Bir parça bunalım...

124 8 1
                                    

Kalbim,vicdanım biraz daha rahatlamış hissediyorum. Gözlerimi kör eden aşk, kıyamıyorum bile. Herneyse biraz konuştuk olanları. Ben hep mucizem derdim ona, o da bana nefesim. Huzur evinde çocuklarını, torunlarını bekleyen yaşlılar gibi hissediyorum kendimi yaşam anlamsız, umut yok, aşk gitti... Ama ailem hala var. Morelim bozuk bir biçimde evde sağa sola gezinirken ondan gelen bir mesaj beni kendime getirmeye yetiyor. Siyahlarım aydınlanıyor sanırım. Evet evet geçicek. Herşey açıklığa kavuştu sonunda. İçimde korkular var mı ? Tabiki var. Kendime bile itiraf edemediğim duygular içinde boğuluyorum sanki. Normal hayatımdan bahsetmek gerekirse Kötü bir okul gününden daha kötü olan beden dersi olan kötü bir okul günüdür sanırım. Ertuğrul bizi tüm okul önünde rezil etmeye bıkmadı. Ama bunun hiçbir önemi yok. Okul evden çok kendi iç dünyamda bir hayatım olduğunu düşünüyorum bazen. Şimdi mutlu muyum? Tabiki hayır! Bazı şeylerin düzelip düzelmeyeğini bilmiyorum. Ama eski onu çok özlüyorum. Ne kadar kızsamda aklıma geldiği an karnımdaki kelebeklere engel olamıyorum. Annemin yine süpriz yaparak yanıma geldiğini anlamak için başımı kaldırmama gerek yok. Beni ne zaman kötü görse hep aynı şekilde girer odama. Bana "Hayatın tadını çıkar" deyip duruyor. Tadını çıkarıcak hayat mı var ? Benim hayatım kilometrelerce uzakta! Bulutlu odada bu sefer siyah koltuğu şeçiyorum, çünkü bir parça bunalımda olduğumu hissediyorum. Birkaç dakika anlamsızca hiçbir şey düşünmeden yere bakıyorum, ve olanları gözümün önünden geçiriyorum. Onu gerçekten seviyorum. Kendime olanları anlattıkça rahatlıyorum ve sayıklamalarımın orta yerlerinde ağlamaya başladığımı fark ediyorum. Iyiym evet iyiyim.

Yeni Bir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin