Dünyanın en güzel sosyal hizmet görevlisinin katiyen sevmediği, benim ise sevdiğime ya da sevmediğime emin olmadığım bir abimiz; birini çok ve karşılıksız sevmeyi iki araba dolusu adamdan sağlam dayak yemekle aynı kefeye koyuyordu.
Şahsımca haklıydı da.
Şehrin platonik abilerinin önde gelen ismi Jungkook elinde kahvesi ile odamızın camından net bir şekilde gözüken Namjoon ve Taehyung ikilisine bakarken, bir araba dolusu heriften sağlam dayak yiyen söz konusu abimizin haleti ruhiyesine sahipti.
"Biliyor musun fiyakasız" dedi dışarıda olanca sadeliği ile kaybolmuş bir kedi yavrusu gibi oturan Taehyung'a bakarken. "Kafam çok karışık."
Biliyordum evet fakat dile getirmedim çünkü anlamayacaktı. Bunun yerine patimi yalamaya devam ederken ona hak verdim ve boş ver be aslanım diye geçirdim aklımın bir köşesinden.
Boş vermeliydi çünkü hepimiz bilirdik ki; kafa karışıklığının öyle çetrefilli bir yanı yoktu, zaten sevdiğimiz bir başka abimiz de kafa karışıklığı sık görülen bir şeydir demişti.
Ayrıca kabullenmemizin zor olmadığı bir başka gerçek ise; ayımız, ışığımız ve güneşimiz Taehyung'un sahiden kafa karıştırıcı bir yanı olduğuydu.
Kendisine Taehyung dediğimiz bu günlümüze düşen ilk güneş tanesi; göz kapaklarını boyamayı, yüzüne güneş bulut kar tanesi ve daha bir sürü şey çizmeyi seven, hadi diyelim çizemedi incik cincik pul taş bir şeyler yapıştıran bir abimizdi. Pezevenk gömlekleri en favori itemiydi ve yazın zaten giyiyordu ama kışın da içine balıkçı yaka kazak giyerek giyiyordu. O pezevek gömlekleri daima bizimleydi anlayacağız lakin kahpe bizanstan daha kahpe Kim Namjoon'a tahammül eden bendenize koyuyor muydu bu durum? Koymuyordu elbet.
Bu abimiz renkli bir abimizdi anlayacağınız. Bu abimiz, ömür törpüsü musibetin oğlu türlü dalaverelerin aranan ismi Kim Namjoon ve de kibar edepli saygılı uzun boylu yakışıklı ve bir takım deruni ilimlere adapte abimiz Jeon Jungkook ile yaşadığı odaya girdiği an tırnaklarını boyuyor yüzüne gözüne simler yapıştırıyor ve geceliğine tüyler dikiyordu bu abimizin nevresim takımı jigglypufflıydı.
Yine aynı abimiz güneşimiz ışığımız Taehyung, dışarı çıkarken renklerinden arınmasıyla beraber Namjoon'un yanında renksizliğin ötesinde yok oluyordu. Bol siyah kıyafetler, kambur bir duruş ve en çok kalbimi kıran ayrıntı olan pembe saçlarını leş gibi bir kahverengi perukla örtmesi söz konusu olduğunda, kim neye dayanarak Taehyung'un kafa karıştırıcı olmadığını iddia edebilirdi ki?
Bilmenizi isterim sevgili okur, Taehyung'un, Namjoon'a külfet gelen her bir ayrıntısı için Jungkook nasıl muhtacım sana bilemezsin diye ağlayarak duvar diplerine çöker, gece sokaklara dökülür ve yakarım geceleri diye masalara yumruklar vururdu ve size yemin olsun sevgili okur, Jungkook Taehyung için gerçekten de geceleri yakardı.
Taehyung'a platonik olmayı ağır ödeyen bu güzel oğlana bir miktar içlenip gönlü hoş olsun diye haysiyetsizliğin altın ismi Namjoon'un kıyafetlerine işemeyi işte o gün adet edindim. Evet.
Popumu silerken, ki neden popomu sildiğini bilmiyorum, "bu yaptığın doğru değil fiyakasız" dedi demesine ama bu sırada sessiz sessiz gülüyordu.
Daha sonra, haysiyetsizliğin bağrından kopmuş gelmiş Namjoon'un kıyafetlerini kirliğe attı ve biz iki delikanlı bu sessiz işbirliğinden dolayı kalpleri bir hoş olmuş şekilde dışarıyı seyretmeye devam ettik.
Olayların benim açımdan çıkılmaz kuyulara dönmesinden sadece bir yarım saat önce olan bitenler bunlardı işte.
Karnım tok sırtım pek yatmışım camın önüne güneş damlar içimeyken, unutulmuş bir beste Jungkook alnımdan öpüp gideli biraz olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Yürekli Hayatımızın Delikanlı Çağı
Fanfictionİşte, iyi yürekli hayatımızın en delikanlı çağı bir akşam üstü böylece başlıyordu.