9-father-

184 16 1
                                    


Yastığının altında ona cehennemi yaşatan telefon sesiyle sinirle gözlerini araladı. Sabahın köründe kim arıyordu? Gün ışığından açılmayan gözlerini zorlamadan aramayı cevapladı.

"Tessa, müsait misin?" aslında müsait olmasa da onunla konuşma fırsatını zor bulduğu için gözlerini araladı ve yatakta kalçasının üzerinde doğruldu.

"Jane ne oldu?" 

"Tessa onu görmek istemediğini biliyorum fakat o cidden hasta. Son zamanlarını yaşadığını söyledi doktor." yutkunmanın verdiği acı hissiyat canını yakarken telefonu suratına kapatma isteğini bastırdı.  "Jane. Onun için kılımı bile kıpırdatmayacağımı çok iyi biliyorsun." 

"Biliyorum Tessa ama ne bileyim bir ihtimal, neyse benim kapatmam lazım." telefonu kulağından çekip yatağın üzerine bıraktı. Onu sadece o gereksiz adam için araması canını yakıyordu.

Belki de sorun kendisindeydi. Bütün fırsatları elinin tersiyle kendisi itiyordum. Onda doğdu günden beri yok muydu bu lanet. Saçlarını elleriyle geriye atıp yataktan kalktı. Banyoya ilerlerken tekrardan çalan telefonuna baktı göz ucuyla. Ekranda ki HARDİN yazısını gördüğünde yürümeye devam etti. Bir de onunla uğraşamazdı.

*

"Şimdi gitmek zorunda mısınız?" Thor'a sorduğu sorunun cevabını bilse de şansını deniyordu. Loki bu haldeyken biraz daha sorunla uğraşamazdı. Onun üzülmesini istemiyordu. Yavaşça oturduğu yerden kalkıp yanına ilerledi. Avengers binasına girdiğinden beri başı eğikti. Onun bu hallerine alışık değildi ve asla alışmak istemiyordu. 

"Maalesef leydim gitmek zorundayız. burada bu kadar uzun süre kalmamız bile tehlikeliydi. Asgard'a gidip Loki'nin masum olduğunu ispatlamalıyız."

"Bende gelsem, kusura bakma Thor ama babana karşı büyük bir ön yargım oluştu." kafasını salladı Thor. Tereddüt etmeden bunu söylemesi ona garip gelmişti. Karşısında ki kadının cesaretine hayran kalmıştı.

"Maalesef leydim gelmen mümkün değil. Evet haklısın babam Loki'ye ceza vermekle büyük bir hata yaptı fakat tanırsan seveceğini düşünüyorum." kafasını sallayıp onu onaylasa da düşünceleri hala daha aynıydı. Kral bozuntusunu sevmemişti

"Ama leydim sana söz Asgard'a geleceksin. Herkesin mutlu olduğu bir zaman da tabi." duyduğu şey ile içini büyük bir sevinç kapladı. Farklı diyarlara her zaman inanmıştı ve dünya dışında birini daha görebileceğini duymak ona heyecan veriyordu. Thor yanlarında dikilen fakat ağzını bıçak açmayan Loki'nin koluna girdi. Gideceklerini anladığı için geriye adımladı. Adını tam olarak bulmadığı fakat şuan ışınlanma dediği şekilde kaybolduklarında içinde hala daha bir burukluk vardı. 

Asgard'da

Kraliçe Frigga dizinde yatan oğlu Loki'nin siyah saçlarını sakince okşamaya devam ediyordu.

Biraz sonra muhtemelen en ağır cezaya çarptırılacağını bilmek ona ne korku ne de endişe veriyordu. İçinde gün geçtikçe büyümeye devam eden boşluk onu da yok ediyordu sanki. 

"Loki'm vakit geldi." yavaşça annesinin dizlerinden kalkıp yüzüne bakmadan yürüdü. Büyük salona geldiğinde Odin'in huzurunda eğilip yerine geçti.

"Odin oğlu Loki, kurallara karşı geldin. Üstelik ben seni cezalandırmış ve aklının başına gelmesini beklerken. Elbette her suçun olduğu gibi bununda bir cezası var fakat öncesinde sormak istiyorum. Bunu neden yaptın?" durdu Loki. Gerçekten bunu neden yapmıştı? Cevabı kendisine bile vermezken ne diyebilirdi ki karşısında ki krala. Yutkundu, annesinin ve Thor'un gözlerine baktı. İkisi de ondan bir cevap bekliyorlardı. Güçsüz çıkan sesiyle konuştu.

"Bilmiyorum. Sanki, sanki kendimde değildim." elinde ki asasını yere vurarak yerin titremesini sağladı Odin.

"Bize olan kininin sebebi nedir Loki? Hiç bir zaman tahmin edemezdim senin bana karşı geleceğini. Eskide bana karşı gelmezdin fakat şimdi, şimdi her şey değişti." son cümlesini söylerken düşünceler kafasına dolmaya başlamıştı. Hata yapıp yapmadığını düşünüyordu. Ne olduysa o günden sonra olmuştu. O gün Asgardın kaderini değiştirecek büyük bir karar vermişti. Şimdi de sonuçlarına katlanıyordu. Kalbine saplanan sancı ile tahtının kolunu sıktı. onun bu halini fark eden Eşi Frigga'nın koluna girmesiyle yavaşça tahtından kalktı ve odasına doğru yürümeye başladı.

Thor endişeyle babasının arkasından bakarken Loki'nin yanına ilerledi. Karşısında ki adamın gözlerinin çökük olması onu üzerken ensesinden tutup kafasını göğsüne yasladı. Sarılmaya ihtiyacı olan Loki bunda tereddüt etmeden başını Thor'un göğsünden ayırmadı. kendi halinden o da memnun değildi fakat içinden gelmediği gibi davranamazdı da. Mutluluğa ulaşmasının tek yolu içinde ki boşluğun sebebini bulmaktı. 

Dünya'da

 Kapının önünde beklemekten sıkılmıştı artık, tekrar zile basmak için elini uzatmıştı ki kapı açıldı. Jane onu gördüğüne sevinmişti. Hafifçe tebessüm edip kenara çekildiğinde içeriye girdi. Kulağına dolan acı inlemeler onu üzmüyordu, aksine buna seviniyordu. Herkesin yaşattığını yaşaması adaletliydi. Yıllar önce onları bırakıp gitmesinin ardından hasta olduğunu söyleyerek geri gelmişti. Tabi Jane babasına acımış ve yardım etmişti. Odaya girdiğinde yaşlı gözlerini ona çevirdi. Eski güçlü halinden eser yoktu. Şimdi kemikleri sayılıyordu. Göz altları çökmüş yüzü bembeyazdı, bir ölüden farkı yoktu. Yanında ki koltuğa oturdu ve gözlerini ona doğru çevirdi.

"İyi misin?" konuşmadı sadece kafasını salladı. Ona karşı iyi düşünende kabahat diye düşündü. Jane kendisiyle birlikte odaya girmemişti, gözleri onu ararken o adamla aynı ortamda olmak onu gittikçe geriyordu.

"Boşuna onu arama bizi yalnız bırakmak istiyor." cevap vermedi. Jane'e güvenemeyeceğini bir kez daha anlamış oldu. Hızla oturduğu kanepeden kalkıp dışarıya çıktı. Soğuk rüzgar tenini okşayarak yanından geçti. Arabasına bindiğinde hala daha buraya neden geldiğini sorguluyordu. Geçmişini unutmak istiyordu fakat hala bir parçası ona bağlıydı. Arabayı dolduran titreşim sesleriyle kafasını yanında duran telefonunun ekranına çevirdim. HARDİN yazısı kafasını direksiyona vurması için bir sebepti. Arabayı çalıştırdı ve aramayı cevapladı.

"Şükürler olsun Tessa hangi cehennemdesin!" bağırmasıyla dişlerini sıktı. Ona bağırılması canını sıkıyordu.

"Birincisi bana bağırma, ikincisi İşlerim vardı Hardin." telefonun ucundan gelen kıkırdama sesleriyle kaşlarını çattım. Sesler tanıdık geliyordu.

"Peki Tessa umarım işlerinin bittiği zaman bana vakit ayrıma şansın olur." telefonu yüzüne kapattığında dişlerini sıktı tekrardan. Başlarda çok güzel olan ilişkileri gittikçe çıkmaza girmişti. Ajan olduğu hayattan az da olsa gerçek hayata geçmek istemişti ve o sırada Hardin ile tanışmıştı. Aşk nefrete dönüşmemişti belki ama toksik ilişkiye dönüşmüştü. Beraber geçirdikleri her anının yatak odasında olması ona zevk verse de düşünmesini sağlıyordu. Tamamen seksten oluşan bir ilişki gerçekten istiyor muydu? Hiç bir duygu olmadan tenine artık tanıyamadığı bir erkeğin ellerinin değmesini istiyor muydu? İşte orası muammaydı. Neyi isteyip istemediğini bilmiyordu.

-------------

Stranger isminde yeni bir Stony kurgusu yayınladım lütfen bakmayı unutmayın. 

Sizi kocaman öpüyorum 😽

{Revenge} Tessa & Bucky Barnes | ThorkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin