7.bölüm (Balayı 1)

489 5 1
                                    

"Ahhh , allah kahretsin ya belim" belimi tutarak koltuktan kalktım. Lanet olsun bu koltuk bu kadar rahatsız olmak zorundamıydı? Yan taraftaki rahat yatakta öküzler gibi uyuyan Anıl'ı görünce oflayarak banyoya doğru yürüdüm .Bu belimi sıcak bir duş rahatlatabilirdi.Banyoya girdiğimde ağzım aralandı , heryerde kırmızı güller vardı . Ne içindi ki bunlar derken bizimde bir balayı çifti olduğumuzu hatırlayıp yüzümü buruşturdum. Belime bir ağrı saplanınca "Ahh " Diyip jakuziye doğru ilerledim.Sıcak suyu açıp jakuzinin tıpasını kapattım. Sonrada yavaşça üzerimdekilerden kurtuldum. Üzerimdekileri çıkarttığımda suda dolmuştu. Musluğu kapatıp , vanilyalı duş jelinden jakuzinin içine sıktım.Sonrada jakuzinin içine girdim , başta fazla sıcak gelsede sonra rahatlayıp arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapattığım anda aklıma gelen görüntüyle gözlerimi açtım . Anıl ne alakaydı şimdi ya ? Şuanın tadını çıkarmalıydım, o öküz aklıma geldiği sürece benim tadım olmuyordu ama. Düşünme düşünme diyerek emirler verdim kendime. Biraz daha oturduktan sonra jakuziyi boşaltıp duş aldım kapının arkasında asılı olan bornozu giydikten sonra çamaşırlarımı yanıma almadığım aklıma gelince ağlıyacaktım resmen.Anıl uyanmadan giyinmeliyim diyip çıkarttığım kıyafetleri kirliye atarak banyodan çıktım.Parmak ucumda ilerleyerek valizime ulaşıp kıyafetlerimi alırken "Niye erken kalktın " bir anda sesini duyunca çığlığı bastım.Ben çığlık atınca da o kapalı olan gözlerini hemen açtı " Ne oldu?" dedi. "Bişey yok bişey yok, kapa gözlerini . Anıl arkanı dön " üfleyerek arkasını döndü. "Banyoda giyinmek yerine niye burada giyinip bağırarak uykumu açıyorsun " "Kıyafetlerimi unutmuşum ne yapayım ya, sende bir anda seslenince bağırdım işte " valizden aldığım kıyafetlerle hızla banyoya girdim. Iç çamaşırı giymeyip triangl marka beyaz bikinilerimi giydim denize giderdik nasılsa ve bir daha üzerimi değiştirmek istemiyordum bikininin üzerinede nar çiçeği mini elbise giydim.Saçlarımı kurutma makinesi ile kurutup hafif dalgalandırdım, "Lütfen bugün güzel birgün olsun " diyerek banyodan çıktım. Anıl da üzerini değiştirmiş, telefonuna bakıp gülümsüyordu. Neye gülümsüyordu diye düşünmekten alamadım kendimi ,pek gülümseyen bir tip değildi çünkü.Ben banyodan çıkınca gözüyle her detayımı süzüp "Hazırsan kahvaltıya inelim"
" Hazırım ,hadi inelim çok açım " dedim . Beraber odadan çıkıp asansöre doğru yürüdük, asansöre bindiğimizde asansördeki aynaya bakıp saçımı düzeltirken Anıl'ın bana gülümseyerek baktığını görünce içim ısındı resmen.Bir insana gülümsemek bu kadar mı yakışır , onu tanıdığımdan beri gülümsediğini çok nadir görüyordum . Hoş tanışalı da çok olmamıştı , evlenecek kadar tanışmıştık ama değil mi ? "Ne oldu " diyip gülümsedim."Hiç " dedi ve gülümsemesi bir anda yüzünden silindi . Ne oldu şimdi allah aşkına ?
Asansörden indiğimizde elimi tutup beni açık büfeye doğru çekiştirirken ona sorgulayan gözlerle bakınca " Otel babamın ve emin olabilirsin ki bizi gözetleyen onlarca göz var " dediğinde etrafıma tedirgince baktım.Tabaklarımızı doldurduktan sonra , balkon kısmına geçtik. Anıl tabağından bir kaç bir şey yedikten sonra sigarasını yaktı . "Önce tabağını bitirseydin " dediğimde bir an gözlerimin içine baktıktan sonra sigarasını içmeye devam etti .Yani bende tam gerizekalıyım sanane yani ne karışıyorsun , ne zıkkımlanıyorsa zıkkımlansın. Yavaşça yemeğimi yemeye devam ettim.

Anıl'dan...
Sabah tıkırtı sesleri kulağıma geldiğinde Sıla'nın uyandığını anladım sesler devam edince niye uyandığını sordum ve çığlık sesleriyle aralayamadığım gözlerim sonuna kadar açıldı.Sıla mini siyah bornozu ve ıslak saçlarıyla karşımda duruyordu , benim gözlerimi açtığımı görünce " Gözlerini kapa , arkanı dön " dedi telaşlı bir şekilde .Üfleyerek arkamı döndüm ama gülmemek için zor duruyordum . Onun bu telaşı masum ve çekiciydi .Bu dönemde kızaran kız var mıydı ya ? Genelde tanıştığım kadınlar kucağıma atlarlardı .Ama bu kız.. Arkamı döndüğümde tek düşündüğüm saçlarından süzülen sular ve bornozun müsaade ettiği kadar gözüken sol göğsüydü. Onu düşünmek beni sinirlendiriyordu, ben bir kadını düşünmezdim . "Neden banyoda giyinmek yerine burada çığlık atarak uykumu açıyorsun " diye söylendiğimde telaşla verdiği bir iki cümleden sonra hızla banyoya girdi . Bende sırtımı yatağa verip gözlerimi tavana diktim , gözlerimi açtığımda ki surat ifadesi aklıma gelince gülümsememe engel olamadım. Titreyen telefonumu elime aldığımda , düğün fotoğraflarından bir kaçını mesaj olarak atmışlardı . Bir tanesini açtım , Sıla dudaklarıma yakınlaşmış gözlerimin içine bakıyor .Bu fotoğrafın çekildiği an onu öpmemek için yemin ederim zor tuttum kendimi.Ben Anıl Levendoğlu ilk defa istediği halde birini öpmedi.Hemde bu kişi karısı , büyük ironiler içinde yaşıyorum yemin ederim.Onu gelinliğin arkası açık bir şekilde odada gördüğümde de öpmek istemiştim , onu öyle gördüğümde sertleşmiştim ve bu beni daha da çileden çıkarmıştı .Ona dokunamadığım için istiyordum onu ve isteyip de elde edemediğim için düşünüyordum başka bir sebebi yoktu bu olanların .Yataktan doğrulup üzerimi değiştirdim , giyindikten sonra yeniden yatağa oturdum telefondan resimleri incelemeye devam ettim . Fotoğraflarda gerçek bir çift gibi çıkmıştık, buda gülümsememe sebep oluyordu.Bu kız benim ayarlarımı bozmuştu ve bu beni sinir ediyordu. Ama yüzüne bakınca masumluk görüyordum ve tüm sinirim gidiyordu. Ama kadınlar masum değildir diyerek yine sinirleniyordum. Düğünden sonra eve giderken yolda durmamı soyleyince başta kavrayamamıştım. . Sonra tekrarlayınca Hayır demiştim . Ama o ısrarla onu görmem gerek ,konuşmam gerek diyince durdurmuştum arabayı.Şimdi o görüşeceği piçi geberteceğim diye düşünüp direksiyonu sıktım. Sıla hızla arabadan inip adımlarını hızlandırdı, mezarlığa girdi.Başta anlam veremesemde sonra hemen arabadan inip mezarlığa girdim. Karanlıkta zor da olsa bir onu bir mezarın başında otururken gördüm. Sessizce yanına gittiğimde ağlıyordu, ve sanki yanında biri varmışcasına konuşuyordu. Derdini anlatıp toprağı elleriyle okşuyordu , onun bu hali içimi acıttı. Sonunda bir hıçkırık duyduğum da yanına yaklaşıp sırtını okşadım, beni hissettiği anda kalkıp gözlerini sildi. Belinden tutarak onu biraz kendime yaklaştırdım, o ise karşımda dik durmaya çalışıyordu . Az önce hıçkırarak ağlamış olsada güçlü durmaya çalışıyordu . Eve gidince direk yatak odasındaki banyoya girdi.Sıla banyodan çıkınca başımı telefondan kaldırıp düşüncelerimden sıyrıldım. Nar çiçeği mini bir elbise giymişti,bu kıyafetiyle çok çekiciydi ,kasıklarımın sızladığını hissettim.
" Hazırsan inelim " " Hazırım, hadi inelim çok açım " dedi. Asansöre bindiğimizde asansördeki aynaya bakıp saçını düzeltmeye başlayınca gülümsememe engel olamadım. Bir an fotoğrafta çıktığımız gibi gerçek bir çift gibi hissettim, gerçek ve mutlu ."Ne oldu" lafıyla kendime gelip gülümsememi yüzümden sildim.Bu saçma düşünceler beni güçsüz , savunmasız yapıyordu. Asansörden inince elini tuttum ,etraftaki her çalışan babamın komutuyla bizi izliyorlardı .Sorgulayıcı bir şekilde yüzüme bakması beni sinirlendirsede ona açıklama yaptım.Kahvaltı tabaklarıyla terastaki bir bembeyaz masalardan birine oturduk.Ben sigara içmeye başlayınca "Önce tabağını bitirseydin " dedi.Gözlerinin içine baktım uzunca..Beni düşünüyor muydu yani , dün gece o sert koltukta yatmak zorunda bırakan insanı. Yoksa sahte miydi tüm bunlar ? Tekrar sigaramı dudaklarıma götürüp uzunca içime çekip nefesimi dışarı verdim .O ise hayal kırıklığıyla tabağına bakıyordu. Bu kızın suçu neydi şimdi diye düşünmeme kalmadan iç sesim cevapladı "Masum kadın yoktur , salak erkek vardır, sana yapılanı hatırla " doğruydu . Ben bir kadına daha güvenmeyecektim.En azından arkadaş olmayı deneyebilirdim ,çünkü şuan hiç iyi gözükmüyordu. Ve bu vicdanımı rahatsız ediyordu.Tamam kadınlara güvenmeyecektim ama aşk konusunda ,Sıla'ya karşı sinirlenmemin sebebi onun çok çekici olması ve kasıklarımı sızlatmasından başka bir şey değildi . Bu Sıla'nın suçu değilken sinirimi ondan çıkarmak da hiç adil değildi. Daha insancıl olmalıydım , çok önemli bir şeye bakar gibi tabağına bakıyordu. "Tabağınla vedalaş da denize gidelim " "Hı ?" Beni dinlemediği çok belliydi "Yediysen denize gidelim diyorum " " Yedim yedim hadi gidelim " anında o düşünceli halinden sıyrılmış, heyecanlanmış görünüyordu . Sahteydi bu bakışları, sadece mutsuzluğunu gizlemeye çalışıyordu benden.Bende bu numarayı yemiş gibi yapmalıydım."Yukarı çıkıp üzerimizi değiştirelim o zaman " kafasını salladı.Odanın kapısını açıp içeri girdim o valizden birşeyler alırken ben şortumu alıp banyoya girdim.Heryer vanilya kokuyordu , küvet ıslaktı , yerlerde güller ve sönmüş mumlar vardı.Ben öylece küvete bakarken aklıma gelen tek şey sabah Sıla'nın bornozlu haliydi. Amına koyayım yani , bugün mutlaka birini bulmalıyım yoksa kafayı yiyeceğim . Şortu giyip odaya girdiğimde Sıla koluna çanta takmış beni bekliyordu .Ona bakmamaya çalışarak odadan çıktım, oda çıkınca kapıyı kitledim. Otelden çıktıktan sonra karşı yola geçip sahile yürüdük . Denizin kalabalıklığını görünce, keşke havuza gitseydik dedim içimden . Nedensiz bir şekilde Sıla'yı kimsenin mayoyla ve ıslak görmesini istemiyordum,sabah ki görüntüsünün yalnızca bana özel olmasını istiyordum sadece bana. Sevmediğin, aşık olmadığın bir kadını kıskanmak ha ? Diyen iç sesime o benim karım ve onu kıskanmıyorum, bu davranışımın tek sebebi soyadımı taşıyor olması diye yanıtladım.Sahile girdiğimizde bir kaç erkeğin gözleri onun üzerine çevrilince bakanların gözlerine öldürücü bakışlar fırlatıp Sıla'nın elini tuttum.Bu sefer bana bakmadı , elini bana bırakıp yürümeye devam etti.Alışıyordu , ilk elini tuttuğum da kalbinin nasıl çarptığını anımsadım. Şuanda da rahat sayılmazdı gerçi ama düşünmemeye katlanmaya çalışıyordu belliki. Onun bu güçlü tavırları kendine hayran bıraktıran cinstendi. Boş şezlonglardan birine oturdum oda üzerindeki elbiseyi çıkarmaya başlayınca bakışlarımı ona çevirip izlemeye başladım. Içimdeki ona dokunma isteği tavan yaparken elbise tamamen üzerinden çıktığında bikinisiyle kaldı.Yutkundum. BİKİNİSİYLE ? Sinir katsayım hızla artıyordu , nasıl bikini giyerdi ve ben buna nasıl önlem almazdım? Aklıma sokayım.
" Sıla bu ne hâl ?" " Ne var ?" " Bişey yok , sorunda bu ya , böyle oturamazsın , elbiseyi giy " " Burası plaj Anıl ve ben böyle oturuyorum " "Izin vermiyorum , hadi yürü otele dönüyoruz" " Senden izin almıyorum , sen bana karışamazsın" " Lan ne demek karışamam " cevap vermeyip şezlonga uzandı.Şimdi kafayı yiyeceğim yada Sıla'yı yiyeceğim. Of ulan diyerek iskeleye doğru yürüdüm, burda hep jetskiye binerdim. Orda her yaz zaman geçirdiğim çocuklardan birini görünce yanına gidip selam verdim .Binmek ister misin diyince hemen jetskiye atladım , sinirimi atmam gerekiyordu.

Sıla'dan
Öküze bak , neymiş izin vermiyormuş, böyle oturamazmışım , he canım he bende seni dinliyecektim öyle konuşur konuşur gidersin işte . Kafamı nereye gittiğine bakmak için kaldırdığımda iskelede bir kız topluluğunun biriktiğini ve jetski süren bir yakışıklıyı izl- Bir dakika bu yakışıklı, yani buradan öyle gözüken adam benim kocam mıydı ?Anıl mıydı yani ? Hödük. Içimdeki kıskançlık dalgası da neydi ya ? Bunlar hep çok kıskanç olduğum içindi yoksa onu umursadığımdan değil ,ben kuzenimi bile kıskanırdım yani .Sahtede olsa kocamı kıskanmama izin vermeliydiniz, bir yerde kocam sonuçta.Ben sinirle onlara bakarken yüzüme inen sertlikle "ahh" diye inledim ." Çok özür dileriz , acıyor mu ?" Diyen çocuğa öylece bakakaldım. Buz mavisi gözleri koyu renk nemli saçlarıyla çok iyi gözüküyordu. Anıl kad- Bir dakika bir dakika sen Anıl'ı mı beğeniyorsun? Diyen iç sesimi Allah için çok yakışıklı çocuk ama öküz yani beğendiğim falan yok diye yanıtladım .Tamam bana dokununca, bakınca sapıtıyorum ama alışkın olmadığımdan yani "Iyi misin ?" " Hı şey evet , sorun değil " "Oynamak ister misin ?" Önce çocuğa sonra topa sonrada Anıl ve etrafındaki yellozlara bakıp "Olur " dedim .Filenin önüne geldiğimizde beni yönlendirip durmam gereken yeri söyledi .Hmm plaj voleybolu mu , bayılırım , hemde yakışıklı çocuklarla , oo çok iyi diye içimden geçirdim .Gelen topları karşıladıktan sonra yukardan gelen bir top için havalanıp tam vuracaktım ki havada az önce adını sormayı unuttuğum çocukla çarpışıp hızla yere çakıldım. " Ov "diyip başını ovuşturduktan sonra beni yerden kaldırmak için elini uzattığında beni belimden kavrayan eller ile havalandım. Yüzümü çevirdiğimde Anıl öküzünün ateş saçan gözleri ile karşı karşıyaydım. Beni kucaklayıp şezlonga yürüyünce "Bırak artık" dedim ve hop yerdeyim .Ona sinirli sinirli baktığımda onun sinirinin beni kavuracağını düşünüp yere baktım.O ise şezlongtan çantamı alıp beni kolumdan kavradığı gibi çekelemeye başladı."Anıl napıyorsun ya , bak kolum acıyor bi dur " anında durup bana doğru yaklaştı ve bacaklarımdan kavrayıp beni sırtına attı."Ya napıyorsun ya , herkes bize bakıyor" " Az öncede bakıyorlardı ve hiç de şikayetçi görünmüyordun " diyip elindeki havlu ile üzerimi örttü."Sıkı tut şunu açılır ve birileri bakarsa onları gebertirim" diye devam etti. " Allahım rezil oluyoruz ya , indir artık " " Debelenme odaya girelim bak nasıl bırakıyorum ben seni " bu ne demek şimdi ya .Otele girince direk asansöre yürüdü, bize bakan insanlara dönüp " Önünüze bakın lan " diye böğürdü. Odaya girdikten sonra beni yatağa yavaşça bırakıp kollarını omuzlarımın iki yanına koydu ve üzerime eğildi , dudaklarıma yakınlaştı, çok yakınlaştı. Nefeslerimiz birbirine karışacak kadar yakındık, biraz daha yakınlaşıp "Sen ne bok yediğini zannediyorsun ? " o seksi ses tonuyla tane tane yavaşça söyledi sanki cümlenin bitmesini istemiyormuşcasına , o kadar yakındık ki konuştuğunda dudakları dudaklarıma değiyordu ve içimden o dudakları dudaklarıma mühürlemek geliyordu. Ellerimi göğsüne koyup ittirdim ama bir santim bile oynamadı öküz ,kafamı yana çevirip " Bir şey yaptığım yok , ne oldu neye sinirlendin anlamadım ki " dedim " Yüzüme bak " dediğinde istifimi bozmadım o ise başımın iki yanında olan elinin birini çekip çenemden tuttu. Beni yavaşça kendine çevirdi , kokusu ciğerlerime doluyordu. Bu koku insanı kendine aşık edebilirdi,koku yani sadece koku."Ben bikini giymene kızıyorum , sen gidip o bikiniyle tanımadığım adamlar ile voleybol oynuyorsun, herkes sana bakıyor . Katil edecektin beni ve sen hâlâ ne olduğunu mu soruyorsun lan " konuşmasında hiç bir duygu sezemiyordum.Ama nefesi benim nefesimi kesiyordu , kalbim göğüs kafesime sığmıyordu. " O zaman benim de katil olmam gerekirdi " "Nedenmiş o " dedi alayla " Çünkü bir sürü kız da sana bakıyordu " dedim umarsamıyormuş gibi söylemiştim yani inşallah ." Ne o kıskandın mı ?" Dediğinde kan beynime sıçradı ama belli etmemeliydim.Hâlâ üzerimdeki öküze bu zevki tattırmamalıydım. "Bilmem sen beni kıskandın mı ? " dedim alayla suratına bakıp ,suratı kasıldı ."Benimle ne alakası var ?" "Bana baktıkları için katil olacağını söyleyen sendin hem ben sadece sanada baktıklarını söyledim , katil olmaya niyetim yok merak etme"diyip altından sıyrıldım .Bu sefer beklemediği için kaçabilmiştim. Kıskanması sahiplenmesi garip bir şekilde beni iyi hissettiriyordu, mutlu ediyordu.Insan sevdiğini, önem verdiğini kıskanır dimi ama ?
Suratıma alayla bakıp " Sana baktıkları için değil karıma baktıkları için " dediğinde sol yanımın acıdan paramparça olduğunu ve gözyaşlarımın hücuma geçtiklerini hissettiğimde kafamı sallayıp banyoya girdim.

Bir Tutam AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin