.....AŞK-I VİRANE.........2 BÖLÜM

1.5K 108 15
                                    

.....AŞK-I VİRANE.........2 BÖLÜM.......Eğer varlığınız etrafınızdakileri mutlu etmiyorsa boş yere insanları mutlu etmeye çalışmayın. Dllruba Çetinkaya..

.................................2 bölüm............

Kalbin yanar. Kırılır, dökülürsün kimse görmez. Yok olursun kimse varlığını aramaz. Ya da anlamak istemez. Sözler anlamını yitirir aldığın nefes kesilir. Bir ok saplanır ciğerinin tam ortasına ve durmadan iğneler. Bir yel eser, gözlerindeki sevinci süpürür ve yerine toz duman bırakır.

Yıkık dökük viraneye dönüşmüş bir kalp taşıyordu Bahar. İğneleniyor, zülüme boyun eğerken gururunu hiç görüyordu. Yaşarken kendi güvensizliğini, kendi iradesini an be an kaybediyor kendi içinde, kendi ölümüne göz yumuyordu. Yaşadığı ev cehennem, yediği yemek zehir, aldığı nefes ve yattığı yatak bir ateşti. Gözbebeğinin tek ışığı karnında taşıdığı çocuktu.

Günler birbirini kovalarken ne kayınvalidenin tavrı değişmişti nede görümcelerin tutumu. Eziyetlere yenileri ekleniyor, gece yatılırken mutfağın kapısı kitleniyordu. Ayşen, muhasebe dalında bir işe girmiş günlük aşk meşklerini anlatmaya cüret ettiği halde ona kızılmazken Bahar'ın canına okunuyordu. Hazmetmeye çalıştığı hakaretler, haddini aşarken günden güne umutsuzluğa büründü.

Bahar, üç aylık olmuş bebeğiyle sınava tabi tutuluyor, bulaşık yıkarken midesi bulanıyor halı silkelerken başı dönüyordu. Kaç defasında yer silerken gözü kararmış, ağrı sızı içinde yemek pişirmişti. Ricaları son buluyor sırdaş edindiği annesi, derdine şifa olmuyordu. Babasının kulağına gitmesini istemeyen annesi, her defasında sabret diyor, zamanla bu günler geçer, bizde yaşadık diye kendinden örnekler veriyordu.

Uykusuz kaldığı geceler boyunca ağlayan Bahar'ın gözleri kan çanağı oluyor bütün gün yaptığı işlerden ayak tabanları sızlıyordu. Çamaşır sulu elleri çatlamış, açlıktan kazınan midesi küçülmüştü. Eskisi kadar acıkmıyordu artık. Midesi bulandığı anlarda ağzına bir yudum ekmek kırıntısı atıyor, ağlamaktan kızarmış gözlerine rimel çekiyordu.

Sevdiği adama derdini açmaya cesareti yoktu fakat dayanacak gücü kendinde bulamadığı bir gece yarısı, yatağa kıvrılan adamın omuzlarına dokundu. Ona ağlayarak yaşadıklarını anlattı. '' Annen beni hiç sevmiyor, kardeşlerin hizmetçi gibi davranıyor. ''diyerek bir bir derdini anlatırken anlayış bekledi kocasından.'' Dayanamıyorum, açım, yorgunum, lütfen bir çare bul. ''diye direnirken Savaş, kaşlarını çatmıştı.

'' Sevgilim. ''dedi Bahar, gözyaşlarını silerek kocasının ellerinden tuttu. '' Taşınalım. Bir müddet ayrı kalalım belki değişirler. Zamanla beni de severler.''

Yattığı yastıktan doğrulan Savaş, inanamıyormuş gibi karısının gözlerine baktı. Hiç durmadan ağlıyor çaresiz duruyordu. '' Taşınamayız. Daha bu evin borçları bitmeden hiçbir yere gidemeyiz. ''dedi sakince. '' Yarın annemlerle konuşurum. Eminim daha dikkatli davranırlar.''

'' Dikkatli davranmak mı?''diye şaşkına döndü Bahar. '' Anlamıyorsun daha geçen gün başım döndüğü halde halı silkelettiler.''

'' Yapmasaydın. Sana yap diyen mi oldu? ''diye sesi yükseldi Savaş'ın. '' Yapmak zorunda değilsin. Sadece çocuğumuzu düşün gerisi kafi.''

'' Bunu bana değil annenlere söyle. ''dedi Bahar iç çekerek. '' Merhamet istemiyorum ama düşünmeleri gerekmez mi?''

Alınmış kızın pembe yanaklarından öptü Savaş ve onun kırmızı al dudaklarına sürttü dudaklarını.'' Üzülme sevgilim. Annem ketun biridir fakat yarın uyarırım onları ve bundan sonra çok daha iyi davranırlar.''

AŞK-I VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin