44. Birim

Kimsin Sen

Annemler ile bir süre daha konuştuktan sonra iş teklifinin doğru karar olduğundan emin olmuştum.

Hakan Bey'i aramak için bana verdiği kartviziti almak için çantamı yerden kaldırdım.

Kartviziti koyduğumu düşündüğüm cebe baktığımda kartviziti bulamadım.

Tüm çantamı aramama rağmen kartviziti bulamayınca kendi kendime "Acaba başka bir yere koyup unuttum mu?" diye sordum.

Yatak odama gittim ve dolabıma koyduğum üniformamın ceplerini yokladım.

Kartviziti bulamayınca oflayarak mutfağa döndüm.

Bugün çok karışık bir gündü ve nereye koyduğumu, nerede düşürmüş olacağımı bilmiyordum.

Çıkmaza düştüğümü düşünerek oflarken kapım çaldı. 

"Geliyorum!"

Kapımı açtığımda karşımda Buğra'yı görünce kaşlarımı çattım. 

"Buğra?"

Elindeki kartviziti bana uzattı ve "Arabama düşürmüşsün." dedi.

Kartviziti hızla alırken "Evimi nereden buldun?" diye sordum. 

"Seni evine ben bıraktım."

"Dairem?"

"Apartmanın girişindeki zilde soyadın yazıyor."

"Soyadımı ben sana söylemedim."

"Karakoldaki masanın üstünde isminin ve soyadının olduğu bir dosya vardı. Oradan öğrendim." 

Kapıyı açınca kapının arkasında kalan ayakkabılığımdan tabancamı aldım.

Tabancayı kapının arkasında tutarken Buğra, "Bana silah mı doğrultacaksın?" diye sordum.

"Elimde silah olduğunu nereden gördün?"

"Hareketlerin tahmin edilebilirdi.

"O adamı aklayış tarzın zaten tuhaftı. Kimsin sen?" diye sordum. 

Buğra ceketinin cebine yönelirken silahımı ona doğrulttum ve "Ellerini havaya kaldır." dedim. 

Buğra dediğimi yaparak elini havaya kaldırdığında "İçeri geç." dedim. 

Buğra dediğimi yaptığında kapıyı kapattım.

"Hangi karakoldan olduğunu da söylememiştin. Şimdi nerede çalıştığını söyle." 

Büyük bir operasyondan daha yeni çıkmıştım.

Tüm çeteyi hakladık sanıyordum ama adamları kalmış olabilir.

Belki bugünkü çanta çalma olayı da yalandı.

"Bak bir karakolda çalışmıyorum."

"İtirafçı oluyorsun yani."

"Gizli teşkilatta mı çalışacaksın?"

"Kartvizit sendeyken ne yaptın?"

"Sana orada öğreteceklerinden biri ne biliyor musun?" 

Kaşlarımı çatarak ona baktım. 

Tabancamı hızla elimden alıp bana doğrulttuğunda sessizce yutkundum.

"Silah doğrulttuğun insan ile arana en az bir metre koyman gerekiyor."

"Bir polise silah doğrultmak çok tehlikeli bir karar."

Buğra beni takmadan "Kartvizitte yazan numarayı ara ve konuşmayı hoparlöre al." dedi.

"Neden?"

"Ara sen."

Dediğini yaparak numarayı aradım ve konuşmayı hoparlöre aldım.

"Alo."

"Hakan Bey iyi akşamlar."

"Zerda sen misin?"

"Evet."

"Kararını bu kadar hızlı vermeni beklemiyordum." 

"Aslında karar için aramadım."

"Kafana bir şey mi takıldı?"

"Yok be ben arattım." diyen Buğra ile Hakan Bey, "Buğra." dedi.

"Nasılsın amir yardımcısı?"

"Bu sabah da Taha'yı poligonda hedeflerin malum yerlerini vururken yakaladım. Ulan siz bir adam akıllı durmayacak mısınız?"

"Beni Taha ile bir tutman oldukça kırıcı."

"Kim o?" diyerek sohbete dahil olan bir kadın ile Buğra, "Lavanta benim." dedi.

"Taha'nın dedikodusunu kaynatacak kadar ne konuşuyorsunuz?" diye soran kadına Buğra, "Hakan'ın iş teklifi ettiği polislerden biri bana silah doğrulttu da, kendimi aklamaya çalışıyorum." dedi.

"Ben de bir şey oldu sanmıştım."

Kadın anladığım kadarıyla giderken Hakan Bey, "Orada tam olarak ne oluyor?" diye sordu.

"Senin verdiğin kartviziti arabama düşürmüş. Vermeye gidince de rehin alındım."

"Şu an sen bana silah doğrultuyorsun!" dedim.

"Bana tuttuğun tabancayı aldım sadece." 

"Orada ne döndüğünü bilmiyorum ama kadının silahını verip teşkilata dönersen daha iyi olacak gibi Buğra."

"Emredersiniz amir yardımcısı."

Hakan Bey telefonu kapatınca Buğra, tabancamı bana verdi ve "Yarından itibaren işe başlıyorsun." dedi.

"Ben daha karar vermedim."

"Teşkilatın adresi telefonuna gelecek. Geldiğinde benim adımı ver."

"Soyadın?"

"Dirhem."

"İki Dirhem Bir Çekirdek kitabındaki Dirhem gibi mi?"

"Evet, oradaki dirhem gibi." 

"Sana silah doğrultmam oradaki eğitimleri etkileyecek mi?"

Buğra korkutucu bir gülümseme ile "Kesinlikle etkilemeyecek." dedi.

"Yalan söylüyormuş gibi görünüyorsun."

"Yalan söyleyip söylemediğimi ileride alacakların oldukça sıkı olan eğitimlerde göreceksin."

Sıkı kelimesine baskı yapmıştı.

"Peki karakoldaki işim? Oradan nasıl ayrılacağım?"

"Onu, taşınma ve karakoldaki eşyalarını getirme kısmıyla biz ilgileneceğiz. Sen sadece yarın sabah teşkilata gel."

"Peki."

Buğra evden çıkarken "Eğitimlerde seçeceğin ajana dikkat et. Bir bakarsın bazı sebeplerden dolayı sana eğitim verecek ajan, eğitim görevini bana verir." dedi.

"Kesinlikle dikkat edeceğim."