-5-

167 23 19
                                    

 Yaşanan olayların üzerinden bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında herkes Hange'nin samimi tavırları sayesinde herkes ona alışmış, Levi ise kadına kesin bir şekilde tam olarak güvenmese de en azından arkadaşlık için bir adım atmışlardı. 

 Kadının askeri eğitimi başarılı bir şekilde ilerlerken şimdi ise Mike, Erwin'in odasının camından kadının Nanaba'yla döke saça yemek yerken sohbet etmesini izliyordu. Ellerini arkasında birleştirmiş izlemeye devam ederken arkasında masada oturarak plan yapan Erwin'e ithafen konuştu;

''Şimdi ne planlıyorsun?''

 Sarışından bir süre ses gelmemiş, ortama derin bir sessizlik hakim olmuştu. Erwin, harita üzerinde kendi planına göre kurduğu düzenin son çizgilerini çekmenin ardından arkasına yaslandı.

''Komutan Shadis ordu düzenini bana devretti. Yapacağımız keşifte bazı askerleri yem olarak kullanacağım. Büyük ihtimalle çoğu ölecek ama bu da planımın bir parçası. Ölümler ne kadar artarsa Komutan Shadis o kadar kendini yiyip bitirmeye başlar. Eminim bu onun için son damla olacaktır.''

 Erwin cidden acımasızdı ama bu plana Mike o kadar da şaşırmamıştı. Mike uzun yıllardır, Levi'dan bile önce tanıyordu Erwin'i. İlk başlarda o da planlarının acımasızlığına ve gaddarlığına karşın sesini çok yükseltmiş, milyonlarca kez bu konu üzerinde tartışma yaşadıkları olmuştu. Ama artık eskisi kadar tuhaf gelmemişti. Ayrıca Mike'a göre bu planın yapılıp Shadis'in kesin olarak gitmesi gerekiyordu. Kendi birliğini bir kez daha sorumsuz bir plana feda etmek istemiyordu. 

 Aynı zamanda Keşif Birliği'nin komutanı olmak demek, Erwin her planını istinasız harekete geçirebilmesi demekti. Sarışının amacı birliğinin gücünü halka kanıtlamak, onlara bir koyun olduklarını göstermekti.

''Peki başa geçince planların neler?'' dedi Mike gözlerini Hange'den ayırıp arkadaşına doğru çevirirken ''Kadını cidden sadece deney yapsın diye mi tutuyorsun?''

 Soruya karşılık Erwin gülmüştü. Koltukta yan bir pozisyon alarak Mike'a doğru döndü; ''O kadın planımın ana merkezi.''

 Mike arkadaşına anlamaz bakışlar sunarken Erwin cümlelerini toparladı.

''Hange'nin duvarların arkasından geldiği çok açık ve net değil mi Mike? Onun bilgilerini gelişimimiz için kullanacağım doğru. Bu sayede titanları kontrol etmenin bir yolunu bulabiliriz.''

''Ama halk Keşif Birliği'ne güvenmiyor?''

''İşte tam bu anda Hange planın merkezine geçiyor. Sence halk düşmanla işbirliği yapanı mı, yoksa düşmanı yok edeni mi sever?''

 Mike çenesini kaşıyarak biraz düşünmüştü ''Düşmanı yok edeni.'' adamın ne demek istediği yavaş yavaş kafasına yerleşiyordu.

 Erwin başını sallamıştı ''Hange'yle işimiz bittikten sonra onu düşman gibi göstererek yok edecek, halkın sevgisini kazanarak kraliyete el atacağız.''

 Mike'ın ağzı neredeyse açık kalacakken kararsız homurtular çıkardı. ''Bilemiyorum Erwin ben...''

 Erwin sandalyesinden kalkarak kararsızlık çeken arkadaşının yanına gitti. Elini Mike'ın omzuna koydu, baktığı pencereden dışarı bakarken gözleri Nanaba'ya odaklı kalmıştı.

''Sevdiklerimiz için çok şey feda etmeliyiz Mike.''

 Haklıydı. Her ne kadar Hange'yi sevmeye başlasa da Nanaba onun önceliğiydi.

--

 Rutin bir eğitim sonrası kendini gene laboratuvarda bulmuştu Hange. Bir hafta içinde alfabeyi iyice kavramış, ilk sırada Moblit ve Nanaba gelecek şekilde tüm birlikle neredeyse kaynaşmıştı. Ona 'deli kadın' demeleri Hange'ye göre kaynaşma sonrası takılan dostane bir lakaptı. Zaten böyle uyduruk lafları önemseyen bir kişiliği yoktu.

Tonight or Never//LevihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin