farewell: veda demek (miş smgksjfj)
Bir hafta sonra
Jimin izlediği güvenlik kamerasına sinirle baktı. Bilgisayarı kapattı. Koltuğunda geriye yaslandı. Şu an şirkette Jungkook'un odasındaydı ve kaza yaptığı günü kontrol etmişti. Şirket kameralarından bir şey çıkmamıştı. Jimin polise ifade verdikten sonra kazaya frenlerin patlaması neden olduğunu söylemişlerdi. Jimin bundan şüphelenmişti tabii. Her yerde iz bulmaya çalışırken otoparktaki kameraların da sorunlu olması durumun şüpheli olduğu kanaatıne varmıştı. O gün orada olan araçları incelemişti. Daha sonra şirket arabalarının güvenlik nedeniyle takılan kameraları aklına gelmişti. Neyse ki Jungkook un arabasını yansıtan bir kamerayı bulmuş ve hemen görüntüleri izlemişti. Iki adam onun arabasıyla uğraşıyordu. Teki etrafı kontrol ederken bir diğeri arabayı açmıştı. Jimin şaşkınlıkla izlerken bunun kaza değil de cinayete teşebbüs olduğunu fark etmişti. Ya Jungkookta olsaydı? Ya o da zarar görseydi? Jimin sinirlendi. Onları nasıl bulacaktı? Bilgisayardaki kayıtı bir flaşa aktarıp cebine koydu. Jungkook kapıyı açıp girmişti o sırada.
"Bir yere mi gidiyorsun?" Diye sordu ayaklanan Jimine karşı.
"Ah... öyle gezeceğim. Akşama gelirim. Eve geçerim tamam mı?" Jungkook kafasını salladı. Nereye gidiyordu ki?
Jimin çıkmış ve kendine yeni aldığı arabasına binmişti. Arabaya ihtiyaç duymasa da (çünkü elinin altında olan onlarca araç vardı zaten) kimseye güvenemeyeceğinin farkına varmıştı. Bu yüzden aracı sürdü. Namjoon ile iki gün önce görüşmüş tüm işlerin halloldugunu söylemişti. Jimin bir keyif sigarası yaktı.
"Jeonlar yanacak." Diye söylendi. Bu kazanın nedenin de kim olduğunu gayet iyi biliyordu aslında. Ancak ispatlamaya ihtiyacı vardı. Jeon Hyunjin her şeyden sorumluydu. Ve Jimini öldürme teşebbüsüyle içeri atılırsa diğer suçlarında ortaya çıkmasını sağlayacaktı. Jimin geldiği yere baktı. Korenin en ünlü güvenlik şirketiydi. Içeri girdi. Danışmana gidip müdürü çağırmasını söyledi. Kadın onu haberlerden tanımış olacak ki saygıyla eğilmiş ve bir numara tuşlamıştı.
"Efendim üçüncü kata çıkın. Asansörün karşısında olan odaya gidin. Guvenliklerimiz size eşlik edecek. " Jimin Kafasını sallarken arkasına takılan iki iri adamla asansöre binmiş ve üçüncü katı tuşlamıştı. Jimin kata gelince inmiş ve denilen odaya gitmişti. Odaya girince koltukta oturan müdür ayağa kalkmıştı."Hoş geldiniz Park Jimin." Adamın uzattığı eli sıktı.
"Hoş bulduk."
"Adım Kang Chul. Sungjan güvenlik şirketi müdürü. Sizi buraya hangi rüzgar attı.?" Jimin ona baktı. Direkt konuya girmek istiyordu.
"Bir hafta önce trafik kazası yaşadım."
Adam kafasını salladı.
"Duydum. "
"Bu işin kaza olduğunu düşünmüyorum Bay Chul. Öldürülmek istendiğimi düşünüyorum." Adam kahkaha attı
"Bay Park. Birden çıkıp o kadar malın üstüne konarsanız tabii ki öldürülmek istersiniz. "
"Aynı şekilde düşündüğümüze sevindim."
"Benden ne istiyorsunuz Park? Koruma mı? " Jimin Kafasını salladı.
"Koruma istemiyorum. Bir şeyleri araştıracak iki adam istiyorum. Jimin yaptığını bulmam lazım. Adamlarınıza güvenir misiniz Chulssi?"
Adam güldü.
"Onları ben yetiştirdim Jiminssi. Tabii ki! Biraz parayla şeytanı bile korurlar." Jimin tahmin ettiği gibi paraya önem veriyordu bu adam.
"48 saat içinde çözebilirler mi Chul? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Inheritor Jikook/kookmin
FanfictionJeon Jungkook 'un dedesi tüm mirasını evlatlık çocuğu Park Jimine bırakır. Yıllar sonra ortaya çıkan çıkan çocuk, Jeon ailesinde şüphe uyandırır. Ve veliaht Jeon Jungkook,Jimini mirastan men etmek için binbir çabaya düşer. Bir süre sonra ise ikisi d...