Boş boş tavana bakarken hızla açılıp duvara çarpan kapıyla sıçradı. Gözlerini tam açmadığı için yarım yamalak gözüken silüetten Wade olduğunu çıkarabilmişti.
"Ne sikim için buradasın yine. Hadi burada olmanı geçtim ne diye kapıyı operasyona girer gibi açıyorsun." Wade sırıtıp üzerinden yorganı çekti.
"Nasıl ayıp kelimeler bunlar Tessa arkadaşım." yüzünü sıvazlayıp yatakta oturur pozisyona geldi. Dün gece uyku tutmadığı için geç yatmıştı ve zar zor daldığı güzel uykusundan Wade salağı yüzünden alıkonuluyordu.
"Wade başına bir şey falan da düştü de bana mı geldin ne oluyor sabahın köründe." ona iflah olmazsın bakışlarını atıp tekrardan sarındığı yorganı elinden çekip aldı.
"Misafirin var. Seni keyfime kaldırmıyorum ya." hafif açık kapıdan baktığında Peter'ın sessizce evi incelediğini gördü. Ne işi olabilirdi ki evinde? Hem de sabahın köründe.
"Tamam sen git ben az sonra geliyorum." ona yaklaşıp yanağını öptüğünde şaşırma kotasını doldurmuştu. Yaklaşık iki dakikadır yanındaydı ve tek bir küfür etmemişti üstelik kibar bir şekilde yanağından öpmüştü. Lanet olsun ölmek için çok gençti.
"Ben gidip senin arkadaşınla ilgileneyim." yılışıklığına göz devirip pantolonunu ayağından geçirdi. Üstüne de bir tişört geçirip odasından çıktı.
"Peter hoş geldin." elinde ki kahvesini dudaklarından ayırdı ve tebessüm etti.
"Hoş buldum Tessa. Bugün çok güzel gözüküyorsun. Ve seni özlediğimi de belirtmeliyim. Neyse Nick lafı uzatmamı sevmeyeceğini söyledi bu yüzden direk konuya geçiyorum. Bay Stark acilen kuleye gelmeni istiyor. Bütün Avengers orada Loki ve Thor'da dahil olmak üzere." onların dünyaya dönmesine sevinirken masanın üzerinde duran ve dün gece ağzına kadar dolu olduğuna emin olduğu tabaktaki tek kalan çileği ağzına attı.
"Senin bu saatte okulda olman gerekmiyor mu?" gözlerini kısarak söylediği söze gülümsedi.
"23 yaşındayım yani üniversiteyi bitirdim." gözleri şaşkınlıkla açılırken fısıldadı.
"Aslında ben liseyi kastetmiştim." anahtarını alıp evden çıkarken Wade kibarlıkla Peter'ın arkasından geliyordu. Onun kimseye kibarlık yapmadığını gören Tessa'yı şaşkına çevirmişti. Arabaya bindi ve kuleye doğru süremeye başladı. Eğer acil bir durum olsaydı Jarvis telefonundan Tony'nin özel kurduğu alarmı aktifleştirirdi. Onun yüzünden az uykusundan olmamıştı. Kısa sürede kuleye vardığında herkesin gülüştüğünü gördü.
"Yine niye çağırdın beni Tony? Artık rahat bir şekilde uyumak istiyorum Tony. Beni sal artık Tony." isyan eden arkadaşının yanına adımladı Tony.
"Sözlerin bitti mi?" kafasını sallayınca elinde ki kahveyi uzattı.
"Al kendine gel." kokusuyla mayıştığı kahveyi içerken arkasında duran koltuğa bıraktı bedenini. Bu aralar fiziksel olarak yorgunluğu ağır basıyordu. Bütün kemiklerinin ağrıdığını hissediyordu. Galiba Natasha ile olan antrenmanlarını azaltmanın zamanı gelmişti.
"Leydi Tessa kendinize geldiğinizi sanıyorum. Bugün buraya gelme nedenimiz siz değerli dostlarımızı Asgard'da misafir etme isteğimizdir." Loki'nin kibar konuşması bittiğinde elinde ki kahveyi çoktan bitirmişti. Tessa'ya göre çok naif ve yavaş konuşuyordu. Konuşmasında uyuyabilirdi, ve şuan çok fazla uykusu gelmişti. Sesi nedensizce huzur veriyordu. Gözleri yavaşça kapanırken Thor'un gür sesiyle sonuna kadar açıldı.
"Leydi Tessa cevabın nedir?" yüzüne bakıp gülümsedi ona verdiği sözü tutmak istediğini anlamıştı ve bundan oldukça memnundu. Mitolojik bilgilerle büyüyen bir çocuktu tabi ki de Asgard'ı görmek onun hayaliydi.
"Kibarlık göstermeden teklifinizi kabul ediyorum Prens Loki ve Prens Thor." Thor Tessa'nın cevabından sonra herkesten onayı almış keyifle onu asla etkilemeyen içkisini yudumluyordu. Bunu anlamıştı çünkü geldiğinden beri on şişe bitirmişti. Tessa bile bu kadar içmeye cesaret edememişti. Gözleri Loki'ye kaydığında geçen günlerde ki gibi düşünceli olduğunu gördü. Hayatı boyunca insanların düşünceleri asla umurunda olmamıştı fakat şuan karşısında ki bu Tanrının düşüncelerini ölesiye merak ediyordu.
"Prens Loki, bende size verdiğim sözü tutmak isterim. İsterseniz ben evden bir kaç eşyamı alırken sizlerde hançerlerimi inceleyebilirsiniz." kafasını sallayıp ayağa kalktı. Tessa'da onunla birlikte kalktığında Avengers tamamen başka bir alemdeydi. Natasha'nın bakışları ona döndüğünü gözünü kırpıp Loki'nin arkasından ilerledi.
Evin önüne geldiğinde arabasını boş bir alana park etti. Loki muhtemelen Tony'nin ona verdiği eşofman üstünü düzeltip Tessa gibi arabadan inmişti. Dünya'yı keşfetme isteğini gözlerinde görebiliyordu. Ve emindi ki Asgard'a gittiklerinde aynı duyguyu kendisinin gözlerinde de görecekti. Kapıyı açtığında içeriden gelen televizyon sesiyle kaşlarını çattı. Wade onunla beraber Avengers üssüne gelmişti. Evinde ki televizyonu sadece Wade saçma sapan magazin programlarını izlemek için kullanıyordu. Hızla oturma odasına girdiğinde Hardin'in rahat bir şekilde koltukta yayılmış televizyon izlediğini gördü. Artık çok olmaya başlamıştı. Hareketlerine dayanamadığını anladığında ondan ayrılmalıydı. Gözlerini televizyondan alıp Tessa'ya döndürdü. Yüzünde ki saçma sırıtmasını gördüğü an kavga çıkartmak için geldiğini anlamış oldu. Loki odaya girdiğinde bu sefer gözleri ona kaydı. Kavga çıkacağını biliyordu ve bunun olmasını hiç bir şekilde istemiyordu.
"Sonunda geldin sevgilim." gülerek söylenen sözlere gülümsemekle yetindi. Fakat Hardin'in yüz ifadesinden kendinde olmadığı belliydi.
"Keşke gelmeden önce haber verseydin Hardin." adamın bu cümleye siniri bozulsa da gülümsedi. Loki bir anlık hiddetle karşısında sakince oturan fakat onun sinirlerini bozan adama zarar verecekti ki kendini son anda engelledi. Leydi Tessa'ya değer veriyordu ve bu yapacağı şey onu hayal kırıklığına uğratabilirdi. Sessiz kalıp olacakları izlemeyi seçti. Fakat bir yandan da her an karşısında ki gencin Tessa'ya saldıracağını düşünüyor ve atağa hazır bir şekilde bekliyordu.
"Uzun zamandan beri görüşmüyoruz Tessa. Bütün günü birbirimize ayırırız demiştim fakat belli ki senin yine işin çıktı." dilini ağzının içinde gezdirdi ve güldü Tessa. İçinde ki ses Hardin'i kovmasını söylese de onu susturdu. Hardin'de bütün nefret ettiği özellikler varken nasıl hala beraberlerdi bunu anlayamıyordu. Eskiden aşık olduğu fakat yavaşça tiksinmeye başladığı adama baktı. Galiba aşk nefrete dönüşüyordu.
"Benim işim çıkmadı Hardin. Sen kendine göre plan yapıyorsun. Beni arayıp meşgul olup olmadığımı sorabilirdin." konuşması bittiğinde hızlı adımlarla odasına yürüdü. Yanına alacağı bir kaç parça eşyayı bavuluna koyarken sinirini yatıştırmaya çalışıyordu. Aksi halde kalp kırabilirdi ve o bunu istemiyordu.
"Hadi ama Tessa. Sadece bir gününü bana ayıramaz mısın?" bir kaç tişörtünü sırt çantasına koyup fermuarını çekerken sabır diledi evrenden.
"Hardin, önemli bir işim var döndüğümde bunu konuşalım olur mu?" Hardin kafasıyla onaylayınca gülümsedi. En azından kavga çıkmamıştı. Hardin evi terk ederken hançerlerini yerlerine yerleştirip yenilerini çantasına koymayı ihmal etmemişti. O sıralarda Loki koca duvarı kaplayan hançer koleksiyonuna göz gezdiriyordu. Genç kadının kendisi kadar fazla hançeri olmasa da onlara hayran olmak elde değildi. Üstelik koleksiyonunda ki her bir hançeri kullandığından emindi. Sonrasında dikkatini bir hançer çekti. (Medya) Diğerlerinin aksine özenle tam ortaya yerleştirilmişti. Simsiyah olan hançer şüphesiz en dikkatini çeken hançerdi. O sırada Leydi Tessa'nın adını çağırmasıyla gözlerini siyah hançerden aldı. Ve beraber Avengers üssüne doğru yola çıktılar.
---------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Revenge} Tessa & Bucky Barnes | Thorki
FanfictionMpreg içerir! Thorki' daughter "Bunu yapamazsın Odin. Buna izin veremem." tanrıça göz yaşları içinde söyledi bu sözleri. "Frigga inan bana bu hepimiz için en iyisi olacak. Bunu yapmalısın. " kararlıydı tanrı. Kehanetin gerçekleşeceğine inanıyordu...