Derslerin başlamasına on gün kala Bursa'ya geldik, hem şehri keşfetmek hem de eğlenmeyi amaçlayarak. Ama tabiki beklediğimiz gibi olmamıştı, daha geldiğimiz gün benim çantamı motosikletli biri gasp etti. Direnmem üzerine hızla çekmesi düşüp ko...
Oğuz'un sözleri üzerine gözleri Elife döndü Filiz Evet dercesine kafasını sallaması Filiz'in ağzından"tamam"kelimesinin çıkmasına sebep olmuştu. " Aşağıda bekleyeyim o zaman, sizide bırakırım gideceğiniz yere." dedikten sonra kapıya yöneldi arkasından ilerleyen Nazlı ile birlikte. Gitmeleri ardından Filiz'in dalgınlığı Elif' in çığlıklarıyla bozulurken az evvel olanların farkına henüz varmıştı.
"Biliyordum ben, senden hoşlanıyor bu adam. Bana bak Ali'ye yaptığın gibi yapma buna da. Hadi hadi toparlan da inelim."
"Gitmesek mi ? Vazgeçtim ben. Yok yok en iyisi gitmemek."deyip koltuğa bıraktı kendini.
Kahkaha patlatdı Elif. "Öncelikle sakin ol. Ve kalk oradan dudağındaki kırmızı ruju silip daha hafif bir renk seç. Oğuz komiserimi ilk buluşmada kızdırmak istemezsin öyle değilmi?"
Nazlının araması üzerine aşağı indiler. Dışarıda arabaya yaslanmış Oğuz'u görmesi kalbininin atışını hızlandırmış bu soğuk havada bile ateş basmıştı genç kızı. Nazlı abisinin yanına oturunca Elif ani bi hareketle Nazlının arkasına oturturken, Filiz bi müddet binip binmemek arasında kalırken,
"Kapıyı açmamı mı bekliyorsun?" derken sırıtan Oğuzun sesini duyunca, sessizce geçti arabaya. Arabada derin bir sessizlik vardı. Geçtiği yolları hayranlıkla izliyordu Filiz dikiz aynasından izlendiğinden habersiz.
"Eee nereye gideceksiniz hanımlar?"
" film izleyip birşeyler yeriz diye düşündük. " dedi Elif.
"Hımm neresi olabilir?" Biraz düşündükten sonra, "As merkeze bırakayım o zaman sizi. İşiniz bitince alırım sizi. " Kızlar arabadan inince Filiz de indi. Kendince vazgeçmişti, ama Oğuz anlamış olacak ki, " Ön koltuğa gel istersen, dışarıyı daha rahat izlersin." Sesiyle sessiz oturdu koltuğa. Elif ile Nazlı kol kola ilerlerken araba hareket etti. " Gitmek istediğin bir yer var mı?"
" Hayır. Fazla bir yer bilmiyorum zaten."
"Bana bırakıyorsun yani." Sessiz kaldı Filiz.
" Sen hep böyle misin?"
"Nasıl mışım ben."
"Sessiz, yok gibi." Kısa süren yolculuğun sonrası oturmuşlardı. Verilen siparişleri beklerken Oğuz garsona "iki şal alabilir" diye seslendi. Denize cok yakın olduğu için biraz esinti vardı. Tabi aylardan ekim oluşunun da. Çayını yudumlarken etrafını izleyen genç kızı da seyrediyordu.
" Çok güzel burası."
" Güzeldir. Bursanın her yeri başka güzeldir aslında. Sen nerelisin?"
"Ankara."
Filiz telefonla uğraşırken,
"Atatepe"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
