Sabah alarmın o itici sesiyle uyandım. Kafam karışıktı. Bugün ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fakat Tolgay aklıma geldikçe kalbimin atışlarını dışardan duyabiliyordum. "Peki..." dedim kendi kendime "Bugün onla tanışacağım..." Kısa bir duşa girdim ardından saçlarımı kurutup üzerimi giydim. Ona güzel görünmem gerektiğini düşünüp gözlerime çok az eyeliner sürdüm. Ardından hızlı adımlarla evden çıktım. Aşağı sokağa vardığımda Alya'yı göremedim. Çok garipti. Alya tam bu saatte burda olması gerekiyordu. Yinede umudumu kaybetmedim ve Alya'yı beklemeye başladım. Bekledim... Bekledim... Ama giden gelen yoktu. Telefonumu açıp saate baktım. Tanrım... Geç kalıyordum. Hemen adımlarımı hızlandırıp okula vardım. Bahçe tenhaydı. Zil kesinlikle çalmıştı. Koşarak merdivenleri çıktım ve sınıfıma ulaştım. Kapıyı tıklatıp utangaç adımlarla içeri girdim ve Tolgay ın yanına oturdum. Çok heyecanlıydım. Ona döndüm ve "Günaydın" dedim. O mavi ve parlak gözleriyle bana bakıyordu bile. Gülümsedi ve "Günaydın." dedi. Gulumseyip kitaplarımı çıkardım ve masaya koydum. "Geç kaldın?" dedi Tolgay soru sorar gibi. "Alya yı bekledim. " dedim ve kaldığımız sayfayı açtım. Arkama döndüm ve Ekin e baktım "Günaydın" dedim. "Günaydın" dedi 'ı' ları uzatarak. "Alya nerde?" dedim şaşırdı. "Hasta oldu. Bugün gelemiyecek" dedi dudaklarını büzerek. "Ama akşam bir şeyi yoktu?" "Bilmiyorum bugün bana hasta olduğunu söyledi." "Peki." dedim gülümseyerek ve önüme döndüm. Alya nın dün akşam iyi olup bugün hasta olması ne kadar garibime gitsede bir an Tolgay la tanışmam gerektiğini hatırladım. En azından sevgilisin olup olmadığını bulmam gerekiyordu. Hocaya baktım derse oldukça dalmıştı. Fırsat bu fırsat dedim ve Tolgay a dönüp aramıza yeni biri geldiği için çok mutluyum" dedim. Ona elimi uzatıp "İlayda" dedim. Gülümsedi elimi sıktı ve "Tolgay" dedi. İçimden işte şimdi tanışıyoruz dedim. "Dün aptal gibi davrandım Üzgünüm." dedim. "Ah, hayır sorun değil bende öyle davrandım zaten" dedi. Güldüm. "Buralı mısın?" dedim. "Hayır aslında İzmir liyim babamın tayini ile gelmek zorunda kaldık. Sen?" "Ben buralıyım." dedim. "Ama Antalya güzel şehir. " dedi çantasında birşeyleri ararken "aynen" dedim gülümseyerek. Çantasından bir nane şekeri paketi çıkarttı ve ağzına attı. Ardından paketini bana uzatıp "ister misin?" dedi. "Üzgünüm, naneye alerjim var." dedim. Öyle mi ? Ovv. Ben olsam yaşayamazdım galiba." "Nane şekerini seviyorsun yani?" "Aynen. Nane şekersiz olmaz." dedi gülerek. O sırada aklıma hoca geldi. Kafamı kaldırıp baktım. Dikkatle bize bakıyordu. Tolgay'a fısıldayarak "Hoca bize bakıyor." dedim ve ders kitabına bakıyormuş gibi yaptım. O da anında önüne döndü ve aynısını yaptı. Ardından hocanın gözleri üzerimizden çekilince Tolgay kitabına birşeyler yazmaya başladı. Sonra ise bana gösterdi. "Aşk meşk işleri nasıl gidiyor?" yazıyordu. O an içimde bir kıpırtı oluştu...
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum öpüldünüzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonigim
ChickLitHayatı monoton geçen bi kızın birgün okula gelen yeni bir çocukla hayatının tamamen değişmesi mümkün olabilir mi ?