Yatağıma uzanmış kulağımda kulaklık tavanı seyrederek müzik dinliyorum. Birlike gittiğimiz düğün aklımdan bir türlü çıkmıyor. Tatil bitmiş Bursa'ya gelmiştik, 10 gün olmasına rağmen Oğuz sanki benden kaçıyor, hiç karşılaşmadık
En çokta aklıma yer eden, ailesiyle tanıştığımda, babasının elini öpmek için hamle yaptım ama;
" Yok öyle ayak üstü tanışmak gelin hanım, bu hayta bir akşam yemeğe getirir öyle öpersin elimizi" demişti.
Oğuz mu? renkten renge giriyordu tabiki. Onu öyle görmek hoşuma gitmedi değil aslında. Ailesinin yanından ayrılıp gençlerin olduğu masaya geçtik. Gelinin kız kardeşi Ezgi ile tanıştırdı beni çok tatlı bir kız oda Üniversite okuyormuş. Konuşmayı çok seviyor sanırım ayak üstü hem kendi hayatını hemde Oğuz'un hayatını anlatıverdi. Kızlar ayrı erkekler ayrı masalardaydık ama kafamı ne zaman çevirsem göz göze geliyor olmamız dışında herşey normal seyrinde gidiyordu.
" Sahi siz nasıl tanıştınız Oğuz agabeyimle?"
Ezgi'nin bu sorusu karşısında ne diyeceğimi bilemedim ağzımda bir şeyler gevelemek üzereyken belime sarılan elle irkildim.
" Sevgilim dans edelim mi?"
Ne demişti bu bana böyle kalakaldım öylece. Sonra kafamı olumlu anlamda salladım cevap olarak. Piste çıktığımızda anne ve babasıyla birlikte herkesin gözü üzerimizdeydi. Ben üzerimdeki şoku daha atamamışken daha;
" Nefes al "dedi çok bilmiş beyfendi.
Gözlerimi kapatıp açtım ve;
" Alıyorum zaten " dedim.
Tebessüm ederek başını benim başımın sol tarafına dayadı ve gözlerini kapattı.
" Hey ne yapıyorsun sen ya baban ve annen bize bakıyor edep yahu!!!"dedim fısıldayarak.
" Sakin ol sadece dans ediyoruz, senin dışında kimse kötüye yormaz" dedi istifini bozmadan.
" Bu kadar da yakınlaşmadan da dans edilebiliyor etrafına baksan görürsün. Bizden başka herkes normal senin gibi ergen takılmıyor."
Bu ne kadar rahat bir adam sanki ona söylemiyorum.
Biten müzikle derin bir nefes alıp, yerimize doğru giderken;
"Ezgi nasıl tanışdığımızı sordu ne diyeceğim ben."
" Anlat iste olanları bizimkisi bir aşk hikâyesi diye. Kızların her şeyi abarttığını bilmeyen yok bana mı soruyorsun bunu" dedi gayet ciddi bir ses tonuyla.
" Sen sarhoş filan mısın? Bak eğer öyleyse binmem senin arabana."
Elimden tuttu ve Ezgi'lerin olduğu masaya doğru yürüdü.
"Kalbim sakin ol yok bir şey " diye sürekli tekrar ediyordum içimden. Bu gece biran önce bitsindi.
Masaya geldiğimizde Ezgi gözlerinin içi gülerek ellerini bana uzattı;
" Ya Filiz ne kadar çok yakışıyorsunuz siz. Oğuz ağabey gözümden kaçtı zannetme nasıl bakıyorsun sen öyle Filiz 'e?"
" Nasıl bakıyor muşum?"
"Aşık gibi "
"Aşığım zaten" dedi benim gözlerimin içine bakarak.
Yok yok ben bu akşam buradan kalp krizi geçirmeden çıkmayacağım anlaşıldı. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna eminim. Bu sözü yetmiyor gibi elini belime sarıp beni kendine çekmeyide ihmal etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNÜL HIRSIZI
JugendliteraturDerslerin başlamasına on gün kala Bursa'ya geldik, hem şehri keşfetmek hem de eğlenmeyi amaçlayarak. Ama tabiki beklediğimiz gibi olmamıştı, daha geldiğimiz gün benim çantamı motosikletli biri gasp etti. Direnmem üzerine hızla çekmesi düşüp ko...