RAHATSIZ OLACAKLAR ÇIKSIN LÜTFEN.
SMUT-----------------------------------------------
Hava oldukça kararmıştı. Kendimi sevdiğim adama ait görmek beni mahvederken, bedenim tamamen yatak ile buluşmuştu.
Jungkook kollarını belime koyarken onu durdurdum. Şuan bana garip bir ifade ile bakıyordu. Gülümseyerek onu üzerimden çektim ve bu sefer üzerine çıkan ben oldum.
"Bana izin ver komutancık!"
Yüzünde istediğim gülümsemeyi görünce altındaki kalın pantolonunun üzerine doğru eğilerek birazdan benim olacak yerin üzerine parmaklarımı deydirdim. Onu deli etmek istiyordum.
"Ahh bebeğim."
Kalbimin ritmini bozacak hareket ile hızlıca asker yeşili pantolonunun düğmelerini açmaya çalıştım. Ellerim titriyordu!
Derin bir nefes alarak pantolon denen kumaşı indirerek iç çamaşırı ile kalmasını sağladım. Bakışlarım kısa süreliğine Jungkoook'a kaydığında irileşmiş gözler ile yüzüme bakıyordu.
"Yalamadan olmaz."
Gülümseyen sesim ile oda gülümsemişti. Dilimi kumaş parşasının üzerinde gezdirdiğimde küçük bir inleme çıkarttı. Kalbim deli gibi çarparken, biraz doğrularak parmak uçlarımı kaldırarak o lanet son kumaş parşasınıda çıkarttım. Büyüğümün önümde çıplak kalması delirtirken beni, aldırış etmedim. Avucumun içine aldığım büyük ve oldukça kalın aleti biraz çekerken kasıldığını hissettim.
Bakışlarım anlık Jungkoook'a değdiğinde başını geriye doğru yatırmış kısık kısık nefesler alıyordu. Alt dudağımı dişleyerek kalın aletin başını ağızıma aldığımda saçlarımda gezinen parmaklar ile dilimi başına sürttüm. Jungkook saçlarımı aletine doğru iyice eğerken dilimi dairesel hareketlerle boydan yalamaya başladım. Deli oluyordu, deli oluyordum.
Ağızıma geleceğini anladığım an kendimi geri çekerek sertçe çekmeye başladım. Nefes, nefese kalarak elime geldiğinde dizlerimin üzerinde yükselerek büyüğümün üzerine eğildim. O çoktan üzerindeki kazağı çıkarmış beni deli edecek bir hızda altına çektiğinde alt dudağımı yaladım.
Dudakları dudaklarımı bulduğunda anında karşılık verdim. Öyle sert ve tutkulu öpüyordu ki kasıklarım uzun y beni deli edercesine yanmaya başladı.
"Üzerim..."
Dedim güçlükle. Üzerimde hâlâ kıyafetler vardı. Jungkook saniyesinde tüm çulları üzerimden çıkartırken, ikimizde çıplaktık. Bu beni utandırmıyordu bu şuan bana zevk veriyordu bir an önce ona ait olmak istiyordum.
Jungkook dudaklarını boynuma bastırıp dilini sürerken, gözlerim kapanmış, parmaklarım sırtında geziniyordu. Aletlerimiz birbirine sürtünürken, büyük bir inilti çıkarttım.
Beni çıldırtacak derecede kendini bana bastırırken, altında sadece inliyor, zevk içinde inliyordum.
"Sert!"
Boğuk sesim odanın içinde yankılanırken, kendini hızla geri çekti.
Ben zevkten ağlama dercesine gelmişken, bir anda beni ters çevirdi. kasıklarım alev alev yanıyordu. Tüm vücudum ateş sinyalleri verirken, ben çoktan köpek pozisyonunda durmuş içime girmesini bekliyordum.
Deliğimde hissettiğim dokunuşlar kendimden geçmemi sağlarken, gözlerimi sımsıkı yumdum. Aletinin kalça aramda hissedince yutkundum. Hiç beklemediğim şeyler yaşanıyordu ve ben bunu çok sevmiştim.
Jungkook kalça aramı aralayarak hızlıca sürtünürken dayanamayacak kıvama gelmiştim.
"GİR ARTIK!"
Ani bağırışım soluk seslerimize karışırken, durdu hareketleri aniden dururken, bir parmağını darlığımda hissettim. Kalbim kan ponpalamayı bırakmış gibiydi. İşaret parmağı sınırlarımı zorlarcasına deliğimin çevresinde dolanırken, başımı geriye yatırdım.
"İstiyorum..."
Küçük bir sırıtma çıkarken, bir anda içime giren parmak yüzümü buruşmasını sağlamıştı. Kalbim deli gibi atarken, işaret parmağı içimde hızlıca hareket ediyordu. Bu bana zevk verirken daha fazlasını istiyordum.
"İçime girmeni istiyorum komutancık!"
"Sakin ol canın çok yanar alıştırmama izin ver."
Gözlerimi kapatarak başımı yastığa gömdüm ikinci parmağını içimde hissedince küçük bir çığlık attım. Bu canımı yakmıştı. Gözlerimden bir kaç damla yaş akarken, o içimde makas işlemi yapıyordu.
Dakikalar sonra içime girdiğinde artık bedenimi hissedemeyecek kadar yoğun bir acı sarmıştı bedenimi. Odada soluk alış veriş seslerimiz ve benim hıçkırıklarım yankılanırken, Jungkook biraz daha ittirdi kendini içime. Acıdan konuşamıyordum ama hâlâ devam etmesini istiyordum...
Dakikalar sonra içimde oluşan o acı hissi kaybolunca zevk dolu inlemelerim artık odada bir senofi yaratırcasına inlemelere dönüşürken içimdeki sert vuruşlar artmıştı.
"Daha hızlı!"
Kalan son gücümü bu cümleye harcarken içimde hissettiğim vuruşlar daha artmıştı. Saniyesinde yavaşladığında içime sıcak sıvının yayılması ile bende elime boşaldım.
Nefes nefese kaldığımızda kendini içimden çekerek yanıma attı. Yüzümün her bir köşesi alev alev yanarken, kısık bir nefes alarak başımı omuzuna yasladım.
"Benimsin. Ay gecededir sende bendesin."
Zar zor kurduğu boğuk sesli cümle içime işlerken, gözlerimden bir damla yaş aktı. Onundum, o ise benim.
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1912 / JİKOOK
Hayran Kurgu(TAMAMLANDI) Askeri bir kurgudur. 1912 & 1914 yılları arasında yaşanmıştır. ... /Kurgu bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Smut vardır.