kırk iki '

1K 71 32
                                    


Tam tamına iki gün geçmişti aradan.

Fakat Kuzey ne aramış, ne mesaj atmış ne de evime gelmişti.

Ama ben yüzleşmek istiyordum. Çektiğim acıların on katını ona çektirmek istiyordum. Yetmemişti. Yaptıklarım, yangınımı dindirmemişti.

Ağır adımlarıma, Kuzey'in evinin önünde durup son verdim. Derin bir nefes çektim içime. Zile bastım. Ayaklarımın ucuyla bir ritim tuttururken kapıya bakan kimse olmamıştı. Bir kez daha denedim.. Bu kez, ona veda etmeden gidemezdim. Anlamsız kalırdı tüm bu çaba.

Kapı açıldı saniyeler sonra. Açıldı fakat görmek istediğim yüz değildi karşımdaki yüz. Kumral saçlı, kulak arkalarında karamel renkleri bulunan bir kız belirdi önümde. Onu süzdüğümde, üzerinde Kuzey'e bir yıl önce, kimliğimi gizleyerek gönderdiğim tişört vardı.

Büyükçe yutkundum.

"Pardon, birine mi bakmıştın?" diye sordu kız, tiz bir sesle. Öte yandan da meraklı bakışlarıyla beni süzüyordu.

"Evet, Kuzey'e baktım." dedim, gözlerimi tişörtten alarak. "İçeride mi?"

"İçeride." dedi, gözlerini kısarak. "Çağırayım istersen, adın ne?"

"Gereği yok, ben bakarım." diyerek onu es geçip omzumu omzuna çarpıp yürümeye başladım. Arkamdan, "Böyle içeriye dalamazsın!" diyerek geliyordu ki, bir anda adımlarıma son verdim ve olduğum yerde kaldım. Tam dudaklarımı aralayacaktım ki, Kuzey'in "Selin." diyişi çınladı kulaklarımda. Bakışlarım onu bulurken, üzerinde hiçbir şey yoktu, altındaki şort dışında. Boynuna astığı havlu ve göğüslerinden karın kaslarına doğru süzülen su damlacıkları, duş aldığını bas bas bağırıyordu.

Onu bir kez daha başka bir kızla görmek, içimi acıttı.

"Niye geldin?" diye sordu, hemen ardından. "Bir sorun mu var?"

Sinir bozukluğuyla güldüm. Ciddi miydi gerçekten de? Daha geçen bana, Selin karşısına çıksa, ondan özür dileyeceğini söylemişti. Selin şuan karşısındaydı ve o tek kelime etmiyor, üstelik beni sorguluyordu.

"Konuşacağız," dedim, sakin bir tavırla. Sonrasında ise hemen arkamda duran kumral kıza baktım. "Yalnız." diye ekledim, bastırarak.

Kız Kuzey'e sorarcasına baktığında, onay almış olacak ki pes edercesine omuzlarını düşürdü ve dışarı çıkıp kapıyı çekti.

"Konuş." dedi Kuzey, donuk bir tavırla. "Ne anlatacaksın, çok merak ediyorum?"

"Senin kafan mı güzel?" diye bağırdım, sesimi yükselterek. "Daha düne kadar peşimden koşuyordun be! Bu kadar mıydı senin ilgin, Kuzey Aydın? Üç günlük mü senin aşkın? Bu kadar kolay mı?"

"Bu kadar kolay!" dedi, üzerime yürüyerek. "Ben, benden kendini gizleyerek sırf intikam almak için yeniden hayatıma giren bir kıza neden bağlı kalayım? Niye onu sevmeye devam edeyim? Ben, bana açıklama bile yapmadan beni ayakta uyutan bir kıza neden saygı duyayım Selin?!"

"Bu beni kaçıncı aldatışın, ha!" dedim, göğsünden iterek. Bu esnada kendimi tutamamıştım ve sol gözümden bir damla süzülmüştü yanaklarıma. "Bu beni kaçıncı aldatışın?! Kızın üzerinde benim sana aldığım tişört var ya, benim! Hiç utanman yok mu senin? Bu kadar mı saygın yok bana Kuzey?!"

"Senin bana var mı lan?!" dedi, o da beni omuzlarımdan iterek. İtmesiyle birlikte birkaç adım geriye sendelendim. "Senin bana çok mu saygın var?! Ulan pişmandım be ben, köpek gibi pişmandım!"

aşk yeniden / texting (tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin