yirmi sekiz '

1K 71 9
                                    

"Dünyanın yedi harikasının senden haberi var mı acaba? Hiç sanmıyorum." Kuzey, günlük rutinini yapıyor, acılara yürüyor korkmuyordu.

Bir de utanmadan koluma girmişti! Ben daha onun yüzüne doğru düzgün rahatça bakamıyordum, bir de teni tenime temas ediyordu. Bayılacaktım.

"Kuzey," dedim, yutkunarak. "Sen biraz öteye gitsene ya!"

"Cazibeme karşı koyamıyor musun?" diye sordu, keyifle. "Ah, biliyordum."

Kendimi tutamayıp sinir bozukluğuyla güldüm. "Ya sabır," dedim mırıldanarak.

Bana aldırmadı, iyice kedi gibi sırnaştı yanıma. Kantinden çıkıp sınıfa gitmek üzere merdivenlere adımlayacaktık ki, Sude'yi görmemle duraksadım. Durmamla birlikte, Kuzey de durmuştu.

"Ne oldu?" diye sordu, merakla.

"Baksana, Sude ağlıyor." dedim, dikkatle onu izleyerek. Bir köşeye sinmiş, dizlerini kendine doğru çekmişti. Oldukça kötü durumda görünüyordu.

"Ne yapalım?" dedi, umursamaz bir tavırla. "Yalandan ağlıyordur, bir şeyi yoktur. Hadi gidelim."

Beni kolumdan çekiştirecekken, sertçe baktım yüzüne. Bakışlarımla birlikte sıkıntıyla ofladı. "Niye öldürecek gibi bakıyorsun?"

"Hiç değişmeyeceksin, değil mi?" dedim, hayal kırıklığıyla yüzüne bakıp. "Ne kadar yalancı bir insan olsa da, garip olsa da, ağlayan bir kızı böyle görmezden gelemezsin Kuzey."

"Seni burada bırakıp, onun yanına gitmem seni rahatsız etmez mi?" diye sordu, merakla. "Ne bileyim, kıskanmaz mısın? Kim olsa bozulur, kıskanır."

"Eğer orada ağlıyor olmasaydı, kötü bir durumda olmasaydı belki." dedim, omuz silkerek. "Ama kız ağlıyor Kuzey, şuan bunların önemi var mı sence?"

"Çok tuhafsın ya sen." dedi, şaşkınlıkla yüzüme bakarak. Ben tuhaf değildim, Kuzey'in tanıdığı kızlar tuhaftı. Beni de onlar gibi sanıyordu. "Gideyim mi o zaman ben?" dedi, tereddütle.

"Git." dedim, içtenlikle.

"Sınıfta görüşürüz o zaman?"

"Görüşürüz."

Benden ayrıldı ve adımlarını Sude'ye doğru yönlendirdi. Tam önünde durup, dizlerinin üzerine çömeldi fakat tam oturmadı. Ellerini, Sude'nin omzuna koyduğunda, bir şeyler söyledi ama duyamayacak kadar uzaktaydım. Sude, şaşkınlıkla başını kaldırıp Kuzey'e baktı bir süre. Böyle bir şeyi beklemiyordu, belliydi. Gözyaşlarını hemen sildi, burnunu çekti. Gerçekten de ağlıyordu, yalan değildi.

Bir süre onları uzaktan izledim.

Kuzey, böyle böyle adam olacaktı.




×


aşk yeniden / texting (tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin