7

10 4 0
                                    

"Özür dilerim..." demiştim "Ben gerçekten üzgünüm." 

Sıkıca sarıldığım beden beni ittirince ondan ayrılmıştım.

"Meyus Bey? Siz iyi misiniz?"
"Değilim... Bak şimdiye kadar ki dediğim her şeyi unutun tamam mı? Her şeyi ama... Şimdi tekrardan başlayalım." elimi uzatmıştım "Ben Meyus!"

Lavin Hanım bana boş boş baktıktan sonra kapıyı kapatmıştı. Elim havada kalırken derin bir nefes vermiştim.

Lavin'den

Kapıyı kapatıp koltuğuma oturmuştum. Bu adam nasıl savcı olabilmişti? 

Kafamı arkaya atıp tavana bakarken telefonum çalmıştı. Arayan Elen'di.

"Alo?"
"Alo güzeller güzeli?"
"Ne var Elen."
"Ben geldim, havaalanındayım sen neredesin?"
"Geldin mi?" derin bir nefes almıştım. "Herhangi bir kafeye otur ve adını yaz. Şoför yolluyorum."

Telefonu kapatmış ve bir şoföre mesaj atmıştım.

#

"Günay-"
"Sade kahve 2 tane olsun ve mümkünse büyük boy."
"Büs-"
"Gerek yok."
"Prog-"
"Mail at."
"Polis-"
"Çağan ilgilensin."
"Cansu Hanım sizinle görüşmek is-"
"Odama al."

Odama girip sandalyeye oturduktan bir kaç dakika sonra  kapım tıklanmış ve içeri Cansu girmişti.

"Günay-"
"Kısa kes. Konuş."
"Lavin Hanım biliyorsunuz ki doğum izninden yeni döndü-"
"Ne?"
"Şey... bana izni siz vermiştiniz hatırlamıyor musunuz?"
"Hani sen... neyse devam et."
"Normalde doğum iznim yeni bitti ama ben sizden bir hafta daha izin isteyecektim."
"Neden?"
"Oğlum'un bu aralar ateşi çıkıyor da?"
"Tamam git."

Cansu odadan çıkarken işaret ve orta parmağımla şakaklarımı ovmaya başladım.

"Ya bu s*ktiğiminin şirketinde ne oluyor ya?"

#

İçeri giren Elen ile kafamı kaldırmıştım.

"Bebeiiiim!"
"Hoşgeldin."

İkimiz de sarılırken sırtımı okşamıştı.

Doğukan'dan

Herkese selam verip odama çıkmıştım. Kapıyı açtığımda koltuğumda oturan bir adet Çağan ile karşılaşmıştım.

"Çağan? bir sorun mu var?"
"Dün Lavin'in kaldığı otele gidip Meyus denen o savcı bozuntusuyla uzun uzun sohbet etmişsin?"
"Dur bir dakika sen- Tabii ya  neden şaşırdım ki? Yine mi peşime adam taktın? Ne konuştuğumuzu da söyledi mi bari sana?"
"..."
"BAK ÇAĞAN BEN 19 YAŞIINDAYIM KENDİNE GEL! PEŞİ-"
"19 yaşında olman zihinsel engelini bir kenara atmıyor? Ailemizin soyadını lekelemene izin veremem. Lavin zaten her gün magazinlere çıkarak bunu boka çeviriyor. Şimdi bir de senin gibi bir özürlüyle uğraşamam. Hem hadi beni geç dedem bunu duysa sana ne yapar hiç düşündün mü? O bizim gibi koyunların çobanı her şeyin farkında ama sessiz. Ondan korksan iyi edersin. Lavin ise kurt  gibi sadece seni yanına almak istiyor. Kendine gel. Bu şirketi bir gün dedemin kararıyla üçümüzden biri taşıyacak. Lavin elendi bile. sen... Sen özürlüsün, ama bir küçük şansın var. Bence onu da kaybetmeden dedemden korkup ona itaat etmeye başlasan senin için iyi olacak küçük aptal koyun."

Omzuma çarpıp kapıdan çıkacakken "Ne demiş adını hatırlayamadığım adam, Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir. Halbuki sonunda onu yiyen çobanlardır." demiş ve bana doğru dönen Çağan'a bir kaç adım atmıştım.

"Sen bir koyun olarak kurttan o kadar korkuyorsun ki... daha koyun bile olmayan beni kurttan uzak tutmaya çalışıyorsun. Ama eğer her şeyin sonunda çoban seni yerse şaşırma. Tamam mı... Abiciğim?"

KARIN LANETİ: LAVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin