8.

8 1 2
                                    

Perjin resmi ve kalemlerini toparlayarak ışıkları kapadı. Evleri bir oda ve salondan oluşduğu için Rüya ile aynı odada kalıyorlardı. Aslında bu onun işine de geliyordu, özellikle de yaşananlardan sonra yalnız kalmak onu tedirgin ediyordu. Dağılan saçlarını hafifce toplayarak yatağına girdi. Uykuya dalmak onun için oldum olası zordu. Pencerenin tülünden sızan cadde ışıklarına gözlerini dikdi. Aklını yarın işde yapacaklarına odaklamaya çalışarak uykunun onu almasına izin verdi.
"Kaçta döneceksin eve?" ağzına domatesi tıkarak ,diğer yandan da saçlarını toplamaya çalışan Rüya meraklı gözlerle masada rahatca kahvaltısını yapan kıza sordu.
"Ne biliyim ben kızım, işlere bağlı. Müşteri çok olursa geç kapatır heralde Demir abi" çayından bir yudum daha alıp dizinden kırarak oturduğu bacağını kendine daha da çekdi.
"Bak yine söylüyorum, bekleme beni. Yat zıbar sen, iş saatlerimiz tutsa hadi neyse de her sabah böyle gecikiyorsun. Sonunda Zerrin abla koyacak seni kapının önüne"
"Sen işine bak kızım, ablam yapmaz öyle şey. Eve geç kalma. Bekliycem !"bağırarak söylediği cümlenin ardından ayakabısını yarım-yamalak giyerek evden dışarı attı kendini Rüya. Perjin ise öğleye kadar boş olmanın tadını çıkaracakdı. Önce bir duş alır rahatkar, ardından karnını doyurup bara geçecekdi.
Çok zor geçmişdi bu üç yıl her ikisi için de. Gece atakları ,sinir krizleri, kusma nöbetleri asla peşini bırakmıyordu. Kendini hep değersiz görmüş olsa da bedenini bu kadar kirlenmiş ve kullanılmış hiss etmemişdi. Bazen onun izlerini silmek istercesine o kadar ovalardı ki, tenini kanatır, saçlarını yolarcasına yıkar ,kendi kendini cezalandırırdı. Ya o gün Rüya orada olmasaydı? Ya polisler zamanında gelemeselerdi? "Ya" ile başlayan cümlelerin sonu asla gelmiyor, beyni durmadan çalışıyordu. Hayata yeniden atılması çok zamanını almamışdı aslında,çünkü aylarca terapi görecek parası, evde yatıp kendini toparlayacak  ya da çok uzaklara gidip yeni bir hayata başlayacak lüksü yokdu. O olayın üzerinden sadece bir ay geçmişdi ki, şehrin diğer ucuna taşınarak ev ve iş bulmuş , askari yaşam gereçlerini kazanmaya çalışıyordu. Şanslıydı ki, taşındıkları mahalle güzel, insanları sakin ve sıcakkanlıydı. Rüyaya hep meraklı olduğu güzellik salonunda iş ayarlamış, mahalle içi güvenli ortam yaratmışlardı. Geliri az olsa da en azından emin ellerdeydi. Kendiyse yine geçim derdine kendini salmışdı. Gerekli olan kira parasını ödemenin tek yolu onun gibi lise mezunu biri için iş ayırd etmemekdi. Öğlene kadar yarı zamanlı çalışa bileceği işlerin dışında, öğleden sonra barda garsonluk yapıyordu. 
Düşüncelerle boğuşurken zaman  hızla akmış, gömleğinin yakasını iliklerken gözüne takılan izle kaşlarını çatmışdı. Zamanı yokdu, hızla ceketini alarak evden çıkmaya odaklandı.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin