....AŞKI VİRANE ...5.....BÖLÜM...

1K 86 6
                                    


....AŞKI VİRANE ...5.....BÖLÜM.........BAŞLANGIÇ......İLK ADIM...Kalbinde ne varsa odur insan, ben de biraz senim işte..

O sancılı günden sonra kaç güneş batmış, kaç zifiri geceye ay doğmuştu. Günler haftalara haftalar aya dönüşürken kader de kendi yolunu çiziyordu. Acılar, günden güne kabuk bağlamış Bahar'ın yaraları iyileşmeye başlamıştı. Annesi ile babası bir psikolog yardımı önerdilerse de Bahar, kabul etmedi. Hangi psikiyatri yavrusundan ayrı kalmış anneyi teselli edebilir, hangi ilaç vicdanını susturabilecekti. Bu Bahar'ın meselesiydi ve içinde halletmesi gerekecekti. Uğradığı iftira ve günlerce çektiği azap nihayet sona ermiş olsa da vicdan işte o susmuyordu. Belki, bir ömür boyu bu ağır yükü yüreğinde taşıyacaktı ama mutlaka bir gün iyileşecekti. İnanıyordu. Bir gün rahatça nefes alacak, sızlayan vicdanını dindirecekti.

Yavuz, neredeyse her gün Bahar'ın yanına uğruyor hatırını sormadan gitmiyordu. Ona yardım etmek için çırpınsa da verdiği sadece kitaplar oluyordu. Kızın kafasını dağıtacak, ona yararı dokunacak, yaşama küstürmeyecek yazarlar öneriyordu. Bu sırada boşanma davası iki taraftarın onayıyla sonuçlandı ve tek celsede boşanıldı. Yavuz, sevdiği kadının hem avukatı hem de destekçisi olmuştu. Bahar, mahkemeye gitmedi onun yerini Yavuz, vekil aldı. Bebeğin vekaleti babaya devrolurken mutlulukla başlayan evlilik acı sonla bitti.

Limanları yakarak baba evine dönen Bahar, ruhsuz gibiydi. Sabahına amaçsız uyanıyor, gününü boş geçiriyordu. Yaşam enerjisi tükenmişti. Ailesi, üzerine gitmiyor toparlanacağı günü bekliyordu. Yine böylesi günlerden biriydi. Yavuz, iş çıkışı elinde dosyalarla genç kadının yanına uğradı. Kanat çırpan kalbiyle kızın karşısına geçtiğinde Bahar, elinde çay tepsisiyle dikilmişti. O gün gözlerinin renginde gök mavisi bir elbise giymiş, altın sarısı saçlarını sırtına salmıştı. Gözlerinde yine aynı hüzün, duruşunda kırılmışlığın verdiği o utanç geçmiyordu. Herkesin gözünde evladını bırakıp özgürlüğe uçan kadındı o! İç dünyasında fırtınalar koparken, başka gözlerde sakin denizlere açılan kadındı o! Taze güzelliği dilden dile dolanırken yediği iftirayla şüpheci gözlerin hedefiydi o! Karanlık dünyasına daldıkça yetmiş yaşında gibi hisseden kadındı o! Yavuz'un hayran dolu bakışlarını fark etmeyecek kadar dertliydi, kederliydi. Hülyalara sürüklediği adamın sevgi dolu yüreğini bir görse, gülümseyebilir korkularla kuşatılmış kalbi zincirlerinden kurtuluverirdi.

Teşekkür ederek aldığı çayı yudumlayan genç adam nazikçe Güler hanımın hatırını sordu. Yüzü düşmüş kadın, yağmur yağınca sızlayan romatizmalarından, biraz tuzlu yiyince çıkan tansiyonundan dert yanıyor Bahar, çenesinin altına koymuş eliyle, oturduğu yerden sokağı izliyordu. Evlerinin önünde bir ceviz ağacı ve bu ağaca çıkıp inen kedi yavrusu oyun oynuyor, annesi de yattığı yerde hem yuvarlanıyor hem de yavrusuna pati uzatıyordu.

Gülümseyen gözleri birden hüzünle doldu. Kedinin küçük patileri bebeğini düşündürdü. Zihninde üşüşen suret, meraka dönüştü. Nasıldı kim bilir? Küçük elleri kimin parmağını tutuyordu. Şu an uyuyor mu yoksa ağlıyor mu hiç bilgisi yoktu. Kalbine hançer saplanmış gibi o anda nefesi kesildi. Elini boğazına götürüp sertçe perdeyi kapatınca Güler hanımla Yavuz'un şaşkınlığını gördü.

Hızlı adımlarla yanlarından geçerken ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Geçecekti. Dişini sıktı. Kırılgan kalbini avutacak bir şeyler düşünmeye çalışırken odasına kadar zor dayandı. Yastığa başını gömdüğünde hıçkırıyordu.

Bir süre içli içli ağladı daha sonra omzuna dokunan elle başını kaldırdı. Şefkatle yüzüne bakan Yavuz'u görünce toparlanmaya çalıştı. " Kitap istemiyorum. "dedi iç çeke çeke. "Verdiğin yazarların hiç biri vicdanımı susturmuyor. Uyutmuyor. Uyuşturmuyor. Merakımı dindirmiyor. Canım yanıyor anlıyor musun? Çok yanıyor. ''diyerek tekrar ağlamaya devam edince, genç adam kızı kollarına aldı.

AŞK-I VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin