Siyahtan kurtulup beyazlaşmaya çalışan hayatım oldukça yoğun. Üzülmeye bile hiç fırsatım olmadı. Kendi içimde buruk bir mutluluk yaşıyorum aslında, birilerine yardım edebilmek bence tüm hislerden güzel. 1-2 hafta sonra fuarımız başlıyor. Biraz da onun telaşı var üzerimde. Birde heryerden söylenen TUĞÇE sesleri yokmu beni iyice yoruyor. Biten bir ilişkinin ardından yapılacak en güzel; onun kaybettiklerini düşünmek mesela. Bazı konuda şüphelerim yok deği, mesela benim aşkım dediğim erkeğe basit bir sokak kızı aşkım derse bu beni de üzer tabi. (Gerçi çok farklı birini bulacağını sanmıyorum) Layık olma meselesi işte. Biraz dolaşmak istiyor canım. Okuldan erken çıkıp önce bir güzel yemek yiyorum ama geldiğim yerler 2 hafta önce el ele geçtiğimiz yerler. Yürüdüğümüz caddeler... Yalnızlık bana çok yakışmış sanırım. Burası mutluluğumu tam anlamıyla mahvediyor. Yolun sonunda mutluluk var gibi. Annemin sesiyle irkiliyorum.
"Neye daldın gittin öyle?"
"Hiç hiçbir şey sadece aklıma geldi"
"Düşünmeyi bırak boşver artık kuzucuk boşver onu."
Boşver boşvermek ne kadar basit söylense de bedeli gerçekten ağır oluyor. Artık acımıyor içim sanırım o gelmeden bitti içimde. Yolun sonu Yemyeşil ve Masmavi gökyüzü sanırım şimdi gerçek huzurdayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir...
Teen FictionYeni bir hayata başlamak üzere olan, Mira önceki günlerin acılı bedellerini ödeyecek. 17 yaşında genç bir kızın aşk ve hayat için verdiği çaba... Ben 17 yaşında sancılarla dolu bir hayat yaşıyan sıradan biriyim. Okuyorum ama bunun benim için hiçbir...