5

3.6K 279 54
                                    

Hava daha aydınlanmamışken, Jimin yattığı yataktan yavaşça kalktı. Yatakhane azda olsa hutubet kokuyordu.

Jimin üzerindeki kalın yorganı kaldırarak sessiz bir şekilde yataktan kalktı. Henüz kimse uyanmamıştı.

Bahçeye indiğinde boş bir alandan başka hiç bir şey yoktu, bu boş alan ve bu koca binalar Jimin'in canını epey bir sıkıyordu. Jimin bakışlarını gelen adım seslerine çevirdi.

Ayağında kalın botlar ve belindeki palaska ile yanına gelen komutana kaydı bakışları. Ne işi vardı burada bir fikri yoktu ama bir an önce gitmek istiyordu komutan Jeon Jungkook'un yanından.

"Sabahın ilk saatlerinde neden buradasın çaycı?"

"Uyandığım için komutanım."

Jimin kurduğu cümleyi bir kere içinden ne kadar saçma olduğunu düşündü.

"Yatağına geç Jimin, yoksa yarın halsiz düşersin."

Jimin bakışlarını garip bir ifade ile Jungkook'a çevirdi. Önemsemiş miydi?

"Uyuyamam istesem bile, ben biraz dolaşmak istiyorum."

"Çabuk yatakhane'ye gir Jimin! Yoksa güçsüz düşersen çay yapamazsın."

Derin bir nefes aldım, sadece iki yıl evet, sadece iki yıl beklemeliydim. Bu binaların arasında daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum ama bu komutan dediğim dedikti.

"Çay ister misiniz Jungkook bey?"

Kurduğum cümle ile anında bir adım geri çekildim ne demiştim ben? Komutanın gülüp, gülmemek üzerinde kaldığını çok net görüyordum.

"Jimin git ve yat."

Sarı saçlarımı karıştırarak, başımı salladım.

"Emredersiniz komutanım."

Bu komutandan nefret etmem ona bir eğlence çıkarmak anlamına gelmezdi ama ben, evet ben ona bir eğlence vermiş, kendimi rezil etmiştim.

...

"Kai çarşı iznine çok az kaldı ve şey diyeceğim sana."

"Dinliyorum Jimin."

Kai ona getirdiğim çayını içiyor, bir yandanda beni dinliyordu.

"Kai ben bir karar aldım. Yani bu askerlik görevimi, yani daha doğrusu çaycılık görevimi iki yıl erteliyeceğim. Böyle bir hakkım var biliyorsun iki yıl erken başladım ben askeriye'ye. İstersem bu yıl dondurabilirim."

"Jimin emin misin? Bence buna gerek yok yani yaklaşık iki haftadır buradasın bu iki yılı bitir."

"Kai ben gayet eminim gece çok düşündüm. Hem belki iki yıla kendimi daha fazla çalıştırır bir asker olurum."

Kai derin bir nefes vererek, çayını köşeye koydu.

"Sen bilirsin Jimin ama bu konuyu komutan ile konuş."

"Öyle yapacağım Kai, bir sonraki halimi görüp beni asker yapacak."

Jimin derin bir nefes alarak komutanın odasına doğru ilerledi. Kararında kesindi çaycı olmak yerine iki yıl bekler, iyi bir asker olurdu.

...

"Jimin neden geldin?"

"Komutanım sizin ile konuşmam gereken bir konu var."

Jungkook gayet rahat bir şekilde başını salladı. Jimin ile konuşmak Jungkook'un hoşuna gitmeye başlamıştı.

"Komutanım ben bir karar aldım... Benim için önemli bir karar."

"Neymiş o kararın çaycı? Asker olmaya mı heveslendin tekrardan yoksa?"

Jimin bakışlarını bir süre önündeki dolaba çevirdi. Komutan her seferinde canını sıkıyordu.

"Ben iki yıllık görevimi donduracağım komutanım. İki yıl sonra başlamak istiyorum göreve... Ve inanıyorum ki geri dönüşümde asker olacağım. Kendimi geliştirmek istiyorum."

Jungkook'un rahat tavırları bir anda yok olmuştu. Hayır demek istiyordu ama o konuda hiçbir hakkı yoktu.

"Bu nereden çıktı şimdi Jimin? asker olmak için mi erteleyeceksin?"

"Evet komutanım. Ben kendimi yeterli görmüyorum ve ben iki yıl kendimi eğitmek istiyorum."

Jungkook elini ensesine götürerek ovaladı. Seçim Jimin'in di ama Jungkook neden bu kadar fazla etkilenmişti? İki yıl olmayacaktı. Seçenek yoktu, diyecek bir şeyi dâhi yoktu.

"Tamam çaycı. Çıkış işlemlerini bu güne halledeceğim ama döndüğünde bir şey değişeceğini sanmıyorum."

Jimin hafifçe gülümsedi ve odadan çıkarak yatakhaneye doğru ilerledi. Yarın çok güzel bir gün olacağına emindi.

...

Saatler geçmiş, hava kararmıştı. Komutan Jungkook elindeki zarf ile yanına gelmişti.

"Gidebilirsin Jimin çıkışın hazır."

Jimin çantasını sırtına takarak öne doğru eğildi. İki yıl dâhi olsa kurtulmuştu bu adamdan.

"Geri döndüğümde iyi bir asker olmak istiyorum komutanım bunun için çok çalışacağım."

Jungkook sırıtarak başını salladı. Buna pek ihtimal vermiyordu.

"Senin gibi birisi görmedim ben hayatımda Jimin. O kadar hırslısın ki."

"Hırslı olmam doğrudur komutanım ama daha çok ben asker olmayı ölen babam için istemiştim. O benim asker olmamı o kadar fazla isterdi ki... Babam için kendimi daha güçlü yapıp, asker olmak için geleceğim komutanım."

Jimin arkasına dönerek son kez baktı, komutanın yüzünde garip bir ifade vardı ama çözememişti. Şuan komutanı düşün meyecekti önünde iki yıl vardı.

'Bu iki yıl içinde çok şey değişecektir...'

...

Bölüm sonu.

1912 / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin