----
Siteye geldiğimizde ise şoföre burda inebileceğimizi söyledim.
Valizleri elime aldım. Hazel yüzüme bakmadan valizini almaya çalışıyordu elimden.
"Valizimi verir misin Buluç !"
"Annene ne diyeceğini buldun mu ?" Diye sordum onu takmadan.
"Ver şu valizi !" Diye hışımla çekiştirdi tekrar.
"Ah ! Kesinlikle hayır ! Bunu dememelisin !" Diye sırıttım.
İğrenerek baktı bana. "Bir de gülüyor musun bu dediğin lanet şeye !"
"Neden gülmeyeyim ? Sende valizi alma çabalarıyla elimi tutuyorsun farketmedim değil !" Dediğim an çekti ellerini valizinden.
"Naparsan yap !" Diyip sitenin kapısından içeriye girdi.
"Hey Dur ! Gitme !" Diye bağırarak ona yetiştim.
"Niyeymiş o ! Evim değilmi giderim." Dedi bana bakmayıp yoluna devam ederken.
"Gitmeni istemiyorum." Dedim sakince. Durakladı. Niye ? Dermiş gibi baktı bana.
"Daha beş günümüz var. Yani herkes bizi kampta sanıyor. Sadece beş gün... kaçmaya ne dersin ?"
Şaşkın şaşkın bakıyordu güzel gözleriyle. Haa bir de akmış makyajı var tabi !
Gülümsedi beyaz dişleriyle. Bu Saçmalama tabikide evet derim anlamına grliyordu. Böyle çılgınca şeyler hep ilgisini çeker Hazel'in. Ne kadar sinirli olursa olsun. Ne kadar kızgın olursa olsun çılgınlık dedin mi oraya koşar Hazel.
"Arabayı alıp geliyorum !" Dedim valizleri eline tutuştururken.
----
***Hazel'den***
Yaklaşık bir saattir yoldaydık ve nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece hala İstanbul'da olduğumuzu biliyordum. Göz ucuyla Buluç'a baktığımda sakin bir şekilde direksiyonu çeviriyordu. Siyah t-shirtü bol olduğundan köprücük kemikleri açılmıştı.
Sanki bir deney yapıyormuş gibi inceliyordum o sert kemikleri.
"Eyvah !" Diye bağırdım adeta arabanın içinde.
"Noldu ?" Diye sordu bana bakıp şaşkın olduğunu tahmin ettiğim gözleriyle. Gözünde duran güneş gözlüğünden nasıl baktığını anlayamıyordum sonuçta.
"Bizim hiç paramız yok Buluç ! Ne bok yicez !"
Aniden bi kahkaha atmasıyla kaşlarımı çattım.
"Ne gülüyorsun ?" Diye çemkirdim suratına.
Ara sıra bana bakıyor daha sonra tekrar çeviriyordu gözlerini yola.
"Beni keserken aklına bu mu geldi yani ?" Diyerek sırıtıyordu.
Suratımın düştüğünü farketsem de takmıyormuş gibi yaptım. "Sana bir soru sordum Buluç !"
"Tamam. Peki." Dedi sırıtmasını durdurmaya çalışarak. Kırmızı ışıkta durunca eğilip torpidoya götürdü parmaklarını. Sol eli hala direksiyonu tutuyordu.
Daha sonra çıkardığı cüzdanla gözlerimin ışıldadığını anlayabiliyordum.
"Al." Dedi elindeki cüzdanı bana doğru uzatıp koltuğundaki duruşunu toparlayarak.
Uzattığı cüzdanı elime alıp içine baktığımda gözlerim faltaşı gibi açılmıştı -ki faltaşının ne olduğunu bile bilmiyordum.-
Bu çocukta hiç korku yok muydu ? İçinde bu kadar para olan bu cüzdanı arabada bırakmayı nasıl başarıyordu ki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZALIMIN EVLADI
Novela JuvenilEski sevgilimi ve beni aldattığı kızın bu tarafa doğru geldiğini görünce ağaca yaslanmış telefonunu kurcalayan Buluç'a döndüm. " Buluç !" Başını telefondan kaldırmadan cevap verdi. " Efendim ?" " Öp beni !" tek kaşını kaldırdı ve anlamayan gözlerle...