üst kısmında mantar pano vardı panoya bir sürü resim iliştirilmişti. Yatağın sol tarafında boy aynası vardı çevresi led ışıklarla sarılmıştı. Hem çok sade hem de çok şık bir odaydı. Tam bir genç kız odasıydı. Yatağın yanındaki komodinin üzerinde bir çerçeve vardı. Komodinin yanına doğru adımladım ve merakla çerçeveyi elime aldım. İçerisinde Arslan ve çok güzel bir kızın boydan bir resmi vardı. O da Arslan gibi esmer ve uzun boyluydu en azından benden çok daha uzun olduğuna emindim. "Acaba sevgilisi falan mıydı? Aman sana ne neyiyse neyi seni ilgilendirmez Yüsra." bu sıra iç sesimle çok fazla konuşmaya başlamıştım. Bir sonraki evre çıldırmaydı herhalde hadi hayırlısı.
Bir anda kapının çalınması ile irkildim.
"Benim Yüsra merak etme" diyen Arslan'ın sesini duyunca rahat bir nefes verdim. Elimdeki çerçeveyi dikkatli bir şekilde eski yerine bırakıp kapıya doğru adımladım. Kilidi bir kez çevirip kapıyı açtım.
"Gelen kimdi hani burayı kimse bilmiyordu?" dedim panikle.
"Gelen buranın temizlikçisiydi ben yokken ara sıra gelip bahçeye bakım yapıyor evi falan temizliyor şimdi de bahçeye bakmaya gelmiş arabayı görünce bir ihtiyaç var mı diye sormaya gelmiş. Yani korkma kimse bizi bizi bulamadı ve bulamaz da."
"Anladım."
"Hadi inelim aşağıya."
"Olur."
Aşağıya indiğimizde beni içeriye gönderip mutfağa yarım kalan kahvaltıyı hazırlamaya gitti. Ben de koltuğa oturdum gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ama uyumamalıydım sormam gerekenler vardı "iki dakika gözlerini dinlendirmekten zarar gelmez sanki ha Yüsra?" iç sesim mantıklıydı her ne kadar onu içimde istemesem de sanırım bana iyiliği dokunuyordu. Gözlerim yumdum ve sadece iki dakikalığına kendimi uykuya teslim ettim.
:)
"Yüsra! hadi uyan bakalım kahvaltı hazır." gözlerimi yorgunlukla araladım aylarca uyumuş gibiydim. Ayağa kalktım yüzümü yıkasam iyi olurdu kendime gelmem gerekiyordu. Utanarak ona baktım çok mu şey istiyordum. Arkasını dönerken "yukarda solda" diye seslendi. Tuhaf biriydi hem de çok tuhaf.Ben konuşmadan ne dediğimi sadece yüzüme bakarak anlıyordu. Hızlı adımlarla banyoya çıktım içeriye geçtiğimde aynaya bakmaya korkuyordum yarım yamalak uyku ağlamalar eminim ki dağılmıştım. Lavaboya eğilip yüzümü bir kaç defa soğuk suyla yıkadıktan sonra gözlerimi korkarak aynaya çevirdim. Tahmin ettiğim gibi dağılmıştım şu an içim dışıma yansımış gibiydi.
On beş dakikanın sonunda kendimi biraz toparlayabilmiştim. Aşağı indikten sonra masaya göz gezdirdim çok güzel görünüyordu beceremediği hali buysa becerdiği halini çok merak ediyordum. Arslan kapıdan elinde çaylarla göründüğünde mahcup şekilde ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MAĞMUM~
Genel Kurgu"Ben seni senden bile koruyacağım Yüsra. Sana zarar vermek isteyen kişi baban dahi olsa karşısında tüm gücümle duracağım. Kabuslarını rüyalara dönüştüreceğim" dedi. Gözyaşları içerisinde ona sarıldım. "Seni her daim seveceğim" dedim...