"Gir!" içeri giren Gülfidan ablaya doğru dönmüş ve elimdr olan halka küpenin kilidini açmıştım.
"Lavin, kızım. Ömer bey seni yemeğe bekliyor."
"Yine heyheyleri üzerinde dimi?" demiş ve küpeyi kulağıma geçirmiştim.
"Yani..."Gözlerimi devirmiş ve yanımdaki yardımcının elinde tuttuğu çantayı alıp odadan çıkmıştım. Merdivenlerden inerken telefonum titremişti.
Kayra
Bu gün yeni eleman alımı gerçekleşecek unutma.
(görüldü)Telefonu kapatıp çantama geri koyarken çoktan aşağıya inmiştim bile.
"Günaydın Lali!" diyerek karşılamıştı beni Doğukan her zamanki neşesiyle. Ben ise sadece kuru bir, günaydın, demek ile yetinmiştim.
"Bakıyorum da bu gün yine çok mutluyuz."
"Uğraşma benimle Çağan." deyip önümde olan sade kahveden bir yudum almıştım.Masada sadece tabakları acımayarak çizen çatal bıçak sesleriyle doluyken dedem sertçe çatal ve bıcağı masaya bırakmıştı. Doğukan ve Çağan yemeyi bırakıp dedeme dönmüşken ben hala bir şeyler yiyordum.
"Yine hangi zibidilik peşinde koşacaksınız bilmiyorum ama-"
"Şirkete gidip senin battığın borç batağını düzeltmeye çalışmak zibidilkse..." demiş ve yanımda duran çantamı omzuma takıp masadan kalkmıştım "Afiyet olsun."Tek basamaklık merdivenden inerken sesini duymuştum.
"Hayır zibidilikten bahsettiğim bu değil... Sabah magazin haberlerinde bir gece kulübünde yakalanman..." bir süre sessizlik olmuştu. Tam ağzımı açıp cevap verecekken konuşmasına devam etmişti. "Lavin."
Adımı bastırarak söylemişti. Sanki kalbimdeki açık kanayan yaraya tuz basıyormuş gibi hissediyordum. Cevap vermedim ve kapıya doğru bir kaç adım attım. İki görevli kapıyı açmıştı. Dışarıya çıktığımda elimde olan güneş gözlüğümü gözme takmış ve arabama binmiştim.
Araba yavaşça yola çıkarken radyoyu açmıştım.
"Ünlü iş adamı Ömer Atısoy'un güzel torunu Lavin Atısoy yine kameralarımıza ünlü bir modelle yakalandı."
Ve geri kapatmıştım. Haberin içeriği iğrençti. Özel hayatım ya da yaptığım herhangi bir şeyin hesabını tek işi insanların gizlilik haklarını çiğneyerek para kazanan bir kadına verecek değildim.
Şirkete çok az kalmışken telefonum çalmıştı. Kulaklığımı takıp telefonu açmıştım.
"Alo? Lavin?"
"..."
"Biz ortağız ben mesaj attığımda görül-"Cümlesini tamalamadan telefonu suratına kapatmıştım.
Şirkete geldiğimde arabadan inip anahtarı valeye vermiştim. Kapıdan girdiğim anda Burcu peşime takılmıştı.
"Lavin Hanım bu gün saat on ikiye kadar hiçbir toplantınız yok. Saat ondan, on ikiye kadar eleman başvurularını değerlendireceksiniz. Sonrasın-"
"Sade kahve ve kepekli büsküvi."Çantamı eline tutuştururken önümdeki odama girmiştim. Daha sandalyeye oturmadan kapı çalmıştı.
"Gir!"
İçeri Kayra girmişti.
"Bak lavin ben senin ortaklarından biriyim bana herhangi bir çalışanınmışım gibi davranamazsın!"
"Eğer herhangi bir çalışan değilsen neden kapımı çalmadan içeri giremiyorsun? Ya da burcudan izin almadan?"Gözlerimi yeni açtığım bilgisayardan ayırmadan söylediğim sözlere karşılık kayra öylece kalmıştı. Bir iki saniyeliğine bakışlarımı kaldırmış ve onunla göz göze gelmiştim.
"Çıkabilirisin."
Daha da kaşları çatılırken arkasını dönmüştü.
" Ha bu arada burcu'nun çok işi var bana bir kahve getir."
Bana hayret içinde bakarken yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirmiştim.
"Sütsüz ve sade olsun."
"Sen-"
"Çıkabilirsin."Derin nefes alışları ne kadar sinirlendiğini belli ederken dışarı çıkmıştı. Gözüm bilgisayarıma tekrar kayarken eleman raporlarını incelemeye başlamıştım.
Mülakatta ilk 10'a girenler bu gün ben, doğukan, Çağan ve Kayra ile görüşecekti.
Herkesin arasından gözüm birinci sıraya takılmıştı. Yanında herhangi bir okul derecesi belirtmiyordu. Sadece adı ve soy adı yazıyordu. Çok tanıdık gelen isim dudaklarımın arasından dökülmüştü.
"Efsun Efkan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIN LANETİ: LAVİN
Teen FictionKarın laneti olan bir kız... + "Saçları ve gözleri bir kömür kadar siyah, dudakları pespembe, cildi bir kar kadar beyaz-" "Kalbi ise gözlerinden farksız simsiyah bir mil çekilmiş gibi."