dört

1.2K 168 85
                                    

Felix kafenin açılışına az bir zaman kala her zamanki gülümsemesiyle içeri girdi. "Günaydın!"

Hyunjin yerleştirdiği sandalyelerden başını kaldırıp kapının girişindeki çocuğa baktı ve başı ile bir selam verdi. İki gün önce yaşadıklarından sonra çocuğa nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değildi. Changbin ile kavga ettikten sonraki gün Felix kafeye gelmemişti. Felix ile yakın olan Jisung da onlara çocuğun bir günlük izin aldığını, çok endişelenmemeleri gerektiğini söylemişti.

Felix sırtındaki çantayı kasanın arkasına bırakırken sordu "Jisung gelmedi mi?" Hyunjin başını kaldırmadan cevapladı "Mutfakta." Felix soğuk ses tonuna kaşlarını çattı. Hyunjin genel olarak soğuk tavırları olan biriydi ama Felix'e karşı her zaman diğerlerine göre daha içten davranmıştı. "Bir sorun mu var?"

Hyunjin alayla güldü. "Ne sorunu olabilir ki?" "Ne bileyim, bugün verdiğin hava bir tuhaf." Hyunjin umursamazca omuzlarını silkti.

"Changbin ile buluştun mu?" Felix beklemediği soru ile şaşkınca Hyunjin'e baktı "Anlamadım?" "Arkadaşın. İki gün önce seni arıyordu, çoktan seni bulmuştur diyordum."

"Oh... evet, buldu." Felix gergince güldü. "Sevindim." Hyunjin kısaca cevapladı ve çocuğu açıkça süzdü. "Seni bulma konusunda oldukça ısrarcıydı." Felix ensesini kaşıdı.

"Evet, sanırım küçük bir kavgaya girmişsiniz." Hyunjin gülmekten kendini alamadı Evet 'küçük' bir kavgaya giriştik. Adamın parmak izleri hala boynumda. "Ama normalde bu tür bir insan değildir. Onun adına özür dilerim, buraya geldiğinde içkiliymiş." Felix aklına gelen ilk yalanı söyledi.

"Bana ayık gözüküyordu oysa ki?" Hyunjin köşeye sıkışmaya başlayan çocuğa sahte bir merakla sordu. "Yani..." Felix ne söylemesi gerektiğini toparlamaya çalışırken Hyunjin lafını kesti. "Her neyse. Arkadaşının nasıl biri olduğu senin işin. Ama Jeongin'in çevresinde dolaşmasını istemiyorum. Buraya geldiğinde ona saçma sapan imalar yaptı."  Felix çocuğun sözlerine kaşlarını çattı

"Ne zamandır Jeongin'i bu kadar önemsiyorsun?" Ne zamandır onu benden daha çok önemsiyorsun?

Hyunjin omuzlarını silkti, sorunun cevabını kendi bile bilmiyordu. Felix sinirlendiğini hissetti iki günde ne değişti?

"Changbin hakkında daha çok soru sorarsın sanıyordum." Felix önüne sunulan konuyu kapatma fırsatını teptiğinin farkındaydı ama göğsünde oluşan yanma hissine engel olamıyordu. Hyunjin elindeki sandalyeyi sertçe yere bıraktı. "Sana sorsam bile cevap vermeyeceğini biliyorum." Çocuğun gözlerinin içine bakarken konuştu "Gerçi cevap versen bile doğruluğuna ne kadar güvenebileceğimden emin değilim."

Felix'i biraz bile tanımıyorsun değil mi?

Changbin'in sözleri iki gündür aklında yankılanıyordu. Haklıydı, Felix'i tanımıyordu. Ailesi hakkında hiçbir fikri yoktu, nerede yaşadığını bilmiyordu. Jisung dışında arkadaş çevresi hakkında hiçbir fikri yoktu. Bunları bilmemek itiraf etmek istemese de canının acımasına sebep oluyordu. Belli ki aralarında olduğunu sandığı 'arkadaşlık bağı' tamamen Hyunjin'in kurmasıydı.

Hyunjin'in Felix'e karşı duyduğu küçük hoşlantının kaynağı sonunda onu gerçekten umursayan birini bulduğunu sanmasıydı ama son günlerdeki olaylara bakılırsa Hyunjin Felix'in hayatında bir öncelik değildi. Ayrıca yalandan nefret ederki ki Felix'in ağzından başka bir şey çıktığını sanmıyordu.

Felix çocuğa ne cevap vermesi gerektiğini bilemedi. Çocuğun ona kırgın olduğunu görebiliyordu ve onu teselli etmek istiyordu ama yapabileceği bir şey yoktu. Chan Hyunjin'in onlara ayak bağı olmasını istemiyordu. Yapabileceği en iyi şey susmaktı

obsession ' hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin