Bölüm 6 - 'Kader Tanrıçası Fortuna'

750 57 93
                                    

" dilediğine iyi talih dilediğine de kötü talih verir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" dilediğine iyi talih dilediğine de kötü talih verir."

✨✨

Roma

Gökyüzüne yerleşmiş yağmur bulutlarının, parlak güneşin ışığını kestiği kasvetli bir sonbahar gününde, Maddalena perdesini araladığı at arabasından dışarıyı izliyordu. Bitmesini hiç istemediği yolculuklarının sonunda, Roma şehrinin yıpranmış yüksek kapılarından içeri girerken doğduğu kent gözüne eskisinden daha büyük ve kalabalık görünmüşü. Bunun yanı sıra birçok şehrin ötesinde olan görkeminden herhangi bir şey kaybetmiş değildi. Zenginlerin ve kardinallerin kare formundaki nefes kesici sarayları kapalı havaya baş kaldırırcasına gümüşi parıltılar saçarak göz almaya devam ediyordu. Taş duvar işçiliğinin birçok örneğini sergileyen ön cepheleri, mermer heykeller, pagan mitolojisinden rölyeflerle süslüydü. Sokaklar, hatırladığı gibi geniş ve zengin kesimin lüks at arabalarıyla dolup taşıyordu.

Maddalena başını hafifçe yukarı kaldırmış, uzaktan görebildiği bazı malzemelerinin sökülerek başka yapıların inşaatında kullanılmasıyla deforme olsa dahi hala ilk günkü ihtişamını koruyan, gözlerini kapattığında arenada yaşanan gladyatör dövüşlerini, saldıran ve öldüren yırtıcı hayvanları zihninde canlandırabildiği Colosseum'a bakarken içini bir ürperti kaplamıştı.

Tıpkı eski Romalılar gibi turnuvaları seven Bernardo, Roma'ya gideceğini duyduğu an soluğu Cardello Köşkünde almıştı. O sırada odasında, giysilerini sandıklara yerleştiren Natilda'ya yardımcı olan Maddalena, halasının Bernardo'nun onunla görüşmek istediğini haber verdiğinde hem sevinmiş hem de üzülmüştü. Bir ay sonraki ablasının düğünden sonra Lucca'ya döneceği için vedalaşmak istememiş, kendini bir ayın hemen geçeceğine arkadaşlarını özleme fırsatı bile bulamayacağına inandırmıştı.

Cardello Köşkü'nün daha küçük ve samimi olan bekleme salonlarına alınmış Bernardo'nun yanına indiğinde, veda etmekten korkar bir haldeydi. Bir süreliğine baş başa kalmalarına izin vermiş halasının ikisinin arasındakileri bildiğini gösteren tatlı tebessümü daha fazla gerilmesine sebep olmuştu.

Bernardo onun kapıyı arkasından kapatışını sessizlikle beklemiş, yüzünü döndüğünde birkaç uzun adımda karşına geçip onu göğsüne çekerek, kollarını bedenine sarmıştı. Bir elini uzun saçlarının arasına doğru yükseltip, okşamaya başladığında sesi yalnızca onun duyabileceği kadar kısıktı.

"Gidişini izlemek zorunda olmak berbat bir his."

"Benim içinde gitmek zorunda olmak."

Genç adamın bu güven verici yakınlığı, yıllardır duyumsadığı o kendine has kokusu Maddalena'nın kalbine dokunmuştu. Geri çekilmek yerine yüzünü göğsüne biraz daha yaslamış, annesinin mektubunu aldığından beri dökülmek için fırsat kollayan gözyaşlarını sessizce dökmeye başlamıştı. Üzüntüsünü dizginlemeyi başarana dek yüzünü Bernardo'nun ıslanmış ceketinden ayırmamış, ellerini çekinerek de olsa göğsüne yerleştirmişti. Nihayet gözü yaşlı bir şekilde başını kaldırdığında, büyük elini yanağına yaslayan Bernardo ile göz göze gelmişti.

Gerçek GüzellikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin