sebepsiz bozulan şeylerle münakaşa kalple münazara

368 44 26
                                    

Sevdiğimiz bir abimizin*¹ hislerini bizimle en yalın şekilde paylaştığı videolardan biri "bir şeyin bozulduğunu nerden anlarsınız?" diye başlıyordu. Taehyung, gözlerinin etrafına minik çiçekler çizerken bu abimizin videolarını yan gözle izlemeyi seviyordu ve yine öyle anlardan birindeydik.

"Tadından mı, kokusundan mı, artık işlevini eskisi gibi yerine getirememesinden mi, artık eskisi gibi tadı olmamasından mı?"

Taehyung bir şeyin bozulduğunu anlayamayan insanlardan biriydi o hafta. Etrafı kokluyor, odadaki yenilecek her şeyin tadına bakıyor, tüm alet edevatı bozulmamışsa bile bozma pahasına iyice kontrol ediyordu
ama neyin bozulduğunu bir türlü anlayamıyordu. Her şeyin kokusu ve tadı aynı, tüm saatler çatır çatır çalışıyordu.

Makyaj malzemelerini bile kokladı tek tek ve hanemizin metafiziksel ihtilali Jungkook'la, daleverenin en gözde oğlanı Namjoon'ın endişelenmeye başladığı nokta tam burasıydı işte.

Camlar kapılar açıldı tüm gün, Jungkook bulabildiği her deterjanla yerleri kapıları sildi, Namjoon Asuman'ın ona aldığı küçük bir ülkeyi kalkındıracak maliyetteki parfümünü şak şak odanın her yerine sıktı ama hayır Taehyung hala aynı fikirdeydi. Odada bir şeyler bozulmuştu, üstelik bizimkilerin çabaları, ki, bir noktadan sonra Asuman da buna dahil olmuştu, ciğerimizin en tatlı yanık kokusu Taehyung'u bir şeylerin bozulduğuna daha da ikna ediyordu.

Taehyung kafasını göbeğime yaslamış halde halının üstünde uzanırken artık pes etmişti, bir şeyler kesinlikle bozuktu ama diğerleri de bunu anlayana kadar susacaktı. Bu, kendi kendine verdiği bir karardı ama yüzüne şöyle bir baksanız oğlanın içinde bir yerlerde hiroşimanın başına gelenin aynısının geldiğini anlayabilirdiniz.

"Taehyung" dedi Jungkook geçenlerde yaşanan duygusal patlamadan sonra konuşurken hayli çekiniyordu.

"Acaba kendini pek iyi hissetmemenle alakalı olabilir mi bu koku mevzusu?"

"Olamaz."

"Tamam"

"Olamaz çünkü kendimi gayet iyi hissediyorum bir iki ağladım diye ne sandın maddi manevi yamulduğumu falan mı?"

"Tamam şekerim benim" dedi tekrar, artık neden çekinerek konuştuğunu hepimizin anladığını düşündüğüm Jungkook.

O sırada Namjoon, tam da kendisine bu zamana kadar adadığımız tüm lakaplara yaraşır bir takım eylemler peşindeydi. Onun için, Taehyung'ın kendisine makyaj yapmasını rica etmesini rics eden Asuman'a "ay tabii ki karıcım benim, ben sorarım hemen" demiş ve hanemizin sanat güneşi de "seve seve" dediğinde kıza elli madelik bir istek listesi atmıştı. Taehyung tarafından oluşturulmayan hatta haberinin dahi olmadığı bir listeydi bu.

Mesajda "Yarın bunları kap gel koç" yazıyordu ve oğlan şeytanın çitlerle çevrili özel mülkünde at koşturmanın haklı gururunu yaşıyordu. Bu gün de dalaveresinden geri kalmamıştı daha ne olsundu.

O geceyi öyle kapattık, Jungkook varlığı dünyada iklim krizi dahil birçok felakete sebep olan seokjin sunbaeyle mesajlaştı, söz konusu sunbae bir iki kez aramak istedi ama yiğidimiz aslanımız şu an pek de müsait olmadığını söyledi.

Taehyung'ın makyaj çekmecesini temizlemesini seyrediyordu.

Geceyi kapattık ama bozulma mevzusunu bir haftanın ardından bile kapatamadık dostlarım ve nihayet kat görevlisi çıktı geldi odaya. Yüzünde dünyanın sonuna kadar bize sövesi varmış fakat vakti yokmuş en çok da bu yüzden bize sövesi varmış gibi bir ifade vardı. Gazoz şişesindeki baloncuklar kadar aceleciydi.

"Değerli neyiniz varsa alın gidin bi iki saate temizleriz sağı solu"

Ağzından çıkanlarla aklından geçenler hayli farklıydı anlamamak için Namjoon falan olmak gerekiyordu.

İyi Yürekli Hayatımızın Delikanlı ÇağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin