-Baba sen ne dediğinin farkında mısın , sen sen benden hayatımdan hayallerimden vazgeçmemi istiyorsun ! - Sıla ben ister miyim böyle olmasını, tek çaremiz bu olmasa. Yapar mıyım böyle bir şey, bu kadar bencil olma bizide düşün, söz vermiş bulunduk.Sözümüzü yerine getirmezsek bütün hayatımızı kaybederiz.
Daha fazla bir şey demedim.Bağırıp konuşmaya devam edersem gözlerinden yaşların ineceğini hissedebiliyordum.Hızlıca arkamı döndüm, merdivenlerden yukarı çıktım ve odama girdim
-Birde benim vicdanıma oynuyor.Hayatımızı kaybedermişiz . Sanki ben söz verdim.Sen evlen o zaman !Aşağıya doğru bas bas bağırıyordum.Daha fazla dayanamıyordum. Hayır izin vermeyeceğim. Sevmediğim bir adamla evlenmem söz konusu bile olamaz diye düşünürken telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Telefonu elime alıp gelen mesaja baktığımda olduğum yere çöktüm. Göz yaşlarımdan etrafı buğulu görüyordum.Daha fazla sıkmayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım.Çok bile dayanmışlardı.Resmi daha dikkatli inceledim.Göz yanılmasıdır belki dedim ama hayır değildi işte en yakın arkadaşım ve konuştuğum çocuk hayatım boyunca kalbimi açmaya yeltendiğim tek adam daha doğrusu adam sandığım hayvan. Onlardı işte peki bu fotoğrafın açıklaması neydi disco gibi bi yerdeydiler ve çok samimi bir fotoğraftı elleri kolları birbirine karışmıştı resmen. Yoktu işte bu fotoğrafın bir açıklaması yoktu.Yo vardı oda benim düpedüz salak olduğumdu. Tam o anda bir mesaj daha geldi bu sefer çok ağırdı işte bu sefer kalbim daha çok acımıştı. Öpüşüyolardı evet resmen yiyorlardı birbirlerini. Sonradan pişman olmaktan korksamda o an bu zorunda bırakıldığım evliliği kabul etmeye karar verdim.Hoş ben kabul etmesemde bi şekilde olacaktı işte, bu evlilik olursa yaşadığım ihaneti kolay atlatırım. Bunu düşünecek vaktim olmaz diye geçirdim içimden. Aşağı indiğimde babam başını iki elinin arasına almış öylece yere bakıyordu. Yanına gittim yavaşça.Bana dönüp; - Sıla tamam kızım seni zorlamıyorum, ama en azından tanışsaydın bir kızım ha? - Tamam baba ne zaman? - Hemen bu akşam bir aile yemeği yeriz sizde tanışırsınız.Sonrada istemeye gelirler Cevap vermedim.Odama çıkıp yaşadığım ihaneti düşünüp içim çıkana kadar ağladım.Saat 5 e geliyordu ve ben berbat gözüküyordum. Gözlerim, suratım ağlamaktan şişmiş kıpkırmızı olmuştu. Ne kadar istemediğim bir evlilikte olsa bu şekilde müstakbel kocamın karşısına çıkmak istemezdim.O yüzden mutfaktan buz torbasını alıp yukarı çıktım. Torbayı gözlerime tutup yüzümde gezdirdim biraz daha iyi göründüğümü farkedip banyoya girdim. Banyodan çıktıktan sonra doğruca dolabın önüne geçtim. İşte yine başladım. Ne giyeceğim şimdi? Sonunda karar verdim ve dolaptan lacivert mini elbiseyi aldım. Elbise ne çok iddalıydı ne de çok sönük kararındaydı işte. Etek uçları dantelliydi omuz kısmıda tüllü.O sırada telefonum çaldı, çok değerli yakın arkadaşım (! ) Buket arıyor.Bu çaresizliğimi kimseye göstermeyecektim.Kararlıydım, telefonu açtım.Ve anında konuşmaya başladı;
- Ya canım nerelerdesin sen ya nasıl özledim seni. Okul sensiz çekilmiyorkiii - Bilmem mi ya, gelicem 1 2 gün daha yokum sadece o kadar. Arda neler yapıyor, gördün mü hiç?
- Ben mi, yoo hiç karşılaşmadım.Aa iyi o zaman canım sabırsızlıkla bekliyorum, öptüm Diyerek kapadı telefonu.
Tabi ben kuduruyorum. Neyse neyse sakin olacağım.Her şey güzel olacak evet. Elbiseyi üzerime geçirdim.Sonrada ayakkabı dolabımdan krem rengi stilettolarımı alıp giydim. Saçlarımada maşayla şekil verip makyajımı tamamladım. İşte hazırdım.Saatde sekiz buçuğa geliyordu. Daha fazla bekletmemek için hemen indim aşağıya.Herkes hazırdı hemen arabaya geçtik. Bakalım hangi restoranta gideceğiz diye düşünürken kocaman bir villanın daha doğrusu şatonun önüne geldik.Afallamış bir şekilde indim arabadan ve kapıya doğru yürümeye başladık.Biz yaklaştıkça bağırış sesleri daha da belirginleşiyordu.Kalın bir erkek sesi;
- Sevmediğim biriyle evlenmeyeceğim baba.
- Sus diyorum sana ben ne diyorsam o olacak.Senin sevdiklerini de gördük.
Zili çalmamızla bağırışmalar kesildi. Ayak sesleri duyuldu ve kapıyı bir hizmetli açtı. Bizi içeri götürdü.Kocaman bir odaydı sadece yemek masası vardı ve 3 kişi tek tek göz gezdiriyordum. Ve onunla gözlerimiz buluştu, lacivert takım elbisesiyle fazla muhteşem gözüküyordu.Gözlerini üzerimde hissedebiliyordum, çok dikkatli bakıyordu. Utanıp bakışlarımı yere indirdim. Leyla hanım sarıldı bana hemen; " Sıla fotoğraflarından bile daha güzelsin " dedi.Daha sonra oğluna dönüp keskin bir bakış attı.O da bana dönüp elini uzattıp;
- Anıl dedi
- Sıla diyerek elini kavradım. Sonra hemen yemeğe geçtik yemek boyunca gözleri üstümdeydi. Hiç bir şey yiyemedim. Daha sonra salondaki oturma bölümüne geçiyorduk ki kolumdan tuttu.Kafasıyla bahçeyi işaret etti. Kafamı sallayarak onu takip ettim.Bahçede bir süre öylece yere baktı.Sonra bana dönüp konuşmaya başladı ;
- Ben, ben seninle evlenemem. Benden koca olmaz. Seni üzerim, hem biz birbirimizi tanımıyoruz bile. Biz evlenemeyiz. Benim unutamadığım biri var.
O an tüm vücudumun sinirden gerildiğini hissettim.Hey noluyodu şimdi hiç bişeyim değil ki.Kıskanıyor muydum
- E evet haklı. .
Cümlemi bitiremeden çok keskin ve kendinden emin bir ses ;
- Ne haklısı kızım. Saçmalıyor işte senden iyisini mi bulacak hem sen adam edersin bizimkini.1 haftaya evleniyorsunuz. Anıl'ın babası Murat Beye aitti bu ses.Bi süre öylece kaldık. Sonra kafasıyla içeriyi işaret etti. Beraber salona geçtik. Biraz daha oturduktan sonra eve gitmek için kalktık.Leyla hanım annemlere dönerek;
- Sıla yı Anıl bıraksın.Hem biraz konuşmuş olurlar.
- Tabi tabi Diyerek yanıtladı annemler.Onlar arabaya binip gittiler ve bende Anıl beyimizi beklemeye başladım. Sonunda geldi ve hiç bir şey demeden yürümeye başladı.Bende arkasından tabi arabaya gelince ön tarafa bindim.Arabayı çok hızlı kullanmaya başladı ve ben gerçekten korkuyordum.Sonra bir anda frene basıp arabayı durdurdu.Bana dönerek; - Seninle evlenmeyeceğim anladın mı, bunu o kafana sok dedi .
Hiç bir şey söylemedim gerçekten canım yanıyordu. Söylediği sözler ok gibi batıyordu kalbime. Ama bu evlilik için benim elimden bir şey gelmezdi.Bu sefer ben ona dönüp;
- Sen kendini ne zannediyorsun he, ben seninle evlenmek istiyor muyum bakalım, bana sen bu çocukla evleniceksin dediler ve allah kahretsin ki şuan burdayım.- Sen benimle evlenmek istemiyor musun yani?
- İstemiyorum
- Niye?
- Ya sen hasta mısın, bağırıp çağırıyorsun. Senle evlenmeyeceğim diye şimdi ben istemiyorum diyince de sebebini soruyorsun.
- Hayatında biri mi var?
- Ya Anıl ne saçmalıyorsun. Sanane bundan?
O anda kolumu tutup beni kendine doğru çevirdi.Gözleri bir süre üstümde gezindi, gözlerimi bulduğunda titriyordum.Ve onun anlamaması için dualar ediyordum. Bakışları öyle keskindi ki bir sonraki hareketini düşünmek bile istemiyordum. Yavaşça omuzlarımdan tutarak beni sardı. Resmen sarılıyorduk şuan , şoktan kurtulunca onu kendimden ayırıp ittim. Arabaya doğru döndüm .
- Sarılıyorduk niye ittiriyorsun beni dedi. (Alaycı bir ifadeyle )
- Sen hasta mısın, bağırıp çağırıyorsun ağzına geleni söylüyorsun.Sonrada sana sarılmamı bekliyorsun?
- Evet dedi kendinden emin bir şekilde.
- Yanılmışsın dedim anında
- Evleneceğiz ve hep sarılacaksın
- Ne sarılması ne ne evlenmesi hani evlenmezdin sen benimle ?
- Vazgeçtim
- Ne vazgeçmesi ya söyledin bi kere evlenmiyoruz işte
-Evleneceğiz ve sen benim olacaksın sadece benimYeni bölüm belli bir vote aldığında gelecektir.Umarım beğenmişsınizdir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Aşk
ChickLitEvlenmek zorunda bırakılan bir çiftin değişen yaşamı....Gözleri bir süre üstümde gezindi ,gözlerimi bulduğunda titriyordum.Ve onun anlamaması için dualar ediyordum. Bakışları öyle keskindi ki bir sonraki hareketini düşünmek bile istemiyordum. Yavaşç...