Onların anılarını unuttururken ne kadar acımasızsa Odin, İntikam Tanrıçası da onu öldürürken o kadar acımasız olacak.
Kehaneti duyan Odin'in yapacağı tek bir şey vardı. O da İntikam Tanrıçasını ortadan kaldırmak.
*
"Tessa haberleri gördün mü?" elinde ki silahını temizlemeye devam ederken Wade'e döndü. Görevleri olmadığı zamanda tek geleceği yer şüphesiz yakın arkadaşı Tessa'nın eviydi. Bir anda çıkıp gelmesine artık o kadar çok alışmıştı ki geçenlerde ona bir anahtar bile yaptırmıştı.
"Ne haberi?" Wade'in kendisine yaptığı kahveye bakarken burun kıvırdı. Şuan ihtiyacı olan tek şey şüphesiz onu kendisine getireceği acı bir kahveydi. Tam neden kendisine de kahve yapmadığını sorgulayacaktı ki arkasından çıkardığı kahveyle bu sefer dudakları yukarıya kıvrılmıştı. Tessa sessizce teşekkür ederken Wade o sırada silah parçalarının olduğu masaya yavaşça kahveyi bıraktı.
"Bir çekiç var, herkes onu kaldırmaya çalışıyor ama daha kimse başaramamış falan." güldü. Ülkesi ne kadar boş işle uğraşıyordu böyle. Wade'in, kendisine yaptığı kahveyi eline alıp parmaklarını bardağın etrafına sardı. Üşümese de soğuğun verdiği haz kadar sıcakta ona mutluluk verirdi.
"Bunu söylemek için gelmedin herhalde Wade." oturma odasının koca bir duvarını kaplayan hançer koleksiyonundan aldığı gözlerini Tessa'ya çevirdi. Tahmin etmişti. Evine geldiğinde ya yatar uyur ya da önemli bir durum olduğunda telefonun varlığını unutup haber vermek için gelirdi. Boş yapmak içinde geldiği olurdu bazen, bunun için gelmediğini umuyordu.
"Beni çok iyi tanıyorsun bebeğim. Bir görevimiz var."
Asgard'da
"Her şeyi unutmuşsun, sabretmeyi unutmuşsun!"
"Evet ama sen bekleyip sabrederken 9 diyar bize gülüyor. Eski yöntemler tarih oldu. Asgard yok olurken sen nutuk çekiyorsun!"
"Sen, açgözlü zalim bir çocuksun!"
"Sende yaşlı ve aptal bir tanrısın!" Odin yavaşça başını yere eğerken kimse kıpırdayamıyordu. Loki Thor'a yaptığının aptalca olduğunu söylese bile Thor onu dinlememiş büyük bir sorumluluk yüklenmişti. Ve şuan hak etmediği kadar ağır olan cezasını çekmek üzereydi.
"Evet...Aptallık ettim
Hazır olduğunu sandım." işin ciddiliğini anlamaya başlamışken bir adım attı Loki. Fakat cesareti onu yarı yolda bırakmak üzereydi."Baba!"
"Heyt!" bir anda bağırması ile dolan gözlerine lanet etti. Yine aynısını yapıyordu, her seferinde olduğu gibi onu aile içi sorunlardan uzak tutuyordu. Sanki bir yabancıymış gibi. Onun öz oğlu olmadığını biliyordu fakat elinde büyümüştü. Onlarla aynı masaya oturmuş, Frigga Thor ve ikisini uyutmak için aynı efsaneyi okumuştu.
"Thor, Odin oğlu. Krallığının verdiği kesin emre ihanet ettin. Kendini beğenmişliğin ve akılsızlığın yüzünden bu huzurlu krallıklara ve masum hayatlara korku ve ıssızlığını getirdin savaşın." Odin elinde ki asasını bifrosta vurdu ve şimşek çaktı. İşte Odin'in emirlerini yerine getirmemek bu kadar ağırdı.
"Sen bu krallığa layık değilsin. Unvanına layık değilsin. Layık değilsin! İhanet ettiğin bütün sevdiklerine..." Loki bir şeyler yapmak istiyor, Odin'i yapacağı şeyden alıkoymak istiyordu. Fakat devamlı kurnazlığa çalışan beyni tamamen fikir üretemez olmuştu o an. Tek düşüncesi Thor'a zarar gelip gelmeyeceğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Revenge} Tessa & Bucky Barnes | Thorki
FanfictionMpreg içerir! Thorki' daughter "Bunu yapamazsın Odin. Buna izin veremem." tanrıça göz yaşları içinde söyledi bu sözleri. "Frigga inan bana bu hepimiz için en iyisi olacak. Bunu yapmalısın. " kararlıydı tanrı. Kehanetin gerçekleşeceğine inanıyordu...