Bölüm 26 - 'Bir Küçük Talihsizlik'

630 38 65
                                    

"Beyefendiyi oynamaktan bıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Beyefendiyi oynamaktan bıktım."

Geçtikleri sokaklar çete kavgasının döküntüleriyle kirlenmişti; sopalar, taş parçaları, çeşmeleri tıkayan pislikler, yerde yatan insanlar, kırılıp dökülmüş tezgahlar.. gecenin karanlık örtüsü altında yatan her şey gökyüzünün açılmasıyla açığa çıkmıştı.

İçinden çıkarıldığı dehşete boyanmış tablonun ciddiyeti her adımda Maddalena'nın yüzüne en sert şekilde vurmuştu. Daha pencerenin önünden dahi ayrılmamışken Giovanna'nın kapısı kırılarak açılmış ve küçük ev göz açıp kapayıncaya kadar muhafızların hâkimiyeti altına girmişti. Etrafını saran adamların zırhlarında parlayan Panzio armasından başka hiçbir şeye odaklanamayan Maddalena, bir felaket bulutunun başının üzerine çökmekte olduğundan çoktan emin olmuştu. Dudaklarından tek kelime dahi dökülmemişti. Akıp giden koca gürültünün içinde, onun için içerideki hava dahi durmuş gibiydi.

Muhafızların önüne geçen Sandrino'nun sağkolu Gennaro, yüz hizasına kadar eğilmiş çamurun kuruyup kaldığı elbisesine yüzündeki hafif çiziklere bakmıştı. Zarar görüp görmediğini, kadının onları zorla orada tutup tutmadığını öğrenmek için birkaç kısa soru yöneltmişti fakat Maddalena başını iki yana sallamak dışında herhangi bir tepki verememişti.

Birkaç adım ötede aynı soruların yöneltildiği Clarissa ise aralarında en soğukkanlı olandı. Başlarına gelenlerden kadının suçlanmak üzere olduğunu anladığında öne çıkmıştı. Dudaklarından dökülen sözler, ne yazık ki muhafızlar tarafından duvara bastırılan Giovanna için kurtuluş, donuk bir yüzle Gennaro'nun pelerininde parlayan Panzio mührüne bakmayı sürdüren şok içindeki Maddalena için altına yakılmak için döşenen odun olmuştu. Ve Sandrino bunları duyduğunda altına meşale atmadan önce tereddüt etmeyecekti.

"Dokunmayın kadına! Biz kendi isteğimizle buraya geldik. Kadının hiçbir günahı yok. Birkaç soru sorup yokluğumuz fark edilmeden saraya geri dönecektik. Sokaklar karışınca o bizi evine alıp sakladı. Artık gidebilir miyiz? Yeter bu kadarı, bir açıklama yapacaksam Andreani'ye yaparım."

Kadının evinden çıkarıldıklarında, geçtikleri at arabasının içinde, öylece oturan Maddlena'nın kulaklarında Clarissa'nın itirafı çınlıyordu. Gennaro, sözlerinin her birini duymuş, herhangi bir şey söylemeden, bayılacak gibi görünen ona destek olarak at arabasına kadar eşlik etmişti.

Ufukta katedrallerin siluetlerinin arasında ince pembe bir çizgi kendini gösterirken, at arabası Panzio Sarayı'nın kapılarından geçip, yüksek merdivenlerin önünde durmuştu. Maddalena, Gennaro'nun uzattığı elinden destek alıp haftalardır tek başına kaldığı evin avlusuna ayak basarken talihsizliğine lanet ediyordu. Böylesine bir felaketin içinden zarar görmeden çıkabilmek, her Hristiyanın gözünde göklerdeki babalarının onları koruduğunun işareti görülürdü fakat Maddalena nedense Tanrı'nın en şanssız evlatlarından biri olduğunu düşünüyordu.

Gerçek GüzellikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin