BELİS - Gerçek Ailem -

Harbi 8. Bölüm

Hİ!

Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın!

----

BELİS'TEN

Şuan nerede miyiz? Tabii ki nezarethane de!

Barış'ın attığı yumruk bomba etkisi yaratmıştı ve herkes birbirine girmişti. Tabii ortamı fırsat bilen çocuklarımızda. Müdürde dayanamamış ve polisi aramıştı.

Poyraz Soylu, nezarethane de bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyordu. İsimlerini sorguya alınırken, seslendiklerinde duymuştum. Soyadlarını duyunca eskiye gitmiştim. Barış'ın teorisine. Gerçekten de benziyorduk.

Ben ne kadar benzediğimizi düşünürken Venüs'ün kahkahası doldurdu ortamı. Herkes Venüs'e dönerken Venüs daha da gülüyordu. Ne olduğunu anlamasam da benim de gülesim gelmişti. Kızımla birlikte bende kahkaha atmaya başlamıştım. Şuan herkes bize değişik bakıyordu.

Kahkahalarımızı en sonunda dindirdiğimizde Venüs konuşmaya başladı, "Ne gündü ama!" İşte benim kızım! Tam bir psikopat!

Poyraz Soylu tükürürcesine konuşmaya başladı, "Yaşadıklarımız çok mu komikti?! Bir de gülüyor musunuz?!" Haklıydı ama.. NAPİM!

Bu sefer Barış konuştu, "Kızım ve karım ile konuşurken ses tonunuza dikkat edin!" Uzay babasının cümlesini tamamladı, "Yoksa yaşadığımız şeylerin bir bin katını daha yaşarız!" Ah! Baba - oğul bayılıyorum size!

Toprak Soylu konuştu bu sefer, "Yaşayalım o zaman." Sonra da oğlu Aras, "Aynen!" Baba - oğul hiç beğenmedim sizi!

Pelin Soylu, "Yeter artık. Kavga edip durmayın. Ben ve Poyraz polisiz zaten bir kavga da daha zedeleniriz." 

Rüzgar Soylu, "Yengem haklı. Sakin olun biraz. Abi sende otur şuraya."

Poyraz Bey oturup sakinleşmeye çalışırken şarkı duyuldu, "Düştüm mahpus damlarına, öğüt veren çok olur!" Murat Soylu...

Bu adam tam kafa adam! En çok bunu sevdim. Kafalarımız uyuşuyordu. Mert Soylu abisinin sesinden rahatsız olmuş olmalı -ki gerçekten sesi pek güzel değil. "Abi Allah aşkına sus! Kafam kaldırmıyor!" Bu adamı ciddiye almak isterdim fakat yaşının otuz bir olduğunu öğrendiğimden beri alamıyorum.

Hayır Belis, sakin ol, haykırmamalısın. 

Kendimi zar zor tuttum, o sırada 'Serbestsiniz!' diye bir ses duyuldu ve parmaklıklar açıldı. Hemen çıkıp Barış ve Uzay'ın yanına gittik. Soylu ailesi ile kısa bir süre bakışıp, imzalarımızı attıktan sonra arabamıza geçtik.

Çocuklar sabah okula gidememiş olsalar da öğleden sonra gideceklerdi. Eğitim sadece sağlıktan sonraydı. E onlarda şuan oldukça sağlıklılar. Biz sadece onların geleceğini düşünüyoruz. Tek isteğimiz iyi bir gelecekleri olması.

----

Çocukları okula bırakıp eve geçmiştik. Barış ile birlikte üstümüze rahat bir şeyler giymek için odamıza çıktık.

Geceliklerimi giymiş aynaya bakarken Barış banyodan çıktı. Ben de ona hitaben konuşmaya başladım.

"Bugün çok yoruldum babacığım.." 

Tamam o kadar çok değildi ama benimle ilgilenmesini istiyordum.

"O zaman bebeğimi rahatlatmalıyım, hm?"

(+18) (Rahatsız edici cümleler)

Yavaşça bana yaklaşıp arkamdan sarıldı. Omzuma tahrik edici öpücükler bırakırken bir yandan da kasıklarıma yakın bir bölgeyi okşuyordu.

Ağır ağır beni kendine çevirdi ve üstümdeki geceliğin kollarını sıyırarak geceliğin üstümden ayrılmasını sayladı. Üstümde sütyen yoktu. Sadece altımda iç çamaşırı vardı.

Barış baş parmağı ile meme ucumu okşadı. Gözlerini gözümden ayırmıyordu. Yavaşça yüzlerimizi yaklaştırdı ve dudaklarımızı birleştirdi. Geri adım atarak sırt üstü yatağa yatıp beni de üstüne yatırdı.

Öpüşmeye devam ederken beni altına aldı ve dudaklarımızı ayırdı. Göğüslerimiz hızla inip kalkarken çenemden başlayıp boynuma doğru indi. Emip, ısırıp, yalıyordu. Bu oldukça tahrik ediciydi. 

Boynumu geçip göğüslerime geldi. Sağ mememin ucunu ağzın alıp emmeye başladı. Aynı anda sol memem ile oynuyordu. Meme ucumu dişlerinin arasına alıp çekiştirince ağzımdan ufak bir inleme kaçtı.

Mememi de bırakıp daha da aşağılara indi. Vajinama geldiğinde iç çamaşırımın üzerinden öpücük kondurmuştu. Bu yaptığı kendimi ona doğru itmeme sebep olmuştu. Sırıttığına eminim. 

Yavaşça iç çamaşırımı çıkardı ve kenara fırlattı. Dudağını vajinama yaklaştırıp dilini sürttü. Dil darbelerinin ardı arkası kesilmezken deli gibi inliyordum.

Dudağını çekip doğruldu ve üstündekileri çıkardı. Şuan ikimizde çırılçıplaktık..

Penisini ağzıma doğru uzatıp tahrik edici bir ses ile konuştu, "Lolipop istersin, öyle değil mi bebeğim?"

"İsterim babacığım..." Diye yanıtlayıp penisinin ucunu ağzıma aldım. Dil darbeleri uygulayarak emerken bu sefer deli gibi inleyen Barış'tı. Onu çok fazla tahrik ediyordum.

Tüm penisini baştan sona yalarken Barış penisini ağzımdan çekmiş ve anlamadığım bir hızla deliğime konumlandırmıştı.

Hiç bekletmeden ucunu soktuğunda acı ve zevk ile inlemiştim.

Hepsini birden sokunca ise çığlık atarcasına inlemiştim, "AH!" Barış'ta benimle birlikte inlemişti, "Ohh!"

İçimde hareketlenmeye başladığında tahrik edici cümleleri ile beni daha da çıldırtıyordu, "Bebeğim.." sesi boğuktu. "Çok güzelsin, ah!" Biraz daha hareketlendi "Ohh, sıcacık!"  "Immh babacığıMMH!"

"Efendim güzelimmh!"

"Hızlan ah!" dediğim şey ile hızlanmaya başlamıştı. Fakat çabuk boşalmayalım diye çok hızlanmıyordu. 

"Belis'im... Seni hiç durmadan saatlerce becerebilirim! Ohhh!"

"Becer babacığı- Ah!" Cümlelerimi tamamlayamıyordum. Çünkü çok zevk alıyordum!

Barış'ın inlemeleri ise beni daha da çıldırtıyordu! "Ahm! Ohh! Güzelimm. Imm! Mükemmelsin!"

Benim inlemelerim ise onu.. "Ah! Ço- ımmh! Güze- Ahh!"

Daha da hızlanmaya başlamıştı. "Imm.. Sıcacaıksın! Bu beni çıldırtıyor ah!"

"Hızlan!"

İnleyerek istediğim şeyle istediğimi fazlasıyla yerine getirerek hızlandı. Gözlerim kayıyordu bu çok güzeldi..

Gelen titreme ile boşalacağımı anladım, "Im! Babacı-IMH! Sanırı-m Ah! Boşalacağı-Mh!"

"Beraber güzeli-Mh!"

Bir kaç git gelden sonra ikimizde titreyerek boşalmıştık. Barış içimden çıkarak kendini yanıma attı.

(+18 BİTTİ)

"Çok güzeldi papatyam.." Dediği şey ile gülümseyip göğsüne sokuldum. İkimizin de göğsü inip kalkıyordu. "Öyleydi sevgilim.."

Barış saçlarımı okşamaya başlarken huzur ve yorgunlukla uyuya kaldım...

----

Ne yazdım ben amk?!

Olm çok utandım uhygtfrdesdrftgyhu

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdir!

Görüşürüz!

Ben biraz köşemde utanayım- KIJUHYGTFRDRFTGYHUJI