Coincidence ✘ vmin

7. Party

Yazardan

Minik oğlan sınıfta yalnız oturmuş dün olanları düşünüyordu. Hala aklı almıyordu yaşananları. Her şey o kadar gerçekten uzaktı ki böyle düşünmesi belki de normaldi. Artık bir şeyleri konuşup halledilmesi gerektiğini söylüyordu kendi kendine.

Öyle düşüncelere dalmıştı ki tam karşısında durup ona bakan Taehyung'u bile farketmemişti. Hoş gerçi farketse ne değişirdi ki artık eskisi gibi olmayacaktı. Onun kendisinden faydalanmasına izin vermeyecekti. Taehyung ellerini Jimin'in göz hizasına getirip salladığında sonunda farketmişti esmer bedeni.

"Jimin?"

Cevap vermemişti minik olan. Taehyung'un bundan hiç hoşlanmadığı yüz ifadesinden, çatılan kaşlarından belli oluyordu. Sonra Jimin ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi Taehyung'a aldırmadan. Sinirlenmeye başlıyordu artık Taehyung. Hızla arkasından gidip kolundan tutup kendine çekmişti minik oğlanı.

Sınıfta hiç kimsenin olmaması işine gelmişti ayrıca. Jimin'le böyle yakın durmasını kimsenin görmesini istemezdi sonuçta...

Jimin kolunu ellerinden kurtarmak istediğinde daha sıkı tutmuş onu kendine biraz daha yaklaştırmıştı. Yüzüne yakınlaşmış, dudaklarını minik olanın kulak hızasına getirmiş fısıltıyla konuşmuştu. "Bana olan bu tavrının sebebini öğrene bilir miyim Jimin?"

Lakin cevap alamamıştı karşısındaki bedenden. Jimin yüzüne dahi bakmıyordu. "Sana bir soru sordum Park Jimin." Jimin gözlerini kahve gözlerle buluşturmuş ardından boğazını temizleyip cevap vermişti. "Benimle oynamana artık izin vermeyeceğim Taehyung. Benden uzak dur." Esmer bedeni ittirip sınıftan uzaklaşacağı sırada Taehyung yine kavramıştı kolunu. "Karşında kimin olduğunu unutuyorsun galiba."

Gülmüştü Jimin. Kendini ne zannediyordu acaba. Ama sonra yüzünde düz ifade yerini almıştı. Çünkü Taehyung'un elleri Jimin'in tombul yanaklarını bulmuş usulca okşamıştı. "Benden ne istiyorsun Taehyung?" demişti Jimin Taehyung'un bu hareketine. Gerçekten derdi neydi kendisiyle. Kendisini iki defa öpmüş sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam etmişti.

"Gerçekten öğrenmek mi istiyorsun? Yarın partide sana söyleyeceğim." Bu muydu yani? Neden şimdi değil de partide?

Ardından Taehyung'un ellerinin yerini ince dudakları almış. Jimin'in yanaklarına küçük bir öpücük bırakmıştı. Sonra bir şey demeden sınıftan çıkıp gitmişti.

🌟🌟🌟

"Hey dostum buradayız." Taehyung Yugyeom'un sesini duymuş yüzünü tanıdık bedenlere çevirmiş yanlarına doğru gitmişti. "Noldu" Yoongi sorusunu Taehyung'a yöneltmişti. Esmer beden biraz.. üzgün gözüküyordu. "Hiç planladığımız gibi ona yarın partide bir şeyler söyleyeceğimi dedim." Evet bunu üçü planlamıştı. Yarın partide Jimin'i her kese ifşalayacaklardı, daha doğrusu Taehyung ifşalayacaktı.

Bu gün Jimin'e söyledikleri planlarının bir parçasıydı tek bir şey dışında. Jimin'e verdiği masum öpücüğü. Arkadaşlarının bundan haberi yoktu olacağını da sanmıyordu diğer iki öpücük gibi.. "Harika, yarın çok eğleneceğiz" diye cevaplamıştı onu Yugyeom. Yoongi'de gülerek ona katılmıştı. Taehyung... Taehyung'sa yalancı bir gülümsemeyle arkadaşlarına eşlik etmişti.

Neden böyle bir şey yaptığını kendisi de bilmiyordu. Artı olarak neden kötü hissettiğini. O her zaman Jimin'e böyle şeyler yapmıştı. Hiç birinde de pişmanlık duymamıştı. Şimdi ne değişmişti ki?

🌟🌟🌟

Okul çıkışıydı. Her kes parti hakkında konuşuyor, yarın ne giyineceğinden bahsetiyordu. Minik bedense Partiden bir gün sonra olacak töreni düşünüyordu. 'Okul birincisi olmak' tek isteği buydu. Düşüncelere dalarak okul bahçesinden çıkmış, evine doğru adımlıyordu. Bir kaç dakika sonra ismini duymasıyla adımları duraksamış arkasına dönmüştü.