on bir

878 133 94
                                    

Geçiş bölümü gibi biraz... lütfen bölümü beğenirseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sıralamar aşırı düşük <3

"Orospu çocuğu, neredeyse bodrumun kapısını kıracak." Uykusunun arasında Changbin'in sızlanan sesini duydu.

Felix gözlerini zorla araladı, aşağıdan gelen çarpma sesleriyle korkuyla Changbin'e doğru sokuldu. Yeni uyandığından ne olduğunu anlamakta zorluk çekiyordu.

"Ne oluyor?" Gözlerini iyice açmaya çalışırken konuştu. Oda yalnızca ay ışığıyla aydınlanıyordu, saat epeyce ilerlemiş olmalıydı. "Seungmin." Changbin ışığı açmak için ayağa kalkarken yanıtladı. "Kaçmaya çalışıyor."

Felix odayı aniden dolduran ışıkla yüzünü buruşturdu, ışığa alışmak için kendine biraz zaman tanıdı. "Sakinleştiricinin etkisi geçmiş olmalı." Gözlerini ovuştururken yanıtladı. Changbin onaylayan bir mırıltı çıkardı. Aşağıdan daha büyük bir düşme sesi geldiğinde Felix şokla gözlerini açtı, yatakta doğrulurken Changbin'e  doğru döndü. "Bu sefer epey sesliydi, sanırım yere düştü. Kontrol etmeli miyiz?" Changbin komodindeki telefonunu alıp yatağın üzerine otururken omuzlarını silkti.

"Bırak gebersin piç." Duygusuz bir ses tonuyla yanıtladı. Felix cevap vermeden tekrar kafasını yastığa koydu. "Ya kendine bir şey yaparsa?" Sessizce mırıldandı. Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. "Ne?" Changbin gözlerini telefonundan ayırıp Felix'e çevirdi. "Seungmin, kendine zarar verebilir." Changbin kaşlarını çattı, çocuğun cümlesine devam etmesini bekledi.

"İşteyken Chan hyung bir anda yanıma geldi. Hyunjin ile yemek planları vardı ama o an Hyunjin sanırım üzerini değiştiriyordu, etrafta yoktu. Elime iki-üç iğne tutuşturup Seungmin'i evden acilen çıkartmamı ve sana getirmemi istedi. Ne yapacağımı bilemedim, Seungmin ile en son konuşmamızın üzerinden aylar geçmişti. Beni karşısında gördüğünde ne tepki vereceğinden emin değildim." Changbin yüzünde kafası karışmış bir ifade ile Felix'i izliyordu. Çocuğun bunları neden anlattığını anlamıyordu.

"Chan hyung'un evine gittim. O kadar gergindim ki üst katın merdivenlerini zor çıktım. Chan beni Jisung'a bu konuda hiçbir şey dememem konusunda açıkça uyarmıştı, senin de telefonuna ulaşamıyordum. Yalnız başıma halletmem gerekiyordu. Seungmin'in kapısının önüne geldiğimde içeriden o her zaman dinlediği grubun sesi yükseliyordu." Changbin hafifçe güldü. "Kafayı yerse o odada kalmaktan değil, aynı şarkıları tekrar tekrar dinlemekten yiyecek şerefsiz." Konuşmasının ortasında duraksadı, eski bir anıyı hatırlamaya çalışır gibi kafasını hafifçe arkaya doğru attı. "Gerçi Seungmin oldum olası öyleydi." Kısa bir anlığına istemsizce gülümsedi.

Felix o an adama değil de anlatacaklarına odaklandığından Changbin'in ani duygu değişimlerini farketmedi. "Daha fazla oyalanmak istemediğimden düşünmeden odaya daldım. Öylece yatağının dibine oturmuş, boş bakışlarıyla duvarı izliyordu. Beni gördüğünde çok şaşırdı, yüzünde ilk defa bir duyguyu öylesine canlı gördüm. Başta ne olduğunu anlamadı, ona doğru ilerlediğimi görünce bana doğru öne çıktı, hevesle yüzüme baktı. İçimin acıdığını hissettim. 'Onu kurtarmaya geldiğimi düşünüyor olmalı', aklımdan geçen ilk şey buydu. Sonuçta çemberde ona en ılımlı yaklaşan kişi benim" Felix burukça gülümsedi, bakışlarını onu pür dikkat dinleyen Changbin'e doğru kaldırdı.

"Onu öldürüp öldürmeyeceğimi sordu." Felix bakışlarını tekrar çarşaflara indirirken konuştu. "Kurtulacağını sanmasını beklemiştim, ama o çoktan ölmek için hevesliydi." 

 Changbin oturur pozisyondayken sırtını yatağın başlığına yasladı ve Felix'i göğsüne doğru çekti. "Şaşırmadım." Göğsünde yatan çocuğun ellerini avcunun içine aldı. "Seungmin öleli çok oluyor Felix, yalnızca gömülmeyi bekliyor."

obsession ' hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin