-Cielo-

516 242 205
                                    

❇️

Bir insana biçilen değer ne adıyla olurmuş ne ailesiyle..

Bu mercide tek karar insanın karakterini daha da kendi kılabilmesi, aklının çizdiği yolda sapmadan ilerleyebilmesiymiş.

Ben yıllarca kimsesizmişim.
Bir çok kişiye inandım, en yakınlarımdan meddet umdum.

Beklenti çürütürmüş ruhu.. Acıyla haşır neşir oldukça, baş köşeleri kırıklıklarla süsleyince farkına vardım.

Dilerdim ki bu konuda cahil kalsaydım.

İçimde katlanarak biriken irinler vardı. İstemeyerek bedenime buyur ettiğim zehrin dölleri..

Bunca zamandır gerçekleri açıklamak için çabalamış ancak muhattap bulamamıştım. Çevremdekiler kafayı yediğimi düşünüyor anlattıklarımın birer kurmaca, bazen ise halisülasyon olduğuna beni ikna etmeye çalışıyorlardı.

Koca bir boşlukta asılı kalmıştım.. Aslında bırakın atlamayı kafamı çevirip aşağıya bakmaya mecalim yoktu. Şuana kadar..
 
Atlamak istediğim sonsuzluğa arkamı vererek, ileriye tırmanmak için yaptığım ilk atak: "Terapi."

Bunu kendim için yapıyor olmayı dilesemde bilincindeyim çoğu şeyin.

Şu an burada oluşum kendim için değil. Tıpkı daha sonrasında olacakları, kendimi düşünerek yapmayacağım gibi.

Onlar, belki doktorun beyanıyla bana inanırlar diye burdayım. Onlara da hacet yok aslında. O inansın, bana yeter.

Gözlerimin içine eski günleri dileyerek bakan hareli gözleri, acıyarak bedenimi süzüşleri, suçlu sözlerini işitmek, tüketmişti beni.

Ben, hep yapacağım gibi onu kurtarmaya çalışıp göz önündeki gerçekleri ortalığa sererken; onun kafayı yediğimden emin olması ve beni kale dahi almamış oluşu kadar canımı yakmamıştı hiçbir şey.

Düşüncelerimi susturmaya çalışırken, kafamı kaldırarak üstümdeki gözleri yok saydım. Aldığım derin nefesle çekinceyle araladım kapıyı.

Doktor olan şahsiyet ile bakışlarımız kesiştiğinde, ufak bir baş selamı vererek içeriye adımladım.

Kısa selamlaşmamızın ardından yerleştikten sonra soru cevap şeklinde ilerlemeye karar vermiştik çünkü aşırı gergindim.

Kadın bunun büyük ihtimalle isteksizlikten olduğunu falan sanıyor olmalı ki çalışılmış gülüşleriyle beni rahatlatmayı deniyordu.

Oysa dışarıya adımımı dahi atmadığım koskoca bir aydan sonra, içimdeki korkular sanki bu anı kolluyorlarmış gibi yüzeye çıkmışlardı.
Bundandı düzgünce konuşamamam.

Tam da normal bir insan imajı çizip, karşımdaki kadını hasta olmadığım konusunda ikna etmem gereken yerdeyken bu olmamalıydı.

Ancak elimde değildi.

Dışarıda iki adam vardı.

Biri haftalardır kaçındığım diğeri bana inanmasın dilediğim.

Bugün şu görüşmeyi yaparak ikisine de bir şeyler kazandırmış ya da kaybettirmiştim çoktan.
 
Bilemezdim..

Mağlubiyetimin bu kadar kısa sürede beni karşılayabileceğini kestiremedim..

Bu yaptığım üçüncü hataydı.
Zebanim kapıda pusudaydı..

Şimdi başlıyoruz işte.

Korkma klasik; kaçan kovalanır..
Seni korumak için gidiyorum *Scia..

Yem atıyorum onlara sakın ha atlayan sen olmayasın..

Keşkelerim olma *prusya, hatırla..
Atlayan da benim atan da.
Sen sakın kimseye kanma..

-
❇️

Merhabalar!

Ufak bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
Bu okuduğunuz kitabın ilk bölümü değil, ara bölümüdür.

Kitap boyunca ana ve ara bölümler olucak. Ara bölümler hep aynı ağızdan yazılacak ama kimin ağzından yazdığımı söylemeyeceğim. Kurgu ilerledikçe oturacak bazı şeyler.

*Scia: İtalyanca iz anlamında kullanılmıştır. Tek başına uyanmak anlamına gelmektedir ancak kurgu boyunca kalıp olarak kullanıldığından buradaki anlamı "iz"dir.

*Prusya:Mavinin bir tonu

*Cielo:İtalyanca gökyüzü demektir. (Bölüm adı)

 Umarım ilerledikçe hoşunuza gider. Fikirleriniz benim için çok önemli lütfen paylaşın.

Oylarsanız çok sevinirim..

Sizleri şimdiden çok seviyorumm.. 💜

Kocaman bir aile olmak dileğiyle.. ✨

İletişim
İnstagram: @kitaphareleri

Riyakâlar
Z&Z

RİYAKÂRLAR -düzenlenecek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin