9. Idol

1.1K 79 53
                                    

Yazardan

5 yıl sonra...

"Uyanın çocuklar hadi." diyerek giriş yapmıştı Jimin ve Jungkook'un odasına Jin. Nerdeyse öğlen olacaktı amma henüz kimse uyanmamıştı. Usulca gözlerini araladı Jimin. Dünü yorgunluğu hala üstündeydi.

"Ne var hyung?" sitem eder bir tonda konuşmuştu minik beden.

"İnsan günaydın söyler be. Saygısız nolcak!" Jin yalancı bir sinirle cevap verip odadan ayrılmıştı. Arkasında kahkaha atan iki bedeni bırakarak. Jungkook yatağından kalkıp Jimin'e doğru yaklaşmış, üzerine doğru eğilmişti. "Henüz tam uyanamamışsın bence Jimin-ahh."

Jimin önce ne dediğimi anlamamış, sonra Jungkook'un bakışlarını görmüş ne dediğimi anlamıştı amma geç kalmıştı..
Jungkook Jimin'in üzerine atlamış onu gıdıklamaya başlamıştı. "Jungkook- yapma" gülerek zar zor konuşa bilmişti minik olan. Jungkook aldırış etmemiş daha çok gıdıklamıştı. Böylece yeni bir güne böyle gülerek başlamıştı minik beden.

Her kes masada oturmuş kahvaltı ediyordu. Daha doğrusu masadaki her kes Jimin'in bir şeyler yemesi için çabalıyordu. "Hadi Jimin çok zayıfladın şu sıralar ye bunların hepsini." diyip Jimin'in tabağına yemek koymaya devam ediyordu Hoseok. Endişeleniyordu minik için, çünkü bir kaç gün önce pratik sırasında aniden bayılmış ve saatlerce kendine gelememişti. Üstelik bu ilk defa olmuyordu. Jimin'in bünyesi oldukça zayıftı ve kilo kaybettikçe daha da zayıflıyordu. Doktor kilo almasının ona iyi geleceğini söylemişti amma Jimin'in doktoru dinlediği söylenemezdi..

"Hyung yiyorum zaten yeterli bu kadar." Jimin Hoseok'un daha fazla yemek koymasını engelleyip kahvesinden bir yudum almıştı. Dörtlü kahvaltısına devam ederken kapı çalmış "Ben bakarım." diyip hızla kapıya doğru gitmişti Jungkook.

"Biz geldik." Namjoon ve Jackson mutfağa giriş yapmıştı. "Hoş geldinizde gidip ellerinizi yıkayın önce mutfağıma böyle giremezsiniz hadi." Jin onları geldiği gibi mutfaktan gönderirken Jimin ve Jungkook gülmemek için kendilerini tutuyorlardı. Lakin pek başarılı oldukları söylenemezdi.

Jin söylenerek masaya oturmuş, bir kaç dakika sonra Namjoon ve Jackson'da onlara katılmıştı. Şimdi kadro tamamlanmıştı. Keyifli bir kahvaltının ardından her kes salonda toplanmıştı.

Jimin Jungkook'un kucağında otururken Namjoon ikilinin bu haline gülümsemiş onların karşısında koltuğa, Jin'in yanına oturmuştu. Hoseok ve Jackson ikilisi ise diğer koltukta yerlerini almıştı.

"Sabah başkan bizimle konuşmak istediği için Jackson ve ben başkanın yanına gitmiştik." diye söze girdi Namjoon. Ses tonundan bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı üyeler. "Şimdi şöyle ki, artık başkanımız Kore'ye dönmemiz gerektiğini düşünüyor." Namjoon'un cümlesiyle üyeler bakışlarını Jimin'e çevirmişti. Kore... kalp kırıklığı, aşağılanma, nefret ve daha bir çoğu şeyi hatırlatıyordu minik bedene. Jungkook kucağındaki Jimin'in belindeki kollarını sıklaştırmış kulağına doğru "Her şey iyi olacak" diyip destek olmuştu miniğe.

"Dediğine göre, bir kpop grubu olduğumuz için bundan sonra ki faaliyetlerimize orada devam etmeliymişiz, tabi ki burada da sık sık faaliyetlerimiz olacakmış amma çoğunlukla Kore'de. Anlayacağınız New York'la vedalaşma zamanı çocuklar."

"Olmaz!" Hoseok sert ses tonunda konuşmuştu. "Bize bir gün Kore'ye döneceğimizi söylememişti. Şimdi bizi oraya gönderemez. Olmaz!" Ayağa kalkmış sinirle odada dönmeye başlamıştı. "Hoseok otur şuraya konuşalım." Jin onu sakinleştirmek adına yanına yaklaşmıştı yavaşça. Hoseok onu dinlenirdi çünkü, düşündüğü gibi yapmış koltuğa oturmuştu Hoseok.

Coincidence ✘ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin