Eşik problemi diye bir şey var dostlarım, esasında birçok problem var fakat eşik problemi diye bir şey de var. Üstelik her insanın hayatında. Onu aşsa her şey şak diye hallolacak, ama aşamıyor.
Falanca abla mesela, doktorunun dediği saatte bir yapabilse kahvaltısını, diyet listesine takır takır uyacak ama işte kalkamıyor o kadar erken. Bu bir eşik onun için. Çayı da şekersiz içemiyor, çünkü tokasından yemeğine her şeyin tatlısını seviyor. Bakınız bu da bir eşik onun için.
Ayol bize ne bu abladan derseniz, Namjoon var. Onun eşikleri biraz çetrefilli, zira onun eşiği kendisi. Üstelik ilk aşkı yapmış o eşiği.
Daha anaokulundayken.Her oğlanın kalbine çentik atan, şöyle uzun saçlarını muhakkak kırmızı kurdale ile süsleyen bir kız vardır ya hani, ya ilk okulda çıkar karşınıza, ya da ana okulda. Ama mutlaka çıkar. Namjoon'ın da çıkmış işte. Bir de tutmuş herkesin ortasında bizim oğlanın akan burnu ile dalga geçmiş. Dalaverenin, karanlığın, edepsizliğin ve adapsızlığın altın altın oğlu işte o gün her türlü şerefsizliğin altına imza atmak uğruna satmış şeytana ruhu.
Evet dostlarım evet. Her sütü bozuk karakterin olduğu gibi Namjoon'ın da geçmişinde, zaten kırılmış bir oğlansın olma durumu söz konusu. Yoksa kim neden durduk yere dalavere dünyasının altın oğlanı olmaya oynasın?
İnandırmışlar bu oğlanı pek de sevilecek bir eleman olmadığına, it köpek çekiyor millete o da. Sevmiyorsunuz madem saygı duyun hiç olmadı korkun diye. Hoş, her ötelenen itelenen joker olmaya soyunursa böyle, Heath Ledger abimizin ne kutsiyeti kalır? Kalmaz.
Öte yandan bizim yerli ve milli Heath Ledger'ımız, bir baksa aynaya ve "ay ne hoş oğlanım he" dese, aşsacak o eşiği ve ne güzel olacak her şey. Başkalarının aşamadığı eşik olmaktan çıkacak. Mesela Taehyung'ın, mesela Jungkook'ın.
Hoş Jungkook'ın tek eşiği Namjoon değil, en sevmediği o tabii. Ama tek eşiği değil. Gördüğü her şans bilmem nesi fotoğraflarını beğenmezse gününün hakikatten de kötü geçeceğine inanır, bakınız bu bir eşik. Yemeğinin arkasından ağlamadığına mümkünatı yok inandırmazsınız onu, o yüzden hep yiyebileceğinden daha az koyar tabağına geride hiç yarım yemek kalmasın diye.
Namjoon bir keresinde "çoğu kez aç geziyor manyak herif" demişti, zat-ı alim ise manyak sensin diyerek çorabına işemiş ve konuyu kapatmıştık. Gördüğü her kediye öpücük atmazsa kedilerin ona kırılacağını sanır bu da bir eşik.
Bu güzel olanlarından ama.
"Sen gelince edindim bu huyu" diyor bana.
Hoşuma gidiyor. Yalanım yok, hafiften de kıskanıyorum tanımadığım etmediğim kedileri.
Bakınız bu da, benim için bir eşik.
Ukulelenin onun vücudu için çok küçük olduğu haliyle gülünç durduğu sanrısı da bir eşik mesela.
Ve evet Taehyung, o da Jungkook için bir eşik.
"Namjoon seni daima her yerde sürekli hor görüyor ve sen gıkını çıkarmıyorsun bu beni üzüyor. Çok güzelsin Taehyung her anlamda çok güzelsin, saçların gülüşün kalem tutuşun dünyaya karşı duruşun her şeyin çok güzel, favori şarkının it's raining men olması da güzel mesela. Farkında değilsin, asla farkında değilsin ve bu da beni üzüyor.
Ve sevgili Taehyung seni seviyorum, Namjoon değil ben seviyorum. İlk gördüğüm andan beri, odamızdaki ilk gününde simsiyah bir bavuldan pembe tüylü bir ceket çıkarıp ona sarıldığından ve hatta ondan bile önce, seni bahçede öylece etrafa bakarken gördüğümde. Ya da bilmiyorum ne zamandan beri fakat seviyorum. Lütfen sen de sev, beni değil kendini. Beni sevmek zorunda değilsin asla değilsin ama Namjoon'ı da değil böyle tutkuyla kendini sev." diyemediği için Taehyung da Jungkook için bir eşik sevgili okur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Yürekli Hayatımızın Delikanlı Çağı
Fanfictionİşte, iyi yürekli hayatımızın en delikanlı çağı bir akşam üstü böylece başlıyordu.