13. Hate or Love?

924 68 82
                                    

Yazardan

Diğer üyeler Taehyung'u tanımadığı için normal olarak hiç bir şey anlamayıp, tanışmışlardı şirketin patronuyla. O sırada Jimin ve Hoseok'un ağzını bıçak açmıyordu. Jimin bakışlarını Hoseok'un yüzüne çevirdiğinde kıpkırmızı olduğunu göre bilmişti. Genelde çok sinirli olduğunda böyle olurdu hyung'u, ki Hoseok öyle çabucak sinirlenen birisi değildir.

Ama onu sakinleştirmek adına hiç bir şey söyleyemiyordu, çünkü kendisi de ondan farklı değildi. Üstelik daha bir kaç dakika önce, yıllar sonra Taehyung onu öpmüştü. Neden öpmüştü?

Jimin onun yaptıklarından dolayı pişman olduğunu aklının ucundan bile geçirmiyordu. Artık o kadar saf değildi minik olan. Her şeyi anlıyordu ve Kim Taehyung onun gözünde kendisini her kesin önünde küçük düşürüp, aşağılayan, duygularıyla oynayan pislikten başka birisi değildi.

Kendini ne zannediyordu ki! En kısa zamanda ona haddini bildirmeyi kafasına koymuştu Jimin. Ve.. eve gittikten sonra sözleşmeyi iptal etmeyi konuşacaktı üyelerle. Öncesinde tabi ki onlara şirketin patronunun kendisinin, üyelerin büyük bir nefret beslediği Kim Taehyung olduğunu söylemeliydi.

Şimdi söylemiyordu çünkü arkadaşlarının kendilerini tutamayacağını biliyordu. Her kesin önünde tatsızlık çıkmasını istemiyordu. Düşüncelerini bölen şeyse Hoseok'un kendisine yaklaşıp "Jimin dayanamıyorum artık geberteceğim bu pisliği." demesiydi. Sahi ya şu anda Taehyung gülerek arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu.

"Hyung sakin ol değmez biliyorsun." Sesini ola bildikçe sakin bir tonda tutarak konuşmuştu.

"Sözleşmeyi iptal etmeliyiz en kısa zamanda."

"Öncesinde diğerleriyle konuşmamız lazım." başının sallayıp onaylanmıştı Jimin'i Hoseok.

Onlar böyle fısıltıyla konuşmaya devam ederken, arkadan beline dolanan elleri hissetmişti Jimin. Sonrasında da yanağında yumuşak ve kısa bir baskı. Ellerin sahibine baktığında Jungkook olduğunu göre bilmişti.

Ahh şu çocuk hep böyle yapardı. Üyelerde hep dalga geçerdi onunla. Jungkook'un Jimin'e aşık olduğunu iddia ediyorlardı, ama onlar sadece bir birini çok iyi anlayan iki salaktı sadece. Gerçekten öyleydi. Hem Jungkook sadece Jimin'e karşı böyle değildi, her kese karşı öyleydi.

"Burda bizsiz neler konuşuyorsunuz bakalım?" meraklı tavşancık sormuştu.

"Hiç öyle her zaman ki şeyler." diye cevap vermişti Jimin'de.

Jungkook hala hyung'una sarılmaya devam ederken, Jimin bakışlarını diğerlerine çevirmişti. Öfkeli bir suratlara onlara bakan Taehyung'u görmeyi beklemiyordu. Düzdü ifadesi, ama gözlerinden ateş çıkıyordu sanki. Aldırmadı Jimin esmer bedene. Neden aldırmalıydı ki zaten öyle değil mi?

Sonrasında çekimler başlamış ve neredeyse üç saat devam etmişti. Çok yorucu geçmemişti ve bitmek üzereydi nerdeyse. Jimin'in çekimleri bitmişti şu anda Jin'in çekimleri devam ediyordu.

O sırada çalışanlardan birinden lavabonun yerini sormuş ve üst kattaki lavaboya doğru gidiyordu. Ellerini yüzünü yıkayıp kendisine gelmek istiyordu, uykusu gelmişti birazcık.

Lavaboya girmiş ellerini yıkarken kapısı açılmıştı yeniden lavabonun. Gelen kişiye bakmamış, ellerini yıkamaya devam etmişti. Lakin üzerinde hissettiği bakışlar yüzünden başını kaldırmış, aynadan tanıdık bedene bakmıştı.

Taehyung bedenini duvara yaslamış, kollarını önünde birleştirerek Jimin'e bakıyordu.

Jimin ellerini kurulamış, dışarı çıkmak kararı almıştı. Şimdi konuşma sırası değildi ona göre. Kendini tutamaya bilirdi..

Coincidence ✘ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin