otuz yedi '

1K 69 10
                                    

Islak saçlarımla tam bir yavru köpeğine benziyordum.

Bakışlarım da yavru köpeği andıran bakışlardı. Kuzey'e karşı mahçup bir tavır takınmıştım.

Üzerine kustuğum yetmiyormuş gibi, bir de bebek bakıcılığımı yapmıştı. Beni buz gibi suyun altına sokmuş, tam anlamıyla ayılmama neden olmuştu.

"Al bakalım, bunu da iç." diyerek avuçları arasındaki sıcak kahveyi bana doğru uzattı. "İyice ayıltır seni."

Bakışlarımı kaçırarak uzattığı fincanı aldım. "Özür dilerim cidden," dedim, alt dudağımı dişleyerek. "Üzerine şey etmek istemezdim."

"Suç bende, dinleyecektim seni." dedi. "Sorun değil, kurur şimdi."

Üzerinde, bana ait, düz, lacivert bir tişört vardı.

Sıcak kahvemden bir yudum alıp fincanı kenara bırakırken şakaklarımı ovaladım. Başım çatlıyordu. "Çok fenayım ben," dedim, sızlanarak.

"Yat uyu biraz." dedi, yüzüme bakarak. "Uyursan geçer. Dinlen biraz."

"Tamam." Uslu bir çocuk olarak yatağın içine iyice sızdığımda, Kuzey yorganı üzerime örttü.

Beni şaşırtacak cinsten ilgiliydi bugün. Normalde, karşısında birinin öğürmesine bile tahammül edemez, saniyesinde onunla birlikte kusardı fakat böyle olmamıştı bu kez. Midesi fazla hassastı.

Tam gidecekti, ki,  "Nereye?" diye sordum, arkasından.

Omuzun üzerinden yüzüme baktı. "İçeri gideceğim. Orada uyurum."

"Gitme." dedim, anlık bir cesaretle. "Benimle burada kal."

"Selin," diye itiraz edecekti ki, elini tuttum. Lafı yarıda kesilirken gözleri, elini tutan elime kaydı. "Lütfen." dedim bastırarak. "Kal benimle."

Derin bir nefes verip, "Yana kay." dedi, yanıma ilişerek. Yüzümde büyük bir gülümseme yer edinirken, yana kaydım büyük bir heyecanla. Yanıma uzandığında, benden tarafa döndü çekingen bir tavırla.

Ellerimi yanağımın altında birleştirip gözlerimi irileştirerek yüzüne baktığımda, burnundan güler gibi bir nefes verdi. "Senden şuan kurtulmak için binbir yolu denemem lazımdı." dedi, hayret edercesine yüzüme bakarak. "Yerinde başkası olsaydı, o mekanda onu bırakıp gitmiştim çoktan. Neden seni bırakamıyorum?"

"Çünkü ben çok tatlı, çok sevecen ve çok uslu bir kızım." dedim, tatlı tatlı konuşarak.  "O yüzdendir."

"Belki yeri değil ama, partide bana bir şey söyledin, hatırlıyor musun?" diye sordu. Bakışlarından da anladığım kadarıyla, intihar meselesini diyordu. Başımı salladım belli belirsiz.

"Sadece sevdiğin için mi yaptın bunu?" diye sordu, merakla. "Sevmek bu mu? Bu kadar kör mü ediyor insanın gözünü?"

"Ben sevdiğimden değil, yalnızlığımdan yaptım bunu." dedim, dalgın bir ifadeyle. "Annemi kaybettikten sonra ciddi anlamda yalnız kaldım Kuzey." bakışlarında hüzün yer edinirken burukça gülümsedim. "Her sevgi aynı değildir. O yüzden sırf beni örnek alıp, aşkı veya sevgiyi böylesine kötü bir şeymiş gibi görme. Çünkü aşk, bir insanın başına gelebilecek en güzel şey."

"Bu kadar kalp kırıklığına rağmen, bu denli umutlu oluşun beni hayrete düşürüyor." dedi, başını iki yana sallayarak.

"Umut etmezsem, ben ben olmaktan çıkarım." dedim, omuz silkerek.

Birkaç saniye sessiz kaldı. Öylece bakıştık.

İnsanoğlu her şeyi değiştirebilirdi. Göz rengi değişirdi. Saç rengi değişirdi. Kilo alır, kilo verirdi. Estetik yaptırır, kusurlarını kapatırdı.

Fakat değişmeyen tek şey, bakışlardı. Kuzey bana dikkatlice bakıyordu ama beni görmüyordu. Eğer görseydi, bir kez olsun gerçekten görseydi beni, tanırdı.

"Yalan söyledim." dedi, sessizliği bozarak.

Düşüncelerime ara verirken kaşlarım çatıldı.

"Ne?"

"İddia konusunda, yalan söyledim." dedi, gözlerimin içine bakarak. "Önce ben kaybettim."

"Nasıl yani?" diye sorarken, sesim titremişti. "Anlamadım?"

Tüm cesaretini toplayarak derin bir nefes aldı.

"Ben sana aşık oldum, Selin."

Ruhumu parçalayan yürek çarpıntısı, beni derinden sarsmaya yetti. Yıllardır duymak için canımı dişime taktığım bu cümle, şimdi Kuzey'in iki dudağının arasından, üzerime kustuğum rezalet bir gecenin sonunda, aynı yatağın içinde birbirimize öylece aval aval bakarken dökülüvermişti.

"E-efendim?" derken buldum kendimi. Ellerim, bacaklarım, tüm vücudum tir tir titriyordu. Bana aşıktı. Kuzey, bana aşıktı. KUZEY BANA AŞIKTI.

"Ben sana aşık oldum." dedi, yeniden.

Bir cümle, bir insanın içinde, defalarca kez enkaz etkisi yaratabilir miydi?

İstediğimi almıştım. Kuzey'i kendime aşık etmek için çıktığım bu kutsal yolda, nihayet sonucuma ulaşmıştım. Fakat tek bir sorun vardı ki, tozlu raflara kaldırdığım duygularım, yeniden günyüzüne çıkıyordu.

Tüm her şeyi boşverdim. Kısa bir anlığına, bana yaşattıklarını da boşverdim. Yarınım yokmuşcasına, titreyen ellerimi yanaklarına yerleştirdim ve bu gece onu bir kez daha şaşırttım.

Dudaklarımı, dudaklarının üzerine örttüm.

Gözlerimi kapatırken, kiraz gibi kıpkırmızı olan, tüm kızları kıskandıracak cinsten güzel olan dudaklarını özlemle öperken, aslında ona veda ediyordum.

Bu bir veda öpücüğüydü.

Fakat o bundan bi haberdi.


×



;')

aşk yeniden / texting (tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin