Elif, dersten sonra çalışacağı yere görüşmeye gitmişti. İlk iş deneyimi olacağı için biraz heyecanlı biraz da gergindi. Kampüse oldukça uzak olsada evlerine yakın olması, onun için iyi sayılırdı. Akşam saatlerinde başlayacak olması da bir artı daha aldı.
" Yalnız bizim gündüz elemanı bugün izinli. Bir sefere mahsus gündüz servisinde baksan olur mu?"
" Olur ama önce ev arkadaşıma haber vereyim" dedikten sonra hafif müzik çantasından telefonu çıkardı. Kapanmış telefonla beklediği şey değildi.
" Şimdiye kadar hiç çalmamasından anlamam gerektirdi " diye mırıldandıktan sonra Ecem'e dönüp;
"Şarj aleti var mı yanında " diye sordu telefonun şarj giriş yerini göstererek.
" Yok canım. Benden ara istersen "
"Deniz'e soralım, o gecede burada kalıyor onda vardır " diye araya girdi görüşmeyi yaptıkları kadın.
Telefonu sarja taktıktan sonra verilen önlüğü giyinip servise başladı. Henüz erken olmasına rağmen biraz kalabalıktı.
Kızlı erkekli gruplar çoğunluktaydı ama erkek gruplarda vardı. Çoğunluğu öğrenciye benziyordu.
Saatte oldukça hızlı ilerliyordu. Aklına Filiz'in gelmesiyle kapalı olan telefonunu hatırladı ve açıp Filiz'e haber vermek için arka tarafta bulunan Deniz'in kaldığı dar, uzun izbe odaya geldi." Nasıl kalabiliyor bu pis yerde " diye söylenerek telefonu eline aldı. Diğer eliylede burnunu kapatmıştı. Telefonu alıp çıkacakken yaklaşan ayak seslerini duydu. Sonra konuşmaları.
" Demet'i benim yanıma gönder, servis yok numarası" dediğini duydu. Konuşmalar o kadar kısık sesliydi ki, duymak için nefes almayı bile bıraktı kısa bir an.
" Kapıyı kilitle, ne ses duyarsan duy çıkma" dedi.
" Tamam abi" diye karşılık verdiğini duyunca Elif sessiz bir küfür mırıldandı.
Adım sesleri tekrar duyuldu ve yavaş yavaş kesildi. Telefonu alıp hızla dışarı çıktı. Demet' e baktı göz ucuyla ne işleri olabilir diye düşündü. Kendine baktığını görünce;
" Telefon şarj olmuş, ben arkadaşı arayıp geliyorum hemen" dedi telefonu göstererek.
Dışarı çıktığında içerideki kokudan burnunun sızladığını farketti. Telefon ikinci çalışta açıldı;"Neredesin sen ya" diye cırlayan sesle telefonu kulağından uzaklaştırdı.
" Filiz, sus iki dakika ya beni dinle. Atacağım konuma Konserimi de al gel"
"Sen ne iş" devamını dinlemeden telefonu kapattı ve servise devam etti. Müşteriler birer ikişer ayrılırken mekan da boşalmaya başladı. Çok geçmeden herkes gitti. Masaları silerken Deniz geldi.
" Demet, Dursun abi seni çağırdı" dedi sonra Elif ve diğer çalışan kıza itafen;
" Bu gece servis yok kendi imkanlarınızla gidin" dedi.
Bar kısmına geçen Elif, iki bardağı yere atınca küçük çaplı bir gürültü peydah oldu."Çok özür dilerim, ben hemen temizlerim. Sen çık Aslı sen çık bende temizledikten sonra çıkayım" dedi sahte mahcubiyetle.
Yalnız kalınca vakit geçsin diye ağırdan temizlemeye başladı. Bittikten sonra sessiz olmaya dikkat ederek üst kattaki Dursun zamparasının odasına doğru çıktı. Deniz alt katı kontrol ettikten sonra denileni yapıp kapıyı kilitledi. Ama anahtarı üzerinde bıraktı. O bu durumdan oldukça rahatsızlık duysada, elinden gelen birşey olmadığı için sessiz kalmayı tercih etmişti. Kaldığı odaya ki çıktı. Kapının arkasınakı askıya astığı gömleğin cebinden, kulaklığı çıkardı. Son sese kadar açıp kulağına taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL HIRSIZI
Teen FictionDerslerin başlamasına on gün kala Bursa'ya geldik, hem şehri keşfetmek hem de eğlenmeyi amaçlayarak. Ama tabiki beklediğimiz gibi olmamıştı, daha geldiğimiz gün benim çantamı motosikletli biri gasp etti. Direnmem üzerine hızla çekmesi düşüp ko...