19.BÖLÜM
Gerginliğimi anlamış gibiydi. Bana bakışları daha da meraklı bir hal alırken, yemin ederim ufak çapta kalp krizi bile geçirmiş olabilirdim. Onunla yalnız kalmaya alıştığımı sanıyordum, uzun zamandır onunla baş başa kalıyorduk eziyet edici ve bunaltıcı olduğunu biliyordum ama bu konuda yapabileceğim gerçekten ama gerçekten hiçbir şey kalmamıştı. Ben ve o milyon dolarlık bir düğünle evlenmiştik.
Artık onun benim kocam ve neredeyse bana sahip olduğu düşüncesi kalbimi sıkıştırmaya yetiyordu. 'Senin neyin var böyle?'Sorusuyla şaşkınlığa uğrasam da başımı hiçbir şey anlamında salladım, elbette ki inanmadı. 'Caroline?!'
Çatmaktan çizgiler oluşmuş yüzüne baktım, Tanrım neden onun dikkatini çekmek zorundaydım ki!
'Ben iyiyim.'diye mırıldandım, ona cevap vermememden nefret ediyordu.
Derin bir nefes alırken onu zorladığımı biliyordum, inanmamıştı. 'Aptal değilim.'
'Biliyorum.'
'Ne düşünüyordun?'diye sordu bu sefer. Evet, elbette ne düşünüyordum ki?
'Önemli bir şey değil.'dedim başımı sallamadan önce. Onu ikna etmeye çalışıyordum ama buna kafayı takmış gibiydi. Lanet olası herif...
'Bunu kafana takıyordun.'dediğinde umursamaz görünmeye çalıştım, ne zamandan beri kafama taktıklarımla ilgileniyordu ki?
'Yani?'
'Öğrenmek istiyorum, söyle.'
Söylemeyeceğimi fark ettiğinde farklı bir yöntem denemek istercesine bana yaklaştı. Ah bu kesinlikle yanlış bir hareketti, aksine benden uzak olmasını tercih ediyordum.
'Anlat.'
'Özel olduğuna eminim.'
'Benden bir şey saklamayacaksın.' Klaus'un dişlerini gıcırdattığını duydum. İlgili erkek modelinden deli olana geçiş yapmıştı bile...
Bileklerime uzanıp beni kendine çekerken geriye gitmeye çalıştım. Bana ne yapacaktı? 'Lütfen...'dedim sessizce, bana böyle davranmasını istemiyordum. Ona anlatmak istemiyordum. 'Yemin ederim kötü bir şey değildi, kaçmayı ve sizi rezil etmeyi planlamıyorum.'
Dudaklarını ısıran görüntüsüne baktım, benimle alay ettiği kesindi.'Benden bu kadar korkuyor musun?'
Bir şey söylemeden geçen bir dakikanın sonunda beni kendine çekti. Nefes alış verişini inip kalkan göğsünde hissederken, biran için onun Klaus Mikaelson olduğundan emin olamadım. Yemin ederim rüya gördüğümü bile düşünmüştüm. 'Caroline...'dedi yumuşak bir sesle, bu şuana kadar bana seslendiği en iyi ses tonu sayılabilirdi. 'Benden korkmanı seviyorum, gerçekten ama bu kadar korkman anlamsız en azından arkamdan işler karıştırmadığın sürece.' Tuttuğum nefesimi serbest bıraktım, sanırım az önce kocam ondan korkmamam gerektiğini söylemeye çalışmıştı. 'Ve eğer gerçekten iyi bir kız olursan şımarık isteklerine bile göz yumarım.'
Elleri saçlarımın içinde bir yol izlerken ondan beklenmeyecek kadar nazikti. Gerçekten dilim tutulmuştu. Çeneme uzanan parmakları başımı ona doğru kaldırırken yüzünde tatlı bir tebessüm taşıyordu, bunu düğün günümüzde sorun çıkarmamanın ödülü olarak algıladım. Bana nefesi yüzüme vurana kadar yaklaştı ve ufak bir öpücük verdi. Sadece dudaklarımızı birbirine değdirerek geri çekildiğinde tekrardan konuştu. 'Ama eğer kötü bir kız olursan tatlım, işte o zaman başına kötü şeylerin geleceğini bilmelisin.'
*****
Mikaelsonların evinde keskin bir sessizlik vardı. Evlerini, her delikten girip çıkanlar adamlar olmadan görmeye alışmamıştım. Burada kaldığım onca zamanda bile bu kadar boş olması imkansız gibi gelmişti. Ve şimdi her şey daha büyük, boş ve ürkütücü görünüyordu. Arabada bana gülümseyerek vaadler verip aynı zamanda beni tehdit etmeyi de unutmayan kocam tarafından eve getirilmiştim. Evde sadece ev için çalışanların olduğunu mırıldanırken, bizden sonraki arabalarla eve akın eden adamların silüetlerini ikinci kattaki camdan seçebilmiştim. Üçüncü kattaki odalardan biri Klaus'a aitti, en azından ben gelip orada kalmaya başlayana kadar...
Beni gözetim altında tutmaya yemin etmiş sevgili kocam bu uğurda bana odasını vermeye bile razı gelmişti. Onun nerede uyuduğunu bilmiyordum, evde lanet derecede çok oda vardı. Elbette ki yer bulmuş olacaktı, çünkü o zamanlar evli değildik ve benim yanımda yatmasına izin vermeyeceğimi biliyor olmalıydı.
Tekrardan aynı düşünceler beynime üşüştü, artık onunla aynı odada kalacak olamazdım değil mi? Kapıyı aralayıp beni içeriye soktuğunda birinin benim ardımdan odayı toparladığını anladım. Koltuğun üstünde dün gece giydiğim pijamalar yerine oldukça pahalı olduğu belli olan gecelik duruyordu.
Ne şahane ama!
Ve en kötüsü 'Beni bekle!'emrini vererek beni odada yalnız bırakan kocamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Nasıl İstersem
FanficDuvarlarını pembeye boyamak her zaman arkasındaki siyahı örtmez.