Renk Dönemi Dünyası
Hocanın tahtaya yazdığı başlığı görünce oflayarak kalemi elime aldım ve başlığı defterime yazdım.Şu dersi her yıl işliyorduk zaten,yetmez miydi?
"Beynimize falan kazımaya çalışıyorlar herhalde."diye fısıldadı sıra arkadaşım Aysu."Korkuyorlar unutacağız diye ama biz hiç hatırlamadık ki zaten bunu."diyerek ona hak verdim ve milyonlarca kez dinlediğim,bilinen şeyi tekrar dinlemeye başladım.Hoca konuşmasına devam ediyordu.
"Arkadaşlar tarihimizi Renk Dönemi Dünyası ve Zifiri Dünya olmak üzere ikiye ayırıyoruz hepinizin bildiği gibi.Şu anki dünyamız olan 'Zifiri Dünya' konusu hakkında yeterince bilgiye sahip olduğunuzu biliyorum. O yüzden ben size öncelikle Renk Döneminden bahsedeceğim.Bundan tam 99 yıl önce insanların yaşamında renk kavramı vardı.Yaşadıkları mekanların,dokundukları objelerin,yedikleri yemeklerin,beden uzuvlarının,gözlerinin,saçlarının,tenlerinin hepsinin bir rengi vardı.Daha doğrusu varlıkları renklerine göre algılayacak yapıda gözleri vardı.99 yıl boyunca elde ettiğimiz bulgulara göre bu algı filtrelerinin artık işlevini kaybettiğini,resmen'körleştiğini' öğrendik.Birbirimizin boyut farkını ise yalnızca siyahın frekans artış ve düşüklüğüne göre algılayabiliyoruz. Siyahın tonlarından başka bir renk göremiyoruz."
Aysu'nun "Hadi canım, bilmiyorduk."diyen alaylı fısıltısını duydum.Sadece ben duyduğum için şanslıydı. Bir gün bu kız birilerine yakalanacak diye korkuyordum.Tekrar hocaya odaklandım.
"İnsanlık yalnızca nesnelerin renklerini değil; bitkilerin, hayvanların, mantarlar aleminin, protista aleminin,bakteri ve arke alemlerinin de renklerini göremiyor."Hoca ara vererek böğürtlenli bitki çayından bir yudum aldı ve o simsiyah topuklu ayakkabılarıyla sınıfta gezinmeye başladı.
"Tüm bunların ortaya çıktığı dünyamızın karanlığa büründüğü gün, yani 99 yıl önce bugün neler olduğunu ve bunun nedenini kesin olarak bilmiyoruz. Ama o gün olan bazı olaylar şu şekilde...
"Hoca tahtaya yazmaya başladı."- Güneş Tutulması
- Mars'ta bulunan ilk suyun dünyaya getirilmesi
-Şiddetli yağış ve sis
-7.0 büyüklüğünde bir deprem
-Denize yakın ülkelerde tsunami
-Şeker Bayramı
-Kralın oğlu prens Charlie'nin 8.evliliği "Bir çocuk kalkıp "Ne yani Allah'ın prensinin yeni karısı oldu diye Dünya küstü mü bize?Yazıkk dünyacık üzülmüş. Bu ne saçma şey böyle."diyince tüm sınıf gülmeye başladı.
Hoca masaya sertçe vurarak "Arkadaşlar kendinize gelin,bunlar o gün yaşanan olaylar. Madem çok biliyorsunuz gidin de o zaman bu akşamki 100.yıl toplantısında söyleyin fikirlerinizi bakalım." diyerek iğnelemede bulundu. "Aa bu arada arkadaşlar şimdi karar verdim, Zifir şirketinin paylaştığı bulgulardan yarın size sınav yapılacak." Hoca bize topu attıktan sonra kapıyı çarparak sınıftan çıktı. Tüm sınıf oflamaya başladı.Artık o sınavdan geçmek istiyorsak o toplantıya gitmek zorundaydık.Aysu bana dönüp "Eee partiye geliyorsun di mi Ahenk? Toplantıdan sonra kurum her sene yaptığı kutlama partisinden yapacakmış. Hem bu sefer 100.yıl olacak. Daha değişik şeyler yaparlar herhalde."diyerek ellerini çırptı. "Sınav olacaksak gelmekten başka çare yok."dedim.Sonra açık siyah renk çantamı toplamaya başladım. Aysu'yu da bekledim ve beraber sınıftan ayrıldık. Ona öpücük atıp okuldan çıktım. Normalde Zifir şirketinin yaptığı bu 'renklerim gidişinin üzerinden 1 yıl daha geçti partisi'ni gereksiz buluyordum ama öncesinde renkleri tekrar bulmaya yönelik yıl içinde yaptıkları araştırmaları halka sundukları toplantılar, ilgi çekiciydi. Özellikle gençler davetliydi bu toplantılara. Fikirlerini beğendikleri gençleri alıp şirketlerinin özel okullarında yetiştiriyorlardı. Bu özel okullarda yapılan eğitimler falan da hepsi bir gizem konusuydu. Bir nevi FBI,CIA gibilerdi. 99 yıldır siyahın gizemini çözmeye çalışıyorlardı. Elde ettikleri bilgileri öğrenmenin tek yolu ise bu toplantılardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zifiri Ahenk
FantasyBir gün uyandığınızda hayatınızdaki renkler solup gitse ne hissedersiniz? Dünyanız tamamen aynı ama renk kavramı hayatınızdan çıkmış olacak, hayal edebiliyor musunuz?... °°Bu zifiri ve simsiyah dünya Ahenk Barva için tanıdıktı. Çünkü o hayatında hiç...