14. BAŞ BELASI

49 16 1
                                    

Hastenede endişeli bekleyiş, Nazife teyzenin gözünü açmasıyla son bulmuştu. Tedbir amaçlı bir hafta sonra eve gönderilmiş, Oğuz'un ısrarlarına daha fazla itiraz edemedi. En azından kendini toparlayana kadar, onlarda kalmayı kabul etmişti. Oğuz, oldukça korkmuş ve endişeli bir hafta geçirdi.

Elif hazırlanabilirse bugün ziyaretine gideceklerdi. İki hafta geçti üzerinden ne kadar telefon görüşmeleri yapılsa da gitmek gerekir diye düşündüler. O günden beri görmediği ve tuhaf bir şekilde onu görmek isteği ile dolmuştu. Oğuz' u çözemediği gibi kendini de anlamıyordu, aklından çıkmıyor hiç...
Ama Elif' e göre çok normal bu durum. Buna cevap olarak Filiz;

"Tamam, kabul ediyorum birşeyler hissediyorum. Beni ona çeken bir şey var ama işte sadece ama..." dedi.

Bekleyiş Elif hazır olduğunu söyleyip, oturma odasına gelince son buldu. Çok geçmeden evden çıktılar. Nazlı' ya haber vermişti Elif, o yüzden yolda o da orada olur mu düşüncesi Filiz'in  yol boyunca misafiri olacaktı. Ilk defa metroya bindikleri için incelemeye başladı genç kızlar. Elif yüzünde hoşnutsuz bir ifadeyle;

" Bence otobüsten pek bir farkı yok. Aynı kalabalık. Ama metroda otobüsün aksine kafanızı cama yaslayıp etrafı izleme biraz daha rahat tabi, tünellere girmesi haricinde" dedi sırıtarak.

Metrodan indikten sonra Nazlı' nın tarifiyle evi buldular. Oğuz ile gelmişlerdi ama hem karanlıktı hem de dikkatini çeken başka şeyler olduğu için yollara dikkat edememişti. Asansörden inip kapının önüne geldiklerinde, güler yüzlü, sevecen haliyle karşıladılar kızları. Nazife teyze, Oğuz'la ilgili olan durumdam haberdar olması, Filiz'e karşı extra bir yakınlık gösteriyordu. Bu durum Filiz'in,  hoşuna gittiği kadar utandırıyorduda. Birde Aylin hanım vardı tabi bilseler gerçeği. Elif sanki kırk yıllık tanıyor gibi derin sohbete girmişti Filiz, Nazlı'nın yardım için çağırmasıyla mutfağa yöneldi . İkinci gelişi olduğu için yabancılık çekmeden girdi içeri. Aslında yardım bahane konuşmak istiyor gibiydi.
Mutfağa girdiklerinde yemek akşamı Filiz'e yaptığını büyük bir zevkle geri çevirdi;

" Seni dinliyorum" dedi kendini şirin göstermeye çalışarak.

Tebessüm ederek;

" Başarılı " dedi.

Devam etmesini merakla bekledi.

" Oğuz ile görüşüyor musunuz?" derken ciddi görünüyordu.

" Anlamadım" dedi gerçekten aralarındaki durumu bilip bilmediğinden emin olamadan.

" Gerçek olmadığınızı biliyorum" dedi.

Filiz içinden;
"Beynimin içini de görebiliyor şu anda emin oldum" diye geçirdi.

" Bugün sizin buraya geleceğinizi söyledim, hani gelmesi gerekir diye düşündüm. Ama hiç oralı bile olmadı. Dümdüz işim var gelemeyebilirim dedi" derken düşünceli görünüyordu.

" Neden gelmesi gereksin ki? Ben yalnız gelmedim hem onun için de gelmedik" derken Oğuz'un gelmeyecek olmadığını duymak iyi gelmemişti.

Elif, Aylin hanımla oldukça iyi anlaşmıştı. Bursa'ya geldikleri gün yaşadıklarını komik bir fıkra anlatır gibi anlatıyordu. Filiz delici bakışlar atarak, bir nebze de olsa durdurmaya çalışıyordu ama pek işe yaradığı söylenemezdi.

" Hele Oğuz komiserimi görünce; "Ay Elif bu nasıl yakışıklı " demesi yok mu ilk görüşte aşık oldu oğlunuza Aylin teyzeciğim" derken o kadar ciddi görünüyordu ki. Filiz cevap vermek için hamle yapmıştım ki;

" Bu konuyu geniş bir zamanda enine boyuna konuşalım sevgilim" diyen Oğuz salona girdi. Babaannesinin yanaklarını öptükten sonra koca salonda o kadar yer varken, gelip Filiz'in yanına oturmuştu.
Tabi oturmadan önce yanağına bir öpücük kondurdu. Genç kızın yüzü, alev alev yanarken o çok normal bir şey yapmış gibi pişkin pişkin Elif'e göz kırptı.

GÖNÜL HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin