¶9 : ANNE

74 30 13
                                    

Hoşgeldiniz Pera'nın güzel insanları :) Her kelimesinden zevk almanız dileğiyle,

¶ Bölüm 9: ANNE

Keyifli okumalar efendim..

Sabah yatağımda uyanmak fazlasıyla şaşkınlık vericiydi. Dün harika geçirdiğim bir akşamdan sonra Soner ile oturmuş kurduğu düzeninden konuşmuştuk. Hayal meyal hatırladığım kadarıyla ona dün sabah yaşadığım olayı anlatmıştım. Ama salondan ne zaman odama geldiğimi bilmiyordum. Üzerimde dün giydiğim kıyafetler ile uyumuştum üstelik.

Kısa bir duş ardından üzerimi değiştirmiş odadan çıkmış, akşamdan sehpanın üzerinde kalan bardakları almak için salona ilerlemiştim. Ancak sehpa üzerinde görmeyi beklediğim şey bir kağıt değildi. İkiye katlanmış kağıdın üzerindeki kalemi yana atarak kağıdı elime aldım. Çok güzel diyemeyeceğim ancak okunacak bir yazı ile yazılmış notun her kelimesinde gözlerim şaşkınlıkla aralandı.

Sen böyle her bulduğun dizde uyuyor musun çilli? Başkasına da kendini odana taşıtma sakın. :)

Soner'in yazdığı notun sonuna koyduğu çarpık gülen yüz ifadesine sıcacık gülümseyerek baktım. Bu adam neydi nasıldı bilmiyorum ancak çok güzel olduğu aşikardı. Hala gülümserken mutfağa girdiğimde yıkanmış kahve bardaklarımızı gördüğümde gülümsemem biraz daha arttı. Yine ikiye katlanmış bir kağıdı tezgaha dik bir şekilde konulmuş olduğunu görünce kaşlarım çatıldı. Evimin her yerine not mu bırakmıştı bu adam?

Bana yıkattığın bu iki bardağı en kısa zamanda tekrar dolduralım ;)

Bu kez asla çizemediği, o göz kırpan şekil ile kahkaha attım. Soner benim aklıma zarardı. Kalbime zehirdi. Ama çok güzel adamdı be.

Hızla oturmadan ettiğim kahvaltının ardından aynı hızla giyinmiş ve evden çıkarak okula doğru ilerlemeye başladım. Aslında bu toplantı için erkendi ancak müdür bey fazla pinpirikli gibiydi. Bu düşünceme kendi kendime güldüm. Sıcaklığını çoktan yeryüzüne yaymaya başlayan güneş ile gülümsedim. Ne kadar kendisi bana zararlı olsa da güneşi severdim.

Fazlasıyla kısa süren ve anlamsız geçen bir toplantıydı. Okulların açılmasına neredeyse bir ay vardı ve sadece 4 öğretmen bu toplantıya katılmıştı. Mehmet müdürün bu duruma canı sıkılmıştı ancak bu kadar erken bir vakte koyduğu toplantının sonucu bu olurdu. Okullar açılmadan bir hafta önce tekrar toplantı yapacağını söylemiş bize geldiğimiz için teşekkür etmişti. Zahmet verdiğini söyleyip özür dilemeyi de ihmal etmemişti.

Okuldan sonra kızlarla biraz vakit geçirmiş Semiha teyzenin hazırladığı kurabiyelerden yemiştik. Gündemimiz çoğu yine ve yine Kerem'in düğünüydü. Elbiselerden konuşsak da çıkabilecek sıkıntılar Hazal'ın canını sıkmıştı. İçersen birinin evleniyor olması semtte ufak da olsa bir sıkıntı çıkaracağı benziyordu. Hazal, Soner'in bunu kolaylıkla çözeceğini, Kerem'i ona asla ihanet etmeyeceğini söylemişti. Nasıl tanıştıklarını sorduğumda bu hikayeyi pek bilmediğini ama Soner'in, Kerem'in tedavi masraflarını ödediğini söylemişti. Eskiden uyuşturucu bağımlısı olduğu ancak zorla başlatıldığı çalınmış kulağına. Bir kez de onu Soner'e 'beni kurtar abi' diye yalvarırken görmüş.

Bir iki cümleyle anlatıp geçiştirdiği hikaye bile tüylerimi diken diken etmiş, gözlerimi doldurmaya yetmişti. Bir süre sessiz kaldıktan sonra Hazal benim sulu gözlülüğümle dalga geçerek ortamı yumuşatmıştı.

Çalan telefonum ile konuşmamız bölündü. Ekranda ismi yazan İhsan ile gülümsedim.

"Efendim?"

Ca'PeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin