4

10 4 0
                                    

"Benden bir şey mi saklıyorsunuz?" dediği şeyle kaşlarım çatılmıştı.
"Bunu nereden çıkardınız?"
"Bilmem... Hissettim denebilir."

Ben tekrardan bir şey söyleyecekken bebek arabasının üzerindeki  şeffaf cırtcırlı bölüm açılmıştı.

"Ben uyandım!"

Meyus Bey'e bakıp kıkırdamıştı. Sonrasında ise beni görünce şaşırmış bir ifadeyle bana bakmıştı.

"Bu abla kim baba?"

Meyus Bey bana bakmıştı. Asu'nun kemerini çözüp normal bir sandalyeye oturtturmuştu.

"Bu abla Lavin. Onun şirketlerindeki bir olayla ilgileniyorum bu aralar."
"Anladım..." kız beni bir süre süzmüştü. Gözü boynuma takılırken işaret parmağıyla kolyemi göstermişti.

"Bu ne?"

Ucunde iki tane yüzüğün olduğu kolyeyi boynumdan çıkarmıştım.

"Sevdin mi?"
"Evet!"
"Bu kolyeyi sana veririrm ama bir şartla." deyip çantamda taşıdığım kolye uçlarını masaya dökmüştüm.
"Yüzükler bende kalacak, sen de bu uçlardan birini seçeceksin tamam mı?"

Kızın çok heyecanlı olduğu belliydi ama yine de izin almak için Meyus Bey'e dönmüştü. Meyus Bey ise kafasını sallamıştı. Kız kolye uçlarından, melek olanı seçmişti.

"Lavin abla biliyor musun annem melek olmuş böyle. Ben bu ucu alabilir miyim?"

Kafamı sallamıştım. Yüzükleri kolyeden çıkartıp ucuna meleği takmış ve kıza uzatmıştım. Yüzükleri geri çantama koyarken yanağımda hissettiğim sıcaklıkla öylece kalmıştım. Küçük kızın dudakları geri çekilirken ona dönmüştüm.

"Ben seni çok sevdim benimle arkadaş olur musun? Hem ben daha yeni ana okuluna başladım, orda da hiç arkadaşım yok?"
"Asu!" demişti arkadan uyarıcı bir ses. Kaşlarım çatılmış ve Asu'yu cevaplamıştım.
"Tabii ki olurum."
"Lavin Hanım!"
"Benim?"

Meyus Bey sinirle gözlerini devirirken kız üzerine çıktığı masadan inip kucağıma oturmuştu.

"Lavin abla sen çok güzelsin. Büyüyünce senin kadar güzel olmak istiyorum!"
"Benden daha da güzel olacağına eminim."

#

Saat on bire gelirken Meyus Bey ayaklanmıştı.

"Asu ısrar etti diye biraz daha kaldık ama gerçekten geç oldu. İzninizle?"
"Tabii ki ben de kalkıyorum zaten."

Hep birlikte masadan kalkmış ve çıkışa gelmiştik. Herkes arabalara dağılmıştı. Sakin sakin yola çıkmış ve ilerlemeye başlamıştım.

Meyus'tan

"Lavin abla çok güzel ve çok tatlı! O bizimle kalabilir mi?"
"Hayır Asucuğum."
"Ama beni o da çok sevdi."
"Evet sevdi ama onun da bir hayatı var dimi? Bir ailesi var."
"Bizim de ailemiz olsun!"
"Bizim zaten ailemiz var Asu. Sen ve ben küçük bir aileyiz."
"Tamam bak dedin küçüğüz Lavin abla da gelsin büyük aile olalım."

Gülümsememe engel olamazken Asu kafasını bacaklarıma koymuş ve uzanmıştı.

"Ana okulunda nasıl gidiyor işler?"
"Özcan diye bir çocuk var! Sürekli saçımı çekip duruyor. Geçen gün eteğime mavi boya sürdü!"
"Allah Allah! Kim benim kızıma bulaşıyormuş ya? Hemen onu hapise atayım mı?"
"Yok hayır hayır! Çünkü o benimle konuşan tek kişi. O hapse giderse olmaz!"

Gülümseyip yandan iki kulak olan saçlarını okşamıştım

#

10-15 dakika sonra otele gelmiştik. Arabadan inmiş ve her zamanki gibi odamıza çıkmıştık.

KARIN LANETİ: LAVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin