Jungkook gecenin soğuğunda ilerliyordu. Moonbin denen o adam bir türlü akıllan mayacaktı. İki gün üst üste tehdit ediyor, aldığı iki kağıt ile kendince övünüyordu. Jungkook kapıyı çalarak Moonbin'in kız arkadaşı, Lisa'nın kapısını çaldı.
"Siz kimsiniz?"
"Ben komutan Jeon Jungkook. Sizi askeriye'ye götürmeye geldim."
Lisa anlamayarak, komutanın yüzüne bakmaya devam etti.
"Ne için?"
"Size sadece on dakika veriyorum, çabuk hazırlanın bir süre misafir olacaksınız."
Jungkook arabaya doğru ilerleyerek, bir on dakika beklemeye başladı. Moonbin den böyle intikam alacaktı.
Lisa daha on dakika olmadan komutanın yanına doğru ilerledi, elindeki çanta ile.
Jungkook, Lisa'ya kısa bir bakış atarak, motoru çalıştırdı. Yol boyunda hiç kimse konuşmadı. Lisa içten içe korkuyordu ve bu korkuyu Jungkook sezmişti.
Askeriyenin kapısı açılınca, Jungkook arabadan inerek yurda doğru ilerledi.
Jimin o gün pencereden dışarıya bakarken, komutan ve yanından inen kızı görmüştü. Kimdi o kız?(!)
Jimin yatağa doğru ilerleyerek, gözlerini sımsıkı yumdu. O kız kimdi? Neden aynı arabadan inmişlerdi? Aklında bu ve bu tarz sorular dönüp dolaşıyordu. Komutana bu soruları sormaya hakkı olmadığını da biliyordu ama.
Jungkook kızı bir odaya götürerek, uyarırcasına işaret parmağını kıza doğru salladı.
"Bu odadan ben sana bir işaret vermeden çıkmayacaksın! Etraf çok tehlikeli eğer bir hata yapar olursan, Moonbin denen o adamda senin ile birlikte o hataya düşer."
Lisa korku ile başını salladı. Moonbin'e bir şey olmasını istemiyordu.
"Ona bir şey olmayacak değil mi?"
Jungkook gülümseyerek başını salladı. Bu kıza üzülmüştü.
"Olmayacak! Tabi sen hareketlerine dikkat etmezsen."
Jungkook odadan çıkarak, kendi odasına gitmeden önce yemekhaneye girdi. Bir tepsi yemek alarak, kendi odasına doğru ilerledi. Jimin'i çok bekletmiş olacaktı.
Jimin sırt üstü yatmış, göz yaşlarına hakim olmaya çalışıyordu. O kız neden Jungkook komutanın yanındaydı? Jimin derin bir nefes alarak başını karşıdaki vazoya çevirdi. Jungkook'u yanında istiyordu.
Kapının açılması ile Jimin hızla arkasına döndü. Komutanı görmesi ile hafifçe gülümsedi ama bu gülümseme acı bir gülümsemeydi.
"Jimin?"
"K-komutanım?"
Jungkook elindeki tepsiyi koltuğa bırakarak, Jimin'e doğru ilerledi. Gözlerimi dolmuştu. Jungkook ellerini Jimin'in yanağına koyarak yüzünü, yüzüne yaklaştırdı.
"Ne oldu, neden ağlıyorsun. Birisi bir şey mi yaptı?(!)"
Jimin başını iki yana sallayarak Komutana sımsıkı sarıldı. Kaybetmek istemiyordu Jungkook'u.
"Bir şey olmadı. Beni ne olursunuz bırakmayın."
Jungkook, Jimin'i kendisine çekerek sımsıkı sarıldı. Tek göz damlasına içi gidiyordu bebeğinin.
"Bana ne olduğunu anlatacaksın Jimin. Neden ağlıyorsun!"
"Siz komutanım."
Jungkook sinir ile Jimin'i kendinden uzaklaştırdı. Ne yapmıştı bebeğine!"
"Ben ne yaptım sana?"
Jimin artık hıçkırarak ağlıyordu. Komutan bir kız ile gelmişti ve bu onu yaralıyordu.
"Bu konu ile ilgili konuşmak istemiyorum. Dinlenmek istiyorum gidin buradan komutanım!"
Jimin kendini geri çekerek, yatağa oturdu. Jungkook aniden Jimin'in önüne diz çökerek, küçük elleri sıkıca tuttu.
"İstemeden bir şey mi yaptım ben Jimin?"
Jimin başını çevirerek, omuz silkti. Gözlerinden yaşlar istemsizce akıyordu.
"Dedim ya konuşmak istemiyorum."
"Jimin benim ile konuşmak zorundasın. Ne yaptım ben?"
Jimin komutanı ittirerek, ayağa kalkarak, cama doğru ilerledi. Başını cama yaslayarak, gözlerini yumdu. Neden kalbi acıyordu?
"Jimin'im. Ne oldu?"
Jungkook kollarını Jimin'in beline dolayarak, göğüsünü küçük bedenin sırtına yasladı. Ne yapmıştı da bu hale gelmişti?
"Anlatacak mısın bana artık? Kendimi iyi hissetmiyorum ben."
Jungkook başını Jimin'in boynuna gömerek gözlerini kapattı.
Jimin arkasına dönerek, bakışlarını bir süre Jungkook da gezdirdi. Komutanın gözleri sorarcasına bakıyordu.
"Yanınızdaki..."
Jimin daha fazla konuşamayarak bakışlarını kaçırdı. Ama Jungkook anlamış olacak ki;
"Yanımdaki kızdan mı bahsediyorsun?"
Jimin başını sallayarak, gözlerini sımsıkı yumdu. Komutanın gözlerine bakmak istemiyordu.
Jungkook gülümseyerek Jimin'i kucağına aldı ve yatağa doğru ilerledi.
"Demek sen beni o kızdan kıskandın."
Jimin sinir ile başını olumsuz anlamda salladı. Kıskanmak değildi de.
"Ben neden sizi kıskanayım ki? Sadece merak ediyorum."
"Öyleyse neden ağladın?"
Jimin derin bir nefes alarak, alt dudağını biraz öne çıkartıp, bilmiyorum işareti yaptı.
"Ben sadece merak ettim neden o kız sizin yanınızdaydı?"
Jungkook eğilip, Jimin'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu. İçi gidiyordu bu bedene.
"Bana cevap verecek misiniz?"
Jimin gözlerini kısarak, komutandan gelen cevabı merak ile bekliyorken, Jungkook gülümseyerek, Jimin'i yatağa yatırarak, arkadan sımsıkı sarıldı.
Herşeyi anlatacaktı... Bunu nasıl yapacaktı bilmiyordu ama herşeyi anlatacaktı.
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1912 / JİKOOK
Fanfiction(TAMAMLANDI) Askeri bir kurgudur. 1912 & 1914 yılları arasında yaşanmıştır. ... /Kurgu bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Smut vardır.