---Şahsımda ayrı bir yeri olan, pek sevdiğim ve de saydığım yazar bir abimiz, aşık olunca kişinin beynindeki on iki farklı merkezin birden çalıştığını iddia ediyordu, üstelik bu sayı obsefif-kompulsif kişilerde de aynıymış.
Yani, diyor ve ekliyor bu sevdiğimiz abimiz; aşk bir tür delilik hali.Aynen öyle diye yanıtlıyorum onu gıyabında, zira şu an yanımda yok.
E kim var peki yanımda? Bizim oğlanlar var işte canım. Üçü birden.
Taehyung yeni geldi üstü başı dapdağınık, adeti değil bu bilirsiniz ama oğlanın canının çıkmaya bile vakti yok bu ara, duş almadan peşpeşe iki gün geçirdi. Dağınık biraz. Hayatın anlamını ya yanlış çözdü ya da daha orda değil bile.
Kişisel prensiplerimin içinde, insanları çok sevmemek başı çekiyor. Zira birini çok sevdiğimde ölmesinden korkuyorum. Taehyung bu aralar bu korkumu pek perçinliyor. Aklı ile başı arasındaki mesafe almış başını gitmiş. Camdan bakarken gördüm, karşıdan karşıya geçerken sağa sola falan bakmadan pat diye atlıyor yola.
"Kafa bi dünya" şeklinde bir yorumda bulunuyor dalaverenin esmer bombası.
Jungkook durur mu yapıştırıyor cevabı; "Final haftanda seni yerden topluyorduk aslan parçası"
Üçümüz de camdan Taehyung'u seyrediyoruz evet, dipdibe. Böyle anlarımız var yani sevgili okur, benim oğlanlarım da öyle sürekli bala göte kavga halinde devinen tipler değiller nihayetinde.
Ama şu an öyleler.
Evimizin haşin delikanlısı, "fiyakasızı yere attı" diye veriyor evrenimizin en dandik mağduruna nakşettiği yumruğun hesabını.
Zerre pişman değil, adeta korkusuz göğün altında bir deli. Dünyanın altını üstüne getiresi ardından da ilikleyip ceketini paşa paşa özrünü dileyesi var. Efendi olduğu kadar anarşist, anarşit olduğu kadar da efendi.
Beriki durur mu geveliyor bir şeyler ağzının içinde.
"Beş saniye olmadan aldım yerden."
"Ekmek mi yavrum bu hayvan?"
Kalbimizdeki lunaparkların yerine otopark dikilmesinin biricik ve daimi müsebbibi Namjoon bir an duruyor ve içinden bir yerlerde acaba diye bir soru işareti beliriyor.
Otopark biraz fazla mı büyük oluyor?
Soru işareti oldukça silik.
Jungkook'ın ona yavrum demesi hoşuna gitmişti anlaşılan. Hak veriyoruz, zira hak vermeyeni ekmek mushaf çarpar. Hak vermeyeni bu masadan kovuyoruz.
Şeytanın sağ kolu, favori insanı, en dine imana edebe ahlaka aykırı partilere giderken daimi artı biri, biraz bir sessizlikten sonra "aman be" diyerek hem bizi hem de kafasının içinde halay çekmeye çalışırken birbirine sarılan sarhoşlardan hallice tilkileri savuşturdu.
"Bakma oğlum bu kedinin böyle masum baktığına, mısırda falan hep insanları taptırmış kendine bunun ataları."
Dedi bunu evet.
"Hep okuyoruz tarihte."
Zihninin çarklarına nedenini bilmediğimiz bir umutsuzluğun sopası sıkışmış Taehyung "Bir aslı var mı sor bir de istersen " dedi. Makyajını siliyordu, omuzları biraz çöküktü.
İnanmazsınız belki ama evet Namjoon bana döndü ve dedi ki; Aslı var mı koçum bu rivayetlerin, niye taptırdınız milleti kendinize?
Şehrimizin siyahı en güzel taşıyan oğlanı "gerizekalı yemin ederim" gibisinden bir şeyler sızdırdı ağzının bir kenarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Yürekli Hayatımızın Delikanlı Çağı
Fanficİşte, iyi yürekli hayatımızın en delikanlı çağı bir akşam üstü böylece başlıyordu.