12.BÖLÜM

674 50 15
                                    

12.BÖLÜM

‘Bizi ülkenin her tarafında arıyorlar.’dedi Rebekah. Elindeki fotoğrafları masaya koydu, o yöne yaklaştım. Hepsi şehrin kameralarına benziyordu. Pek net değillerdi ama birkaç kişiyi çıkarmak kolaydı. James ve Jordan’ı hemen fark etmiştim. İki dev bir benzin istasyonunda petrol alıyorlardı hem de Oregon’da… Gerçekten peşimizdeler.

Dikkatimi siyah saçlı adamın olduğu bulanık fotoğraf çekti. Tanrım Damon!

Altında kırmızı bir kalemle Arizona, Mesa yazıyordu. Gece yarısı, 2:37.  Mesa mı? Damon, Arizonda’da bizi arıyor olmalıydı. Ve tarih bundan iki gün önceydi. Uzakta olduğu için sevinmem gerekiyordu ama bunu yapamayacak kadar boğulmuştum. Mesafelerin boyutunu yeni anlıyordum, o ve ben aramıza çok uzak mesafeler koymuştuk. Ben kaçandım ve o hala peşimdeydi. Onlar peşimizdelerdi.

Boğazım düğümlendi, kötü olmaya başladığımı onlara belli etmeden koltuğa oturdum. Bu oyunda daha iyiye gidiyordum.

Ülkeden ayrılmanın doğru bir karar olduğunu şimdi fark ediyordum. Yine de içimdeki yakalanma hissinden tam olarak kurtulamamıştım.

Jimmy ellerini ceplerine koyarak masaya doğru ilerledi, gözlerini masanın üzerinde gezdirdi. Jimmy çok uzun boylu bir çocuktu, şuana kadar gördüklerimin en uzunu olabilirdi ama çok kilolu ya da kaslı değildi. Atletik duruyor ve zarif hareket ediyordu, en önemlisi Rebekah onun en güçlü yönünün zekası olduğunu söylüyordu. Bizi ülkeden kaçıracak ve üç ay saklanmamızı sağlayacak kadar zekiydi.

‘Sizin uzaklaşmayacak kadar aptal olduğunuz sanıyorlar.’dedi Jimmy büyük bir kahkaha atarak. ‘Arizona ve Utah’ın üstünde fazla duruyorlar, buralarda birileri mi var Rebekah?’

Rebekah ona inanmıyormuş gibi başını salladı. ‘Oranın kendi otoritelerinde olduğunu düşünüyorlar, sadık olduklarını.’

‘Biri onlara Utah’ın sandıkları kadar sadık olmadığını söylemeli.’dediğinde Rebekah ile kıkırdadıklarını duydum.

‘Ne demek istiyorsun?’ Bu soru benden gelmişti, ikisi de benden bunu beklemedikleri için şaşırmışlardı. Onlar daha az meraklı bir Caroline tanıyorlardı. Özellikle Jimmy. Benim ruhsuz bir kız olduğumu düşündüğüne emindim. Merak ediyordum, aşırı görünmek istemeden… Ama vücudum bunun hissiyle yanıyordu, yanımdaki adamları tanımalıydı.

Rebekah onun yerine cevap vermeden önce ikisinin kaçak bakışmalarını yakaladım.‘Jimmy, Utah’tan Caroline.’

‘Onlar için çalışıyorsun?!’ Sesim çok tiz ve şaşkındı. Jimmy, Mikaelsonlar için mi çalışıyordu? Eğer öyleyse bizimle ne işi vardı, bizi çoktan satmış olması gerekiyordu. Alacağı paraları görebiliyordum. Kaçak Mikaelson ve Salvador kızlarını bulmak size çok fazla ödül kazandırabilirdi. En önemlisi Mikaelsonların güvenini kazanırdınız. Bu büyük ve herkesin yaşamak isteyeceği bir başarı olurdu. Jimmy’nin bu konuda ne düşündüğünü merak ettim. Bu çocuk ne düşünüyordu?

Jimmy’nin nefes aldığını duydum.‘Çalışıyordum.’

‘Ayrıldın mı?’dedim hemen. Aklım karışmıştı. Burada benim anlamadığım şeyler dönüyordu, Jimmy eskiden Mikaelsonlar için çalışıyordu ve bırakmıştı. Ayrıca bize yardım ediyordu.

Hala eksik parçaların varlığını hissediyordum hem de çok fazla… Sanırım hayatımdaki insanların bildiğim tarafları, bin parçalık yapbozdaki birkaç parçadan ibaretti.

‘Zorunda kaldım diyelim.’ Ses tonu biraz daha kalınlaşmıştı, her ne olduysa öğrenmeye kararlıydım. İşin peşine düşmüştüm. Bu yönümden hoşlanmadıklarını hissettim. İkisi de gerilmiş gibiydi. Özellikle Rebekah…

‘Peki, ama neden?’

‘Caroline bunu konuşmayalım.’diyerek aramıza giren kişi en iyi arkadaşımdı. Ama neden? Neden öğrenmemi istemiyordu ki… En kötü ne olabilirdi ki?

‘Bence söylemelisin Rebekah. Sana ne dediğimi hatırla, ona istediği her türlü bilgiyi ver. Aranızda sır olmamalı biriyle kaçak yaşamanın en temel kuralı budur.’

‘Bu konuda fazla şey biliyorsun değil mi?’

‘Tecrübe, güzelim.’ Konunun dağıldığını fark ettim. Bunu bilerek mi yapmışlardı anlayamamıştım.

‘Siz ikiniz nereden tanışıyorsunuz?’diye sordum bu sefer. En başından beri merak ettiğim şey buydu aslında, bu çocuk bize neden yardım ediyordu. Ve bunu sormanın en kısa yolunun bu olduğuna karar verdim.

Jimmy bana doğru yaklaşıp yanıma oturduğunda koltukta yan tarafa kaymamak için kendimi tuttum, bu durumdan bariz bir şekilde rahatsız olmuştum, o da beni anlamış olacak ki ‘Lütfen rahatsız olma…’diye mırıldandı. Utandığımı hissettim.

‘Rebekah…’ dedi Jimmy. ‘Hayatımı kurtardı.’

‘Abartıyor.’dedi Rebekah. Gözlerini kaçırmıştı. Öbür yanımda da o oturdu.

‘Yapmıyorum, beni öldüreceklerdi. Silahın soğuk demirini beynimde hissedebiliyordum.’ Elini silah şeklinde kafasının üstüne koymuştu, o anı yaşamak istemezdim.

Kekelemeden konuşmamın imkansız olduğunu biliyordum yine de elimden gelenin en iyisini yaptım. ‘Ne… Ne oldu?’

‘O durdurdu.’

‘Vay canına…’dedim sadece. Vay canına! Rebekah sadece benim kahramanım değildi.

‘Rebekah’nın sadece seni mi kurtardığını sanıyordun?’ Güzel yüzü hafifçe gölgelenmişti, onun bu köpek yavrusu samimiyetini anlıyordum. Bize borçlu olduğunu düşünüyordu.

‘Bunu hiç düşünmemiştim.’diye itiraf ettiğimde ikisinin de yüzlerinde gülümsemeler oluştu. Sağ elimle Rebekah’nınkini yakaladım. Onu hafifçe sıkarken kendimi daha huzurlu hissettim. Jimmy artık bana bir adım daha yakındı. Tam olarak olmasa da onu kabullenmeye başlıyordum. Belki bundan sonra her şey daha iyi olurdu. Yine de Jimmy elini Rebekah ile kilitlenmiş ellerimizin üzerine koyduğunda kendimi kasmaktan alamadım.

O benim bu halime sırıtırken, ‘Benden korkmana gerek yok.’diye mırıldandı.

‘Ben… Korkmuyorum, sadece…’ Kendimi açıklamakta başarısızdım.

‘Güvenmiyorsun anlıyorum.’dedi sakince. Yanılıyordu ama bunu söylemek istemiyordum, zamanla ona ne kadar güvendiğimi anlayacaktı.

‘Caroline sana söylemem gereken bir şey daha var…’dedi sakince.

‘Evet.’

‘Jimmy!’ Rebekah’nın birden yükselen sesiyle hafifçe oturduğum yerden sıçradım. Bu kızın nesi vardı böyle? Daha bir dakika önce el ele tutuşuyorduk.

‘Bunu da bilmesi gerek prenses.’dediğinde bu sefer neler oluyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Daha neler öğrenecektim?

‘Caroline?’Sonra bana döndü. Gözlerini gözlerime kenetlerken Rebekah’nın neyi öğrenmemi istediğini merak ettim. Bu beni yıkabilirdi ama öğrenmem gerektiğini hissediyordum. Başımı söylemesi için ona döndürdüm bu bir nevi kabul etmekti.

Jimmy söylemek için biraz bekledi. Bu her ne ise onun için zor olmalıydı en az benim için olduğu kadar… ‘Rebekah beni Damon’dan kurtardı.’

‘Anlamadım.’

‘Beni öldürecek kişi ağabeyindi.’

O an beynimdeki Damon’a ait tüm güzel hatıralar daha kanlı bir hale bürünmüştü.

Daha önce Klaus söylerken neden tam olarak inanmadığımı biliyordum, ona güvenmiyordum ve bana yalan söyleme ihtimaline tutunmuştum ama şimdi kendimi emanet ettiğim insanlardan birinden bunu duymak gerçekten yüzleşmeme neden olmuştu. İncil bundan bahsediyordu. Şimdi sadece inanmıyordum ayrıca biliyordum da. Benim meleğim aslında bir şeytandı…

Ben Nasıl İstersemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin