모두 결국 떠나가고

72 7 27
                                    

Yüzümde hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi kırpıştırarak araladım. Şaşkınlıkla etrafa bakan gözlerim karşımdaki kişiyi görmemle mümkünmüş gibi daha fazla açıldı.

"Hyunjin, iyi misin? Kabus görüyor gibiydin ve adımı sayıklıyordun, beni çok korkuttun. Neler olduğunu anlatmak ister mi-"

Daha fazla dayanamayacağımı bildiğimden sana sarılıp başımı göğsüne yaslayıp sessizce ağlamaya başladım. Bir elini saçlarımda gezdirirken diğer elinle belimi kavrayıp beni kendine çektin. Bu bir nebze rahatlamama neden olurken kafamı kaldırıp göz göze gelmemizi sağladım.

"Minho, biliyor musun? Kafamın içinde benden nefret eden biri var."

Deli olduğumu düşünmemeni umarak vereceğin tepkiyi izliyorum.

"Biliyorum bebeğim, aslında bunun biraz farkındaydım. Sana neler diyor peki?"

"Bana her konuda her zaman yetersiz ve eksik olacağımı, bu yüzden pes etmem ve hayatıma son vermem gerektiğini söylüyor."

"Jinnie, hepimiz bazı konularda yetersiz veya eksiğizdir. Ve bu eksikliklerimiz senin düşündüğünün aksine bizim ilerlememizi sağlar. Eksik olduğunu düşündüğün bir konuda daha fazla çaba harcar ve bu eksikliğini kapatırsın. Ve emin ol kimse seni bundan dolayı yargılamaz. Aksine eksikliğini saklaman veya bundan utanman kötü niyetli insanların cesaretlenmesine neden olur. Sen belli konularda oldukça iyiysen belli konularda da kötüsündür. Bu oldukça normal bir şey. Kendini hatalarınla kabul etmen kendine yapabileceğin en büyük iyilik. Eğer bu seni kötü hissettirmeyecekse, rüyanda ne gördüğünü anlatabilirsin. Yargılamadan dinlerim."

"O beni saklandığım yerden çekip çıkardı ve senin dediklerinin benzerini diyip bana acıdığını söyledi. Ve sonra beni boğarak öldürdü. Ve ben gerçekten öldüm sandım Minho! Seni bırakacağım diye çok k-korktum."

Boğazıma düğümlenen hıçkırıkları serbest bıraktım ve sarsılarak ağlamaya başladım. Bana daha sıkı sarıldın ve saçlarıma küçük öpücükler kondurarak sorun olmadığını söyledin. Ne kadar süre ağladığımı kestirememekle beraber kendimi daha iyi hissettiğimde başımı hafifçe kaldırdım ve sana baktım.

"Merak etme Hyunjinnie, hepsi geçti. O kişi senin kendine olan şüphelerinden besleniyor. Tek ihtiyacın olan şey özsevgi ve özgüven. Ve ben bebeğimin ne kadar muhteşem olduğunu ona göstereceğim."

Dediklerinin üzerine yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. Odaya küçük bir kıkırtı bırakıp ellerini yanaklarıma çıkarttın.

"Tanrı aşkına, kafamın içindeki o heriften çok sen beni delirtmeye çalışıyorsun Minho!"

Kıkırtıların kahkahaya dönüşürken ben de kendime gülmeye başladım. Beni iyice kucağına çekip burnunu saçlarımda gezdirdin. Ve sinsi bakışlarını bana yönelttin.

"O zaman bu gece akıl sağlığını biraz koruman gerekecek."

Çatık kaşlarımla ne demek istediğini kavramaya çalışırken beni omuzlarımdan hafifçe ittirerek yatağa düşmemi sağladın ve dizlerinin üzerinde doğrularak üstüme eğildin. Bense şaşkınlıkla seni izlemekle meşguldüm. Dudağıma minik bir öpücük kondurdun ve gözlerime bakarak ekledin.

"Çünkü bu gece biraz uzun olacak."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Outta My Head-[HyunHo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin