bakmadan atiyorum affedin ^^
***
"Yavrum... hayat diyorum, çok kısa. E malum, kuşlar da uçuyor. Kimin eli kimin cebinde, o da belli değil."
Seda derin bir nefes aldı, "Hasan sen ne anlatıyorsun abi?"
"Ne zaman barışıyoruz biz? Yetti bu ayrılık bana." Hasan biraz duraksadı. "Hem ben nereden abin oluyorum? Nah abin olurum senin."
Kantinde oturuyorduk ve aşırı gereksiz kalabalıktı burası. Oturduğumuz masanın tam önünde koca bir ordu sıradaydı. "İçine iki tane sucuk, parmak kadar da kaşar atıyorlar sonra bu çocuklarda tost sanıp almaya çalışıyor. Yemeyin abicim ya." dedi Hasan 9. sınıflara bakarak.
"Aç mı kalayım abi?" dedi bir çocuk bize bakarak. Hasan tam konuşacağı sıra yüksek bir ses duyuldu.
"Açın şu yolu, bu ne böyle ya?" diyerek masanın önüne geldi ve az önce Hasan'la konuşan çocuğu tişörtünün ucunu tutarak ittirdi. "Çekil bakayım sen."
Berre.
Okulun popüler kızı ve Hasan'ın kuzeni. Normalde Hasan'ın yüzüne bile bakmaz, öyle bir kuzenlik.
"Hayırdır Berre?"
"Seninle bir işim yok Hasan..." dedi iğrenerek. "...benim işim Sefa'yla." Neredeyse herkes bize baktı. Yerimde rahatsızca kıpırdandım, bu kadar gözün üstümde olması rahatsız ediciydi.
"Kalk hadi birkaç bir şey söyleyeceğim. Burada duyulmasından rahatsız olacağın şeyler." dedi Berre arkasını dönüp yürümeye başlamadan önce. Arkasından geleceğimi biliyordu.
***
Bugünle beraber dedemlerde kalışımın ikinci günüydü. Aylar sonra buraya ilk geldiğimde dedemin ne kadar da yaşlandığını ve çöktüğünü fark ettim.
Yaşlanmak korkutucuydu.
Zaman gerçekten de hızlı geçiyordu. Ben mesela dedemle en son bahçesindeki biberleri suluyordum.
Yetiştirdiği süs biberlerinin gerçekten de süslendiğini düşünürdüm. Hala süs biberi derken bile kafamda etek giyen bir biber canlanıyor.
Galiba ben hala sekiz yaşında ki o çocuğum.
Doktorlar dedeme sadece iki ay vermişlerdi. Dedem'e bunu söylesek bize anneannem'e nasıl iki ayda aşık olduğunu anlatırdı.
Çocukken bıkmadan dinlediğim tek şeydi bu. Ne zaman üzgün hissetsem dedeme koşar nasıl tanıştıklarını anlatmasını isterdim.
"İki ay çok kısa bir süre değil, ilerde seni de göreceğim. Bir bakmışsın iki ayda değil, iki günde tutulmuşsun."
Her anlatışında bunu söylerdi bana. Birini gerçekten sever miydim bilmiyordum. Hemde iki ayda. Gülümsedim bu duruma, ben sevsem de, aşık da olsam asla karşılıklı olmazdı.
Cebimdeki telefon titredi.
Yan komşudan internete bağlanıyordum. Durum o kadar vahimdi.
0545... adlı kişiden üç yeni mesaj.
0545...: Kabul ediyor musun?
0545...: Etmemek gibi bir şansın yok ama yine de kibarlık yapıyorum.
0545...: Şanslısın bugün iyi günümdeyim.
***
bu kiz bi cocugu dusunmeden edemiyor... bu kizi dovun, kafasini yerden yere vurun. (bu kiz: ben)
neyse berre'yi sevmediginizi simdiden bildigim icin dusunceleri almiyorum. yine de nefret kusmak isterseniz bu kisimda isinizi halledebilirsiniz, izin veriyorum. bende iyi gunumdeyim bugun ama siz yine de cok simarmayin.
cunku,
cunku bu kizin ruh hali cok cabuk degisiyor. bunu yazarken bile aglama geldi. lutfen birinden hoslanmama formulu verin bana. ben bu cocuktan hoslanirsam cok yanlis seyler olur. ortalik karisir. yazdigim her seyi silerim lan hatta o derece. ama lutfen ona bir sey demeyin bence cok tatli.bu yazdiklarimi okuyan uc kisiye tesekkur ederim. dort de olabilir. hadi dort olsun. tesekkur ederim.
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
günlük
Short Story❝Sinan, bugün olduğu gibi senelerdir benim pişmanlığımdı.❞ ↬yarı texting, bxb. ♡ [20/06/2021] Bölüm günü yoktur.