"Efsun Efkan..." tanıdık isim dudaklarımın arasından dökülürken odaya dalan Doğukan ile birlikte gözlerimi kaldırmıştım.
"Bakıyorum da Kayra'nın hakkından gelmişsin?"
"..."
"Bu gün eleman toplantısına katılacak kişileri mi inceliyorsun."
"Evet."
"Çağan bu gün elaman toplantısına yarım saat geç kalacağını söyledi."
"Neden?"
"İşi varmış."Derin bir nefes almış ve çantamdan telefonumu çıkartmıştım.
"Çağan'ı mı arıyorsun?"
"Evet."Bir süre telefon çaldıktan sonra bağlanmıştı.
"Ne işin var?"
"Sana da merhaba."
"Zevzekliği kes. Ne işin var? Eleman toplantısından önemli ne işin olabilir?"
"Şey-"Cümlesi yarıda kalmıştı arkadan yükselen anons sesi konuşmamızı bölmüştü.
"Doktor Selim Sarı, doktor selim sarı acil katına bekleniyorsunuz!"
"Sen hastanede misin?"
"Hayır?"
"Çağan. Hastanede misin dedim!"
"Annem gibi daranmayı kes! Seni ilgilendirmez!"Telefon suratıma kapanırken gözüm Doğukan'a takılmıştı.
"İşi var demiştim."
"Doğukan."
"Efendim kuzen?"
"Git."
"Emrin olur." deyip kapıdan dışarı çıkmıştı.#
Toplantı saati gelmişti. Saçlarımı düzeltip toplantı odasına gitmiştim. İçeri girdiğimde üçünün de burda olduğunu görmüştüm. Çağan ve Doğukan'ın arasına oturmuştum.
"İşin olduğunu zannediyordum." demiştim yakamı düzeltip önüme bakarken. O da aynısını yapıp önüne bakarken cevap vermişti.
"Patronum Lavin hanım gelmemi emretti ne yapabilirdim ki? Sonuçta seçme şansım yok değil mi?"Derin bir nefes alıp cevap vermeden odaya girecek olan kişiyi beklemeye başlamıştık.
+
"Son kişi Lavin Hanım, Efsun Efkan."
Vücudumdaki titremeye kontrol edemezken kafamı onaylar anlamda sallamıştım. Kapı açıldı, içeri giren Sarı saçlı, yeşil gözlü hafif esmer kızla göz göze geldik. Tam konuşmaya başlayacaktı ki içeri Çağan'ın asistanı girdi. Kulağına bir şey söyleyip geri çıktı.
"Japonya'dan gelecek olan patronlar gelmiş. Sen görüşmeyi yap biz Doğukan ile karşılayalım?"
"Tamam çıkabilirsiniz."İkisi de giderken odada sadece ben ve Efsun kalmıştı.
"Hangi üniversite-" sözümü tamamlamadan telefonum çalmıştı.
"Alo?"
"Lavin hanım ben Cansu. Size önemli bir kargo geldi. İllaki sizin imzanızı olması gerekiyormuş. Geri de gönderemedim. Toplantıdayken bölmek istemezdim ama?"
"Geliyorum beklemesini söyle."Telefonu kapattıktan sonra ayağa kalkmıştım.
"5 dakikaya geliyorum."
Efsun kafasını sallarken dışarı çıkmış ve girişe inmiştim. Kocaman bir koli beni bekliyordu. Kargocu kağıdı bana uzatmış.
"Gönderen kim?"
"İsmi yazmıyor."
"Anladım."İmzayı attıktan sonra gözüm danışmaya kaymıştı. Cansu ortalarda yoktu. Dğer kızın yanına gittiğimde ayağa kalkmıştı.
"Lavin Hanım? Bir sorun mu var?"
"Cansu?" demiştim masasını süzerken "Yok mu?"
"Yok Lavin hanım o doğum iznine çıkmıştı ya?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIN LANETİ: LAVİN
Teen FictionKarın laneti olan bir kız... + "Saçları ve gözleri bir kömür kadar siyah, dudakları pespembe, cildi bir kar kadar beyaz-" "Kalbi ise gözlerinden farksız simsiyah bir mil çekilmiş gibi."