᯽᯽᯽

548 39 20
                                    

Marinette partiye döndüğünde onu arayan Alya, hemen gözüne çarpmıştı. Onu gören Alya sarılırken "Nerelerdeydin?" diye sordu.

Marinette ayrılıp kulağına fısıldadı. "O döndü."

"Kim?"

"Kara Kedi. O döndü ama bana fazlasıyla öfkeli ve kızgın gibi."

"Kızım, senin adına hem sevindim hem de üzüldüm. Neyse sonra knuşuruz."

︎☾︎❣︎☽︎

Uğur Böceği, Kara Kedi ile eskisi gibi olmaya çalışıyordu. Hâl ve hareketlerini ona göre ayarlıyordu ama, atladığı bir şey vardı: Kara Kedi'nin önce kırık kalbini onarması gerekiyordu.

Yumruğunu 'Çak Bakalım' için uzattı. Kara Kedi soğuk gözlerle ona baktı. "Hâlâ mı kızgınsın?"

"Benim yaram hemen kapanamayacak kadar geniş. Sen gidip Rena ile..." Ellerini tırnak işareti yapıp, tripli bir sesle: "... 'Çak Bakalım' yap."

Uğur Böceği'nin yüzü düşmüştü. Rena'nın neden ona bu kadar battığını anlamıyordu?

O mektupta aralarına girdiğinden bahsetmişti. İyi de aralarında hiçbir şey yoktu ki. Uğur Böceği'nin anlam veremediği konu buydu. Fakat olaylar Kara Kedi'nin açısından farklıydı.

Uğur Böceği, Kara Kedi'nin yaptığı tüm teklifleri geri çevirdiği için onun gördüğü tek zamanlar devriyeler yada akuma olayları oluyordu. Devriyeleri de - çoğunlukla - kaçırdığı için onunla vakit geçiremiyordu.

Akuma olaylarında sürekli yeni bir kahraman getiriyordu ve ona odaklanıyordu. Kara Kedi kendisini umursamamasından şikayetçiydi. Çünkü ikisinin halledebileceğinden adı gibi emindi.

Ve öyledi de...

Kalp kırıkları acıtır. Tıpkı kırık bir ayna gibi. Onlar da sonsuza dek birbirlerinden uzak durmakla lanetlenmişlerdi.

☾︎❣︎☽︎

Ah, en sevdiğim bölümenden biri geldi! Sizlere küçük bir spoi! Her şey buradan başlayacak gibi...

Herneyse, oy/vote vermeyi unutmayın.

Sizleri seviyorum, sonra görüşürüz <333




✯ 𝔞𝔩𝔬𝔫𝔢 ✯ ➪🄻🄰🄳🅈🄽🄾🄸🅁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin